14 Ocak 2015

Bu Betül "gene" ne yapıyor?

Asıl bu Betül bu saatte ne yapıyor? Evet, ne yazık ki küçüklüğümden beri nefret ettiğim bir şeyin tadının sonradan farkına vardım. Öğlenliği uyumak denen şey ve ben hiç bütünleşmiyorduk. Ama son zamanlarda ne zaman vakit bulsam iki saatçik bile uyumaya çalışıyorum. Pazartesi salı çarşamba günleri hafif çaplı bir kabus benim için. Oradan oraya koşturup derslere katılmakla geçiyor. Sonraki günler özgürüm. Başta sadece pazartesi salı çarşambanın yorgunluğunu atmak için uyuyordum ama sonra alıştım ve hafta içi geceleri uyumaz oldum. Bu durum biraz rahatsız edici olmaya başladı. 2 olmadan uyuyamıyorum.

Konumuz uyku değil aslında. Gene bir şeyler karalamaya başladım. Aynı iki sene evvel yaptığım yarıda bıraktıklarım gibi. Bu sefer aynısını yapmak istemiyorum. Kendi hayatımdan esinlenip bir şeyler uydurdum kafamda. Gerçekten hayal gücüm koskocaman olmalı. Oturduğum yerde aklıma gelen en ufak şeyle kocaman bir senaryo yazabiliyorum. Gene yazdım bir tane. İlk defa bu kadar heyecanlıyım bu konuda. İlk defa olmasa da bu sefer gerçekten bitirmek son sayfasını görmek istiyorum. Fakat kendime güvenim yok. Ben bu kendimi çok iyi tanırım. Biri bitmeden başka bir senaryo kurarım ve heveslenip ona başlarım. Bu sefer bunu yapmamaya kararlıyım. Bitirip ne olacağını görmek istiyorum.

Bir başka kendimle ilgili bir konu. Günlerim gitgide sıradanlaşıyor. İki haftadan fazla rutin bir şekilde bu bilgisayarın başında bu saatlere kadar aynı yerde oturuyorum. Artık önceki gün ne yapmıştım diye kendimi zorlamama gerek kalmıyor. Bu yüzden biraz değişiklik istiyorum. Biraz kitap okumak bana iyi gelir diye düşünüyorum. Hem de yazacağım hikaye hakkında daha da kelime hazinemi geliştirmiş olurum. Kitaplar konusunda da kendimde sevmediğim bir huyum var. Kitaplarda öncelerde bazı satırları şimdilerde uzun uzun paragrafları atlar oldum. Kitap okunurken atlanır mı yahu? Nedir bendeki bu acele? Filmde de desen aynısı, hep elimde mouseda.

Film demişken bu hafta başından beri yani pazar gecesinden beri Japon filmlerine sardım. Şimdiye kadar üç tane izleyebildim. Güya iki günde sekiz tane falan izlerim sanmıştım ama hafta başı gerçekten çok yoğun oluyorum. Japon filmlerindeki karakterler her ne kadar bana şımarık gelse de filmlerin çekildiği ortamlar ve filmin sadeliği hoşuma gidiyor.

Yoksa yoksa? Tumblr gülü mü oluyorum gene? Geçen gün bir baktım da Tumblr'da ne kadar takipçim varmış öyle. Yarısını bile takip etmiyormuşum. Kendi kendime, popi olduğum tek yer orasıydı herhalde dedim. Sonra geçen senelerden sevdiğim bir şarkıyı açtım ve dashboard'da gezinmeye başladım. Bir de ne göreyim? Aynı o eski zamanların tadı damağımda. Nasıl hoş bir histi. Özlemişim bu siteyi, dedim kendi kendime.

