2 Şubat 2016

Blogum 3. Senesine Merhaba Derken Beni Tanıyın

Blogum üçüncü senesine merhaba diyor! Sadece son aylarda aşırı aktif olduğum blogumu aslında 2014 şubat ayında açmıştım. Bugüne kadar hiç kendim hakkımda direk bilgi vermediğim için uzun zamandır yazmak istediğim beni tanıyın yazımı da üçüncü yılımın mutluluğuyla buraya ekleyeyim dedim.
Muhafazakar diyebileceğim bir ailenin üç kızından en büyüğü olan bin dokuz yüz doksan yedi doğumlu bendeniz Betül İstanbul'da doğmakla beraber hâlâ burada yaşamaktayım. Anne ve baba tarafından aynı şekilde Trabzonlu fakat kesinlikle Oflu olmamakla birlikte çok fazla memleketimiz Çaykara'ya gittiğimi de söyleyemem. Bir daha ki ay itibariyle 19 yaşıma ilk adımımı atıp bir sene daha yaşlanmış olacağım. Bir yandan lise derslerini vermeye çalışıp bir yandan ufaktan üniversite sınavına hazırlanan Betül, seneye açıktan iki senelik ilahiyat okurken diğer yandan yurt dışı eğitimini İstanbul'da veren özel bir üniversite de Arap Dil Edebiyatı ya da İngiliz Dil Edebiyatı okumaya niyetli. Kaymağı kaşıkla yiyen, kestaneyi çiğ yemeye bayılan ve çok abartılı olmasa da yemek alışkanlıklarında sorun olan ve tabii aşırı uyku problemleri de olan biri olarak kendimi diğer insanlardan sıyırabildiğimi söyleyebilirim. Önceki senelerde saçma sapan uyguladığım diyetler sonucunda yemek alışkanlığımı temelden bozarak birkaç gün sıcak yemek yemeden sadece abur cubur ayak üstü atıştırarak da idare edebilen ve annemden bu sayede oldukça azar işiten biriyim. Bunun dışında blogumu okumakla birlikte anlayacağınız üzere küçüklüğümden beri büyük bir sinema sevdalısı ve dört beş senedir ara verdiğim kitaplara geçen yaz, yaz tatilinin girmesiyle bomba gibi bir dönüş yapmış bulunmaktayım. Çok fazla hobim olduğu için can sıkıcı ya da buluştuğunuzda karşınızda sus pus oturan biri değilim kesinlikle. Şu konuda anlaşamazsanız o konuda anlaşabileceğiniz bir insanım. İnatçılık denen şey çocukluğumdan beri ben de vasıf bulmamakta. Çok ileri gidilmediği müddetçe kimseyle uzun süre konuşmamazlık yapmam. Ortanca kız kardeşimle küçüklüğümden beri çok fazla kavga ederim. Benimle ağız dalışına girmek çok büyük bir hata olabiliyor çünkü kendimi savunmak konusunda asla yorulmam. Bunlar dışında duygusal bir yapım vardır. Bazı insanların aksine sinirlendiğimde çok nadir ağlarım. Fena damarıma basılması gerekir sinirden ağlamam için. Ama buna rağmen başka konularda ağlamayı çok severim. Kitaplara filmlere ağlayıp burnumu dudaklarımı kıpkırmızı şişirmeyi severim. Birilerine sarılmaya bayılırım. Mesela küçük kız kardeşim her ne kadar sarılmaktan nefret etse de yanına kıvrılıp zorla sarılırım ona. Hatta bir şeyler karşılığında onunla uyumayı bile teklif ederim. 
