16 Temmuz 2019

Feriköy Antika Pazarı


Merhabalar! Bir zamanlar hatta çok eski bir zamanlarda blogumda gezdiğim yerleri de paylaşıyordum. Seneler sonra böyle bir yazı daha yazmak nasip oldu tekrardan. Bloga geri dönme fikri aklıma geldiğinden beri çeşitli yazılar hep aklımın bir köşesinde bekliyor. İki hafta önce gittiğim Antika Pazarı da aralarındaydı ve nihayet laptopun başına oturabildim. Öncelikle ismini pek çok kez instagramdan takip ettiğim kişilerden duymuştum ve yakın bir arkadaşım bu tarz yerlere çok meraklı olduğu için beraber gitme kararı aldık. Yenikapı-Hacıosman metro hattında Osmanbey durağında inerek sorduğunuz her manav, bakkal vb. dükkandan yerini kolayca bulabileceğiniz antika pazarı metrodan indikten sonra on- on beş dakika yürüme mesafesi uzaklığında.
Pazardan içeri girdiğiniz gibi her taraf antika çay takımları, pikaplar, oyuncaklar ve kitaplarla dolu sahaf tezgahlarıyla dolu. Her bir tezgahı başında durup incelemeden geçmedik. Tabii ki ben özellikle kitap tezgahlarını çok dikkatlice gezdim. İlk uğradığım sahaf tezgahında İnce Memed'in Remzikitapevinden çıkan ilk baskılarından biri vardı. Hatta kitabın son satırından sonra "SON" yazıyordu çünkü meğerse Yaşar Kemal aslında sadece ilk kitapla Memed'in öyküsünü bitirmeyi düşünüyormuş başta, sonradan seri olarak devam ettirmiş. Bunu da öğrenmiş oldum o tezgahtaki nazik bayan sayesinde.
Her taraf eski broş, takı ve fincan takımlarıyla doluydu. Annem yanımda olmadığı için fincan takımlarını çok yakından incelemedim. Ama broşlar konusunda çok zarif ceket broşları bazen 50-60 aralığında olabiliyordu. Bir dahaki gittiğimde daha zengin olursam o tarz bir broşu bu sefer satın almak isterim. Onun yerine ben daha uygun ve çok tatlış birkaç broş aldım, taneleri 5 liraydı. 

Ve pazarın kitap okurlar için en güzel yanlarından biri harika bir İngilizce kitap arşivi bulundurması. Her taraf Penguin baskılı klasik kitaplarla doluydu. Gerçekten bayılarak gezdim. Bunun haricinde çok dikkatli incelerseniz giysi tezgahlarında da kendinize yakışacak bir şeyler bulabilirsiniz.
Mesela ben Tom Jones'ın bu kitabını 15 lira gibi cuzi bir miktara satın aldım. Paul Auster'ında bir kitabı vardı fakat onu bir daha gelirsem alırım diye bıraktım. Ayrıca yine sahaf tezgahlarında Türkçe'ye ilk çevrilen klasiklerin baskılarını bulmak da bolca mümkün. Ben şansıma tam da dört cmlik lastiğe ihtiyacım varken tuhafiye malzemeleri satan bir tezgah bile bulabildim. Ayrıca benim en çok bayıldığım şeylerden biri de oyuncak tren setleriydi. Babam oyuncakçı olduğu için küçükken en sevdiğim oyuncağımız kahverengi tren takımıydı. Rayların altına lego parçaları sıkıştırıp trenin zıplamasını keyifle kıkırdayarak izlerdik. Hala tren takımlarına ve lego setlerine karşı asla tükenmeyen bir hayranlığım var. Belki bir dahaki gittiğimde uyguna bulabilirsem almayı çok ama çok isterim.
Mesela bu tarz bir sürü broşla karşılaşıyorsunuz. Ama bu broşlar daha çok Amerikan ve Alman markalı cafelerin, yiyeceklerin amblemlerinden oluşuyor. Ayrıca plak sevdalıları için o kadar çok çeşit mevcuttu ki bir gün oradan bir pikap satın almayı da delice isterdim. Lafın kısası bizim için çok güzel bir pazar sabahı oldu. Erkenden pazarı gezip sonra ünlü Yapı Kredi Bomontiada kısmına geçip orada bir kafede kahve içtik, bolca sohbet ettik. Sizlere de farklı bir gezi olacak Feriköy Antika Pazarı'nı gezmenizi öneririm. Sadece kitap arşivi için bile olsa gidilmeli. Bir sonraki gezi yazımla görüşmek üzere!
Continue reading Feriköy Antika Pazarı