Evet, evet. Bitmek üzere. Son olarak geçen cumartesi cheescake yaptım. Ödüm kopuyordu bir şey eksik olacak diye. Bizim evdekiler kötüyse kötü der. Benim de moralim bir güzel bozulur, tek dilim yemem. Onlarda kötü dedikleri şeyi yavaş yavaş yerler. Değişik bir sistem. Her neyse ilk deneyimim olmasına rağmen gerçekten çok güzel iş çıkardım. Burada tarifini vermek isterdim ama yapım aşamalarını çekmedim. Tekrar yaparsam detaylıca anlatmak isterim. Sadece annemin gözüne fazla malzemesi kaçtı. Sabah labne peyniri aldırdıktan sonra bir de bir paket kremayı malzemeye bocaladığımı görünce şaşırdı. Hatta tarif defterimde cheescake'in malzemeleri en çok uzayan liste oldu.

Evet, bu kadar işte. Bu yazım da "gene" başlıklıydı. Ne kadar çok kullandım fark etmediniz mi? Umarım şu hikayem hakkında tekrar bir şeyler yazarım buraya. Bir de bugünlerde beni heyecanlandıran bir şey... ha evet! Cumartesi kız kardeşimin doğum günü. Bir sürü şey hazırlayabileceğim. Evet, mutfağa girmek beni bu kadar çok mutlu ediyor :)

Betül Tosun

Continue reading Bu Betül "gene" ne yapıyor?

9 Ocak 2015

Oreolu Capcake Tarifi

Tariften önce 2015 yılına girmekle içimi hem bir hüzün hem de mutluluk kapladı. 2014 yılım o kadar kötü geçmişti ki yarısını çöpe atmak istiyorum diyebilirim. Geçen gün arkadaşımla ani bir kararla Sultanahmete gittik, o gün ilk defa telefonumdan tarihe baktım. 2015 yazdığını görünce bir garip oldum. 2010 daha dün gibi aklımda, ne zaman kocaman beş seneyi atlattım diye daldım düşüncelere. Demem o ki bu senemi daha değerli kılmaya çalışacağım ve biraz daha lüzumsuz işlerden
 uzak durmaya çalışacağım. 

Ve şimdi tarife gelince... Gene yakın bir arkadaşımın doğum günüydü. Geçen seferki gibi bir cupcake yapayım dedim ne de olsa hep güzel tepkiler alıyor. Bu kekin malzemesi geçen kasım ayında yazdığım "bir kaç harika kek tarifi" yazımdaki oreolu kakaolu kekten pek bir farkı yok. Sadece biraz daha az malzeme kullanmaya çalıştım.

Malzemeler;
3 yumurta +1 yumurta sarısı
1 su bardağından iki parmak eksik şeker
100 gram tereyağ
80 gram bitter çikolata
2 çay kaşığı kabartma tozu
1 paket vanilya
1 çay bardağı elenmiş un
2 yemek kaşığı kakao
Üzeri için ve içi için;
Şayet bulabilirseniz Oreo yada etinin negro bisküvisi

Kreması için;
Bir paket kakaolu krem şanti
Bir bardak süt

Öncelikle tereyağı eritiyoruz. Sonra içine bitter çikolatalı kırıyoruz. Eriyene kadar karıştırıyoruz. Diğer yardan çırpma kabına yumurtaları ve şekeri ekleyip mikserle köpürene kadar çırpıyoruz. Ardından tereyağla erittiğimiz çikolatayı, vanilyayı, kakaoyu ve unu ekleyip karıştırmaya devam ediyoruz. Mikserle karıştırma işi bittikten sonra büskiveden dört tanesini minik parçalara kırıp kek malzemesinin içine atıyoruz. Son olarak kaşıkla karıştırıp dolduracağımız cupcakelere malzemeyi koymaya başlıyoruz. Yarısından fazlasını dolduruyoruz çünkü fazla kabarmaları gerekiyor. Önceden ısıttığımız fırında 150 dereceye koyarak 30-40 dakika pişiriyoruz. Fırından fırına pişme hızı değişebilir. Kontrol etmekte fayda var. 
Cupcakeler pişerken krem şantiyi hazır ediyoruz. Cupcakeler piştikten sonra soğumaları için yirmi dakika falan bekletiyoruz. İsterseniz daha hızlı balkonda da soğuyabilirler. Cupcaklerin üst kaba kısmını dikkatle kesiyoruz ve krem şantiyi üzerine sıkıyoruz. Son olarak üzerlerine bisküviyi minik parçalara ayırıp serpiyoruz. 
O her şeye burun kıvıran kardeşim bile keki çok güzel olmuş dedi. Sanırım bu gidişli Mutfakta Beter Anlar Part 2 biraz geç gelecek çünkü bu sıralar pek hata yapmıyorum. Arkadaşımda hediyesini çok beğendi, tabii bununla yetinmedim bir de eldiven aldım ona. Meğer onun da aklında yeni eldiven varmış, vesile oldu.
Bunlarda o günden attığım snapler;