Tüm gün sırtımın ağrıyacağını bilsem yine de bir yere giderken fotoğraf makinemi yanımda götürürüm. Aslında babamın olup sonradan benim sahiplendiğim Nikon makinemizin yanında bir tane de Fujifilm İnstax almak istiyorum. İstesem şimdiye kadar çoktan alırdım ama kitaplara öncelik veriyorum bu sene. Seneye de muhtemelen para biriktirip sonunda kendime Macbook bir laptop alacağım. Aslında evde bir laptop varken babamın buna izin vereceğine pek ihtimal vermesem de umut etmek güzeldir.
Ailem her zaman için hobilerim konusunda biraz yargılı olmuşlardır. Bundan seneler önce tüm paramı film cdlerine yatırdığımda babam ne zaman onları görse öfkelenirdi. Annem de bu sefer kitaplarıma takmış durumda. Kitaplara çok fazla para verdiğim için sürekli eleştiri yapıyor. Hatta bu ay zar zor sipariş verdim. Baba tarafım da anne tarafımda çok kalabalık bir aileden geliyorum. Annemler dokuz kardeşler ve keşke biz de dokuz kardeş olsaydık. Ne zaman kuzenlerimle bir araya gelsek bayıla bayıla zaman geçiriyorum onlarla. Hep bir abim olsun isterdim ve sağ olsun dayımın oğulları bu isteğimi yerine getiriyor. Teyzelerim hep farklı şehirdeler o yüzden ne zaman İstanbul'a gelseler buradaki herkes annanemde toplanır. Yazın tatile gittiğimizde Balıkesir ve Bursa'daki teyzemlere de hep uğrarız. Tabii bir de dörtlü bir kızlar grubumuz var kuzenler arasında. Ayda bir kere kesinlikle görüşür yatılı kalır deli gibi eğleniriz. 
Fotoğrafta zırlayan ortanca kız kardeşim. Kıvır saçları olan da benim. Kız kardeşim aileden kimseye benzemezken ben her zaman Aysel teyzeme ve anneme benzetildim. Bunların dışında güzel bir çocukluğum oldu. Hatta çok güzeldi. Babam oyuncakçıydı hâlâ da öyle diyebiliriz. Çocukken sayamayacağım kadar oyuncağımız vardı. Ortanca kız kardeşimle aramızda bir yaş olduğu için ikiz gibi büyüdük. Bu yüzden de bundan dört beş sene öncesine kadar manyak gibi kavga ediyorduk hatta o kadar ki saç baş bile. Suratım fotoğrafta baya yuvarlak görünüyor. Yazın sonuna kadar aşırı yanaklı bir insandım. Zaten elmacık kemiklerim çıkık olduğu için kilo da alınca gülünce artık gözlerim kısılıp sincaba benziyordum ama kilo verdiğim için artık sincap surat değilim.
Yazdıkça yazasım geliyor. Bu blogun sahibi böyle bir Betül işte. İsmimi de çok severim. İyi ki ailem bu ismi vermiş bana. Ama soyadımı hiç sevmiyorum. İlkokuldayken hep dalga geçilirdi oysa kilolu bir çocuk hiç olmadım. Tosun soyadını aile üyelerimizden kim seçtiyse alnından öpmek istiyorum. Bu blogu neden açtığım sorusuna da şöyle cevap veririm; hep kendim hakkında ya da izlediğim filmler hakkında yorum yapmayı karalamayı seven biri oldum. Geçen sene çevirilerle dolu olduğum için blogumda pek aktif değildim. Ondan önceki sene zaten benim için berbat ve son derece meşgul bir seneydi. Tabii bu sene de istesem aktif olmazdım ama artık bloguma bayılıyorum. Sabah kalkıp önce bildirimlerime bakıyorum. Her bir yazıma yorum bırakanları gördükçe mutlu oluyorum. Böyle işte dostlar. Şayet bu Betül neler yapıyor nasıl bu kadar kitap okuyacak vakit buluyor diye merak ediyorsanız zaten bu sene çok meşgul olmadığımı hep belirtiyorum. Sağlıcakla kalın :)

