Kitap Adı: Sevgilimden Son Mektup
Orijinal Adı: The Last Letter From Your Lover
Yazar: Jojo Moyes
Sayfa Sayısı: 480
Yayınevi: Pegasus
Çıkış Tarihi: 01/2015
Goodreads Puanı: 3.92/5
Benim Puanım: 5/5
Arka Sayfa;
En azından şunu bil ki bu dünyada seni seven bir adam var.
Seni her zaman seven ve bu ona zarar verse de hep sevecek olan bir adam...
1960. Jennifer Stirling zengin kocasının servetiyle lüks bir hayat yaşamaktadır. İstediği her şeye sahip olduğunu zannetse de bir gün ondan her şeyi arkasında bırakıp kendisiyle gelmesini isteyen bir adama âşık olur. Hayatında ilk defa tutkuyu hisseden Jennifer'ın önünde iki seçenek vardır: Ailesine ihanet etmek ya da aşkının peşinden gitmek…
Seni her zaman seven ve bu ona zarar verse de hep sevecek olan bir adam...
1960. Jennifer Stirling zengin kocasının servetiyle lüks bir hayat yaşamaktadır. İstediği her şeye sahip olduğunu zannetse de bir gün ondan her şeyi arkasında bırakıp kendisiyle gelmesini isteyen bir adama âşık olur. Hayatında ilk defa tutkuyu hisseden Jennifer'ın önünde iki seçenek vardır: Ailesine ihanet etmek ya da aşkının peşinden gitmek…
2003. Gazetecilik kariyerinde zirveye yükselmek isteyen Ellie Haworth ünlü ve karizmatik bir yazarla ilişki yaşamaktadır. Aslında çok mutlu olması gerekirken sevdiği adamın başka bir kadına ait olması Ellie'nin hayatını ve tercihlerini gözden geçirmesine yol açar. Bundan böyle ya eksik bir sevgiye razı gelecek ya da kendini korkusuzca gerçek aşkın kollarına bırakacaktır...
Bir gün Ellie, gazete binasının tozlu arşivinde 1960'lardan kalma aşk mektuplarına rastladığında iki kadının hayatı beklenmedik bir biçimde kesişir. Acı bir aşk hikâyesinin eksik parçaları bir araya gelirken Jennifer ve Ellie'nin hayatı geçmiş, gelecek ve günümüzle tekrar şekillenir.
Bir zamanlar kitap yorumları ardı ardına kesilmeyen bir Betül vardı. Henüz ölmedi ama şu an griple boğuşarak yazıyor bu yazıyı. Jojo Moyes'in en son Ardında Bıraktığın Kadın adlı kitabını okuyup o kadar beğenmiştim ki yazara biraz ara verip özlemek istediğimi belirtmiştim. Aslında bu kitap Şubat Reading Challenge yazımda yoktu çünkü o zaman arkadaşımdaydı ve eklemeyi unutmuştum. O liste de biraz yalan oldu. Şubat ayında bu kadar meşgul olacağımı bilmiyordum. Her neyse, Sevgilimden Son Mektup kitabını arkadaşım okuyup çok beğendiğini söyleyince -ki hiç şaşırmadım- böylece ben de müsait olduğum gibi kitabı elime aldım. Dün gece yüz elli sayfa kadar okumuştum ve akşam eve geldikten sonra bitirdim. Kitabı ciddi anlamda çok beğendim. Zaten Jojo Moyes'in beni şaşırtması imkansız. Sadece hikayeyi çok beğenmeme rağmen bazı imkansızlıklardan dolayı hikayeye çok sarılamayacağımdan ve diğer kitaplar kadar beğenemeyeceğimden korktum ortalarına kadar. Tabii son yüz sayfaya gitmeden tüm şüphelerim balon olup uçtu.
"Çok zor," diye mırıldandı. "Mutlu olduğumu sanıyordum ben. İyi bir hayatım var sanıyordum. Sonra sen çıktın ve her şey... her şey anlamını yitirdi. Planladığım hiçbir şeyi, evleri, çocukları, tatilleri istemiyorum artık. Uyuyamıyorum. Yemek yiyemiyorum. Sürekli seni düşünüyorum. Bunu düşünmekten vazgeçemeyeceğimi biliyorum." Vestiyeri işaret etti. "Ama gerçekten gitme düşüncesi..." burnunu çekti, "boşluğa bakmak gibi."
