24 Ekim 2016

,

Kazananın Laneti - Marie Rutkoski | Kitap Yorumu

Kitap Adı: Kazananın Laneti
Orijinal Adı: The Winner's Curse
Yazar: Marie Rutkoski
Sayfa Sayısı: 368
Yayınevi: Pegasus
Goodreads Puanı: 4.04/5
Benim Puanım: 5/5
Arka Sayfa;
İSTEDİĞİN ŞEYİ KAZANMAK, SEVDİĞİN HER ŞEYE MAL OLABİLİR.
On yedi yaşındaki Kestrel, bir generalin kızı olarak savurgan ve ayrıcalıklı hayatının tadını çıkarmaktadır. Arin’in ise sırtındaki giysilerinden başka bir şeyi yoktur. 
Kestrel, Arin’i kendisine bağlayan fevri bir karar alır ve bununla savaşmaya çalışsalar da birbirlerine âşık olmaktan kendilerini alıkoyamazlar. Ancak genç âşıkların dünyasında, isyan, düellolar, ahlaksız söylentiler, kirli sırlar ve her şeyin tehlikede olduğu oyunlar hüküm sürmektedir. Birlikte olabilmek için halklarına; ülkelerine sadık kalmak için ise birbirlerine ihanet etmelidirler.
Aşk, Kestrel'in dilinin ucundaydı. Ama bunu söylemeyemezdi. Aralarında geçen onca şeyden sonra, müzayedeciye ödenen elli killitaşından sonra, Kestrel'in piyano çalarken Arin'in şarkı söylemesinin kulağa nasıl geleceğini saatlerce gizli gizli merak etmesinden sonra ve Arin'in İlkkış gecesinde, at arabasındaki itirafından sonra Kestrel nasıl olur da söyleyebilirdi?
Bu kadar güzel olunamaz. Olunamaz çünkü bu kadar güzel olacağı aklımın ucundan geçmemişti. O arka sayfa yazısı inanın bu kitabın içinde geçen mükemmel konu ve işlenişin yanında solda sıfır kalır. Hatta kitabın arka sayfasını okuduğumda böyle üstü kapaklı bir konudan üç kitap nasıl sürecek diye çok meraklanmıştım. Zaten Kestrel ile Arin arasında doğacak birlikteliğin aşk değil, arkadaşlık olmasının bile imkansızlığının farkına varınca hafiften sarsıldım ve nasıl ilerleyecek diye fıldır fıldır düşündüm. Tüm açılardan beklemediğim şekilde ilerledi. Hiçbir şey uzatılmadı, diğer kitaplara aktarılır diye tahmin ettiğim olaylar ilk kitaba sığdırılıp ağzımı açık bıraktı. Yazarın kalemine aşık oldum. Karakterler arasında yavaş yavaş büyüyen duyguları, Kestrel'in ve Arin'in iç yüzünü, kitapta geçen tüm kavramları, her şeyi okuyucuya mükemmel geçirmişti.
Kestrel gerçekten harika bir karakterdi. Hakkında daha derin bir şeyler öğrenip okumaya doyamadım. Arin desen ayrı bir alemdi. İkili arasında gelişenleri kalbim pır pır ederek okudum. Sonunda ufaktan ağlayacağımı düşündüğüm bir olay vardı ama onun yerine hiç beklemediğim bir olay patlak verince, gözlerim de pat diye doldu ve durduramadım. Üstü kapaklı o tatlı konuşmalar, o mükemmel acımasız nefret dolu satırlar ve aşklarının imkansızlığına vuruldum. Ayrıca kitabın ismi kitaba o kadar harika yansıyor ki yazarı tebrik ediyorum. Ve de ben kitapta romantizmin yani köle ve generalin zengin kızı olayının en çok ağır basan olay olacağını sanıyordum ve tamamen yanılmışım. Çünkü aşırı kaliteli bir konusu vardı. Kültürleri tamamen farklı, birbirine ölesiye düşman olan bu iki tarafın savaş hırsı sizi ayrı ayık tutarak heyecanı hiç elden düşürmemeyi sağlıyor. Yazarın betimlemesi, karakterleri anlatış tarzı da ayrı bir kaliteliydi. Bana dokunan öylesine çok satırı vardı ki elime tekrar aldığımda aklıma yeniden kazınması için her yerini işaretledim. Sıradaki kitaplarda neler olacak hiçbir fikrim yok. Yazarın bu muhteşem kalemiyle köle ve efendi vasıfları sürekli yer değiştiren aşk ve ihanet arasında gidip gelmeye yüz tutmuş bu iki güçlü harika karakteri okurken, bir yandan da Volaryalılar ve Herraniler arasındaki acımasızca ele geçirme arzusunu okumaya devam etmek için sabırsızlanıyorum!

0 yorum:

Yorum Gönder