Gelecekteki Betül'den not: Yazıyı üç sene sonra okuyunca düşüncelerini ve kendini ifade etme biçimini biraz ergence buldum Betülcüm. Bir de "de" ayrı tatlım nedir bu yazım yanlışları, Türkçemizi güzel kullanalım hayatım.. Sırf bu kadar (gereğinden fazla olsa da) samimi yazmışsın diye bu postu kaldırmıyorum. Hadi iyisin yine..

33 yorum:

  1. Iyiki tanıttın kendini. Sık kitap okuyamam ben bu Yüzden kitap blogları Arasında seçim Yaparım sadece birkaç tanesini takip ediyorum. bu yazıyı okuyunca sana neden için ısınmış daha iyi anladım. Benim annem bize harçlık vermezdi hele kitap almama asla izin vermezdi ben böyle böyle kütüphane kullanma alışkanlığı edindim taaa o zamanlardan. Ins istediğin makineyi alırsın da burdan fotoğraflarını da görürüz. Hayırlı bir Ömrün olur ve ins istediklerini yapabilirsin.
    Deniz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cok tesekkur ederim. Herkes bana da kutuphaneden al diyor ama ben kendi kutuphanemi yaptirmak istiyorum :) Insallah gerceklestirecegim isteklerimi :)

      Sil
  2. Çok keyif alarak okudum otobiyografini, keyifle takip ettiğim bir bloggerı tanımak beni memnun etti :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cok tesekkur ederim. Uzun zamandir yazmak istiyordum anca nasip oldu :)

      Sil
  3. Film CD'lerine tüm parayı yatırmak dediniz, beni eski günlerime fırlattınız :D Çok güzel bir "işte ben" yazısı olmuş. Hayatınızda başarılar diliyorum :)

    YanıtlaSil
  4. Bence çok güzel yazmışsın kendin...Ne kadar tatlı bir çocukmuşsun ;) Ayrıca çok ortak noktamız varmış :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tesekkur ederim canim :) Sevindim oyle olmasina :))

      Sil
  5. Çok güzel bir yazı olmuş. :))
    Madem blogun 3. yılına giriyor,tema değişikliği de yapman daha iyi olur bence.Kaliteli paylaşımlarını severek okuyorum o yüzden blogunun daha da çok takip edilmesini isterim. :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim :) Birkaç kez tema değişikliği denedim ama hüsranla sonuçlandı. O yüzden bu temaya geri döndüm. Detaylı bir araştırmadan sonra yakın zamanda tekrar tema değişikliği deneyebilirim inşallah :)

      Sil
    2. Değiştirmişsin temanıııııı. :))
      Bence çok güzel olmuş.Güle güle kullan canım. :)

      Sil
    3. Evet senin yorumundan sonra musait oldugum icin hemen baktim ve ayri bi blogda denedim once. Sonuc benim de hosuma gitti. Cook sagol :)

      Sil
    4. :)) Sevindim.Çok cici olmuş blogun. :)

      Sil
  6. Gencecikmişsin ne güzel :) Hem senin hem blogunun nice seneleri olsun. Çok sevgiler :)

    YanıtlaSil
  7. Okumaktan hic sıkılmadığım bir yazı olmuş, kendini çok güzel anlatmışsın. Bende bu sene üniversiteye hazırlanıyorum umarım istediğimiz gibi olur her şey :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim :) İnşallah öyle olur.

      Sil
  8. Çok yönlü insanlara her zaman özenmişimdir :) Çok samimi bir yazı olmuş, keyifle okudum. Emeğine sağlık.

    YanıtlaSil
  9. minik kuşum benim o kadar hanımefendisin ki yaşının bu kadar küçük olduğunu bilmiyordum.
    Seni gerçekten çok yakından tanımış oldum. ellerine sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayy utandiriyorsun beni nabrutcum :)) Cok tesekkur ederim canimsin :)

      Sil
  10. Tebrik ediyor daha güzel yıllara diyorum :) yeni blog yazılarını merakla bekliyoruz.

    YanıtlaSil
  11. blogunuz çok tatlı üçüncü seneniz hayırlı olsun o halde takibe aldım bana da beklerim sevgiler ^^
    tekboynuzlupanda.blogspot.com

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cok tesekkur ederim. Elbette ben de takibe aliyorum :)

      Sil
  12. Hangimizin uykuyla problemi yok ki :) Benim annemler de 6 kardeş ve kuzenlerimle vakit geçirmeye bayılıyorum. Hele teyzelerim iyi ki varlar annemlerle bir araya gelince didişiyolar izlemesi çok zevkli ;)

    İnşallah bu sene gönlünden geçen her şey gerçek olur. Üni. için de dilediğin ne varsa seninle olsun. Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cok tesekkur ederim. Benim uyku problemin ses hassaslığından kaynaklaniyor. Tam beş teyzem olunca hayat baska tatli oluyor :D Insallah üni dilegimi de gerceklesirecegim :)

      Sil
  13. Tesekkurler. Ben de takibe aliyorum :)

    YanıtlaSil
  14. tanıştığımıza memnun oldum adaşım :D

    YanıtlaSil
  15. hiç sıkılmadan okudum başka blog olsa
    bu ne yazmış uzun uzun töbe töbe derdim
    ama seninkin zevk ile okudum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tesekkur ederim canimm :) Begenmene sevindim ;)

      Sil