7 Ekim 2016

,

Miss Peregrine'nin Tuhaf Çocukları | Film Yorumu

Filme dün akşam izlemek konusunda benden daha hevesli olan küçük kız kardeşim ile gittim. Film çıkacağı haberi yayıldığında ben henüz kitabını okumadığım için diğer herkes kadar sevinmemiştim. Kitabı da benim için mükemmel olmasa da gayet güzel ve övgüye değerdi. Fragmanı da gerçekten etkileyiciydi ve oyuncu kadrosu baştan aşağı parlıyordu. Bunun yanı sıra elbette Tim Burton'dan bahsettiğimiz için ve derin bir sinema sevdalısı olarak yönetmenin elinden birçok film izleyip her birini çok beğendiğim için kitaptan uyarlanma olarak değil, sadece film olarak bakıldığında bile beğenimi kazanması konusunda oldukça umutluydum.
Açıkçası ben filmi izlerken kitabı zihnimde arka plana attım ve sadece Tim Burton'un nasıl bir film çıkardığını izlemeyi amaçladım. İlk yarıya kadar iki kişinin güçlerinin değiştirilmesi haricinde kitaba oldukça hakim kalınmıştı. Ama bu güçlerin değiştirilmesi bence filmi daha güzel yapmıştı. Filmin sonunun kitapla alakası yoktu ama bu durum beni zerre rahatsız etmedi çünkü ilk kitabın sonunda sonuçta gölgelerden kurtulunmuyordu. Kitap seri olarak üç kitaptan oluşup bu üç kitap içinde her türlü güzelce ve açıklayıcı bir detayla sonu daha güzel bağlanabilir elbette fakat kitaptan uyarlanma sadece bir film çıkaracakları ve devam filmi olmayacağı için her şeyi tek filmde doldurmaları kesinlikle çok mantıklıydı.
Filmin ilk yarısını gayet beğendim çünkü kitapta da güzeldi. Diğer yarı konusunda fazlaca eleştirim olacak ama bunların hiçbiri kitaptan uyarlamasında hatalar vb. konularla ilgili değil. Filmin son kısımlarında çok saçma ve gereksiz bulduğum kısımlar mevcuttu. Ayrıca bu kadar farklı farklı güçleri olan bir grup çocuğun tek bir adamı haklayamaması saçmaydı. Zannımca bazı şeyler üzerinde çok durulmamıştı. Mesela o özel güçlü çocukların yapabilecekleri bir sürü şey varken şok içerisinde ana karakterleri izlemeleri. Asıl şeytan karaktere güçleriyle zarar verebilecekken bunun yerine alt kademe sayılacak bir kötüde bunları denemeleri. Yani isteseler o şeytan olan kötü karakteri çoktan yok edebilecekleri halde bunun sakız gibi uzatılması beni en çok bayan kısımdı. Ayrıca müzikli, iskeletli bir sahne vardı ki benim açımdan filmin havasına uymamıştı. Fakat sonunu çok ama çok beğendim.
Benim en çok beğendiğim karakter açık ara Enoch idi. Kitapta hiç ilgimi çekmemişti ama filmde harikaydı. Asa Butterfield küçüklüğünden beri oyunculuğunu çok beğendiğim bir oyuncu zaten. Ama şuna son olarak değinmeliyim ki; Eva Green bu film için olabilecek en uygun, en mükemmel oyuncuydu. Fakat Samuel L. Jackson keşke böyle absürt bir halde karşımıza çıkmasaydı. Filme genel olarak baktığımda beğenimi kazandı ve izlemekten zevk aldım. Çok büyük övgülerle bahsedemesem de tuhaf karakterlerini, kitaptaki hem biraz korku hem de büyülü yetimhane ve etrafında dönen dünyayı filmin sıkılmadan ve beğeniyle izleneceği kanısındayım.

2 yorum:

  1. "Gitmeyi çok istediğim bir film ama kitabını çok kötüledikleri için hayal kırıklığı yaşar mıyım, Tim Burton bile toplayamamış mıdır acaba konusunu " gibi sorular kemirip duruyordu beynimi ama yazını okuduktan sonra sinemada izlemeye şans vermem gerektiğini hissettim :) İzlerim artık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Açıkçası kitabını kötüleyini hiç görmedim henüz, hatta ben dört puan verirken beş puan vereni çok gördüm. Umarım filmi sen de beğenirsin :)

      Sil