Yazarın Ardında Bıraktığın Kadın adlı kitabında çok ağlamıştım. Bir süre etkisinden çıkamamıştım. Sevgilimden Son Mektup da en az onun kadar harikaydı. Bazı satırlar o kadar samimi o kadar güzeldi ki içime işledi resmen. Satırları tekrar okumaya doyamadığım oldu. Beni yine ağlattı ama bu sefer derinden dokunduğu halde daha az ağlamayı başardım. Zaten nezleyim. Bu halimle normalde hafif bir bıkkınlıkla okumam gerekirken sayfalar elimden akıp gitti. Yine böyle aşkın imkansızken bile nasıl bu kadar mükemmel olduğunu işleyen harika bir kitaptı. Jennifer'in çaresizliği öyle derindi ki benim de canımı yaktı gerçekten. Başına gelenler defalarca beni hüzne boğdu. Tabii Antonia karakterini ayrı ayrı çok ayrı sevdim. O mektuplardaki samimiyeti, aşkını harika bir dille vurgulayışı beni hayran bıraktı satırlara. Ellie de kendi halinde sevdiğim bir karakterdi. Kitap boyunca ona daha az yer verilmişti ve iyi ki öyle yapılmış. Yoksa konu itibariyle kendisini sevemezdim.
"Adı neydi? Boot değildi herhalde."
"Hayır. O aramızdaki bir espriydi. Hiç Evelyn Waugh okudun mu? Gerçek adı Anthony O'Hare'di. Bunca zaman sonra aslında sana bunları anlatmam çok tuhaf. O benim hayatımın aşkıydı ama hiç fotoğrafımız yok. Sadece birkaç anı var. Mektuplar olmasa hepsini uydurduğumu düşünebilirdim. O yüzden bunları bana getirmen büyük bir ödül oldu benim için."
"Yalnızca mektuplar değil." Ellie burnunu çekti.
Rory bekliyordu. Şimdi tekrar kanepeye yaslanmıştı ama eli hâlâ Ellie'nin omzundaydı. Ellie o elin hep orada kalmasını istediğini fark etti. "Evet?" Rory yumuşak, meraklı bir ses tonuyla konuşuyordu.
"Korkuyorum..."
"Neyden?"
Ellie'nin sesi fısıltıya dönüşmüştü. "Kimsenin beni öyle sevmeyeceğinden..."
Spoiler bölümü yazmama gerek yok sanırım. Kitap boyunca aklımı çelen bazı sorular ve ufak rahatsızlıklarım oldu konu dolayısıyla ama içimi dökecek kadar uzun değil. Son satırlarda gözlerim defalarca kez üst üste doldu. Daha fazla övmeme gerek yok sanırım. Kitabı canı gönülden tam puan veriyorum. Aşk romanlarını seviyorsanız kuşkusuz hemen okuyun. Jojo Moyes'in kaleminden sadece After You ve Paris'te Balayı kitapları kaldı okumadığım. After You'yu İngilizce olarak mart ayında okumaya niyetliyim. Paris'te Balayı, Ardında Bıraktığın Kadın'ın novella kitabı olduğu için onu geciktirsem de sorun olmaz. Sonuç olarak bu kadının kalemine bayılıyorum. Bir ekşi yorumuydu sanırım. Kitaplarında çok fazla karakter bulunduğu için kafa karışıklığı oluşturduğunu söylemişti ama katılmıyorum. Sakin bir kafayla okuduğunuzda anlam verip isimleri aklınızda tutamayacağınız hiçbir kitap yoktur zannımca. Sevgilimden Son Mektup'u okumayan romantik severler varsa buyursun hemen :)
Son olarak Şubat Ayında Neler Yapıyorum yazımı yarın akşam yazacağım çünkü diktirdiğim elbiseyi buraya da atmak istiyorum. 100 takipçiyi geçmişim. Tabii kimin sayesinde? Tatlı mı tatlı blogger arkadaşım Kore Fenomeni beni Haftanın Blogu olarak önermiş. Yarınki yazımda buna tekrar değineceğim ama buradan da teşekkür ediyorum kendisine!
Öncelikle geçmiş olsun. Bu kitabı çok begenmistim.2 günde bitirmiştim
YanıtlaSilCok tesekkur ederim:) Ben de cok begendim
SilÇok geçmiş olsun :(( Bu yazarı hiç okumadım ama hep olumlu yorumlarını duydum. Bir ara bende denemeyi istiyorum :))
YanıtlaSilÇok sagol :) Tum kitaplarina ayri aşığım :D Kesinlikle kitaplarindan birine sans ver
SilGeçmiş Olsun Betül.Gerçek ismiyle yayın yapanlara ayrı bir saygım var.Önce bunu yazayım dedim.Ama yazamayanların da sakıncalı durumları olduğunu düşünmeden geçmem.