Yakın zamanlar kimsenin doğum günü yok :( Ama küçük kız kardeşimin doğum gününü kutlayacağız, inşAllah tüm tatlılar benden olacak. Yarın umarım limonlu cheescake deneyeceğim, hem de ilk defa! Baya mutluyum şimdiden :) Bir de boğazlarım çok fena şişti, sesim içime kaçtı diye dalga geçiyorum kendimle hehe 

Betül Tosun
Continue reading Oreolu Capcake Tarifi

1 Ocak 2015

,

Surplus Princess (2014) | Dizi Yorumu


Uzun zamandır kore dizilerine bakmıyordum. En sonunda Blade Man'i finalliyeyim derken bir kaç dizi depoladım. Surplus Princess'i izlemek istiyordum güncel olarak ama haftada bir bölüm yayınlanıyordu onu mu bekleyeceğim dedim. Diziyi dün gece bir oturuşta bitirdim, zaten 10 bölümdü. Bu kadar komik bu kadar iyi olur hiç sanmamıştım. Gerçekten kahkahalarla izledim, çok iyiydi. 

Başroldeki kızımız Jo Bo Ah denizkızı Ha Ni'yi canlandırıyor. 
Kendisini daha önce Shut up flower boy band dizisinde izlemiştim ve dizini yarısını onu Sulli sanarak izlemiştim. Ama gerçekten çok benziyorlar. Bu karakter tam bir çatlak beni koparttı cidden. Bu kıza karşı ön yargım vardı ama geçti gitti, çok sevimli içten bir oyunculuğu var.
İşte istenmeyen başrol On Joo Wan da Hyun Myung karakterini canlandırıyor. 
Ben bu çocuğu niye bu kadar geç keşfettim? Bir çok dizisini izlemişim ama farkına bile varmamışım. Çok sempatik bir oyuncu, gülünce gözleri görünmüyor resmen.
Ve bir yanrol krizi. Karizmasına hayran Song Jae Rim! 
Yemek şefi Shi Kyung rolünü canlandırıyor. Tipik yan rol erkekten farklı biraz. Beğendim, çova!


Dizinin konusu da kızımız yemek şefi Shi Kyung'a tutuluyor ve onu gerçekten sevdiğini sanıyor. Fakat kendisi bir deniz kızı! Shi Kyung'un gerçekten kendine aşık olduğunu ıspatlamak için tam 100 günü var. Böyle işte.
Klişe kore dizilerden farklı çok eğlenceli bir yapımdı. Bazı sahneleri kondurayım.
Mesela burada nasıl kahkaha attım, başrol gerçekten çok komikti.



Ay bi de bu çift çok tatlıydı, çok güldürdüler beni.

Bu sahne ahahahahah

Dizideki herkes ayrı çatlak

Bi de baya popüler dizilerin ostlerini bazı sahnelerde kullanmışlar, onlar ayrı komediydi.

İzleyecek herkese iyi seyirler dilerim. Fakat dizi reyting sıkıntısı yüzünden 16 bölümden 10 bölüme düşürülmüş. Bu yüzden final sahnesi pek tatmin edici olmadı. Gene de izlemeye değer!

Betül Tosun
Continue reading Surplus Princess (2014) | Dizi Yorumu