YanıtlaSilKitap spoileri bile beni çok mutlu ediyor.Zira ancak e-kitap okuyabiliyorum.Vertigom nedeniyle gözlerimi sürekli sağa sola gidip gelmeleri atağı tetiklediği için doktorum sayfa kısıtlaması yapmamı önerdi. Bölük pörçük okumak hiç zevk vermiyor,merak ediyorum çünkü.Aşk,daha doğrusu romantik aşk romanları tutkunuyum.Tanıtım için teşekkürler kızım. Ece ablanız.
Çok teşekkür ederim. Umarım okursunuz. Ben de e-kitap okumayı çok seviyorum. Tüm kitapları satın alamadığım için daha çok e-kitap okuduğum bile oluyor :)
SilBetülcüğüm fotoğrafları çok özenerek çekmişsin. Bu da yazıya ayrı bir güzellik katmış
YanıtlaSilEn az yorumlarim kadar fotograf cekimeme ayri özen gosteriyorum. Begenmene cok sevindim :)
Silçok geçmiş olsun , yazarı okudum mu hatırlamıyorum fakat aklımda olsun :D
YanıtlaSilOlsun kesinlikle :) Cok tesekkur ederim, atlatmak uzereyim :)
SilBen aşk kitapları okumadım hiç :) Ailesine ihanet etmek ya da aşkının peşinden gitmek… tabikisi 1. :) gerçek aşk, var mıı öle bişi? –Madame antoinette :)-
YanıtlaSilGeçmiş olsun Betül!!! Ne güzel kitap yorumu yapıyorsunuz ya özendiklerim ve merak ettiklerimden birisisin ki!!! Bende yapmaya çalışıyorum ama pek beceremediğimi fark ettim :)
Ayy takipçinin artmasına pek bi sevindim ki! Etkinliğin amaca ulaştığını görünce keyfimiz katlanıyor ;) Daha da artar inş…
Aşk romani okunmazsin mi fenom! Ben bayiliyorum ask romanlarina. Cok sagol, atlatmak uzereyim insallah. Ben de birilerinden biseyler kaparak fotograf konusunda kendimi gelistirdim. Sayende artti gercekten. Tekrardan sagol :)
SilHiç elime almadım, nasip olmadı, hep polisiye, gerilim, korku, fantastik, psikolojik gidiyorum çok nadir dram var, romantik hiç yok :))) Ne demek hep beraber genişleriz inş ;)
SilCogu kitabını cok basarili buldumm bu arada kore fenomeninin blogunu secmesiyle buldum burayi ve tabiki takibe aliyorum bende beklerim:)
YanıtlaSilCok tesekkur ederim. Ben de hemen takipe aliyorum :)
SilKorefenomeni sayesinde seni tanıdım ve takibe aldım. Bana da beklerim. Sevgiler...
YanıtlaSilwww.nilgunozenaydin.com
Ben de hemen takibe alıyorum. Teşekkürler :)
SilBu yazarın hiç bir kitabını okumadım ama bu güzele benziyor ellerine sağlık.
YanıtlaSilBeğenmene sevindim. Umarım okursun. Her kitabı ayrı güzeldir :)
SilGeçmiş olsun çoook :') Ya ben bu kitabı her seferinde almaktan vazgeçiyorum, bir şey var gerçekten beni iten. Yazarın Senden Önce Ben, Paris'te Balayı ve Ardında Bıraktığın Kadın kitaplarını okudum, üstüne hepsini beğendim ama nedense bu kitapta bir tereddüt yaşıyorum. Yorumunu okuyunca birden okumaya heveslendim ama. Ön yargım kırıldı sanırım. Çok güzel anlatmışsın kitabın sende bıraktığı etkiyi. Ben de okuyacağım karar verdim :D
YanıtlaSilCok tesekkur ederim, atlattim bile :) Insallah okursun. En az diger kitaplari kadar bu da cok guzeldi :)
SilYa böyle hüzünlü şeyler okumayı sevmiyorum, Senden Önce Ben'den sonra cesaret edemedim kitaplarını almaya ':D
YanıtlaSilHüzün candır ya şöyle bir hayata küsmek gerek arada :D Oku diğer kitaplarını da. Senden Önce Ben kadar ağır dram değil diğer kitapları :)
Silsenden önce ben güzeldi, okuduğum tek kitabı o :) bi de sanırım Jojocum biraz son 100 sayfa insanı :D
YanıtlaSilÖzellikle Senden Önce Ben kitabı biraz dediğin gibiydi :D
Sil