1 Mayıs 2016

,

Tatlı Tehlike - Wendy Higgins | Kitap Yorumu

Kitap Adı: Tatlı Tehlike
Orijinal Adı: Sweet Peril (Sweet Trilogy #2)
Yazar: Wendy Higgins
Sayfa Sayısı: 440
Yayınevi: GO KİTAP
Çıkış Tarihi: 03/2015
Goodreads Puanı: 4.29/5
Benim Puanım: 3,5/5
Arka Sayfa;
Görevleri, cennetten kovulan iblislere hizmet etmek olan Nefillerden biri olduğunu öğrendiği günden beri hayatı altüst olan Anna, kötülüğe boyun eğmemeye kararlıdır. Ama dört bir yanda kol gezen fısıldayan iblislerin ve acımasız Düklerin dikkatini çekmemek için o da diğer Nefiller gibi çalışmak zorundadır. Bunun için tüm çekingenliğinden sıyrılıp bir parti kızı oluveren Anna artık tüm eğlencelerin aranılan ismidir. Bu şekilde yaşamaktan nefret etse de o, çok büyük bir amaca hizmet edecek olan “seçilmiş kişidir” ve zamanı geldiğinde ona emanet edilen Erdem Kılıcı ile büyük bir savaşa öncülük edecektir. Ama o güne dek kimliğini gizli tutmalı ve toplayabildiği kadar yandaş toplamalıdır. Bunun için kendisi gibi bir Nefil olan Kaidan Rowe’a duyduğu büyük aşkı bile kalbine gömen Anna, bir yandan “kötü kızı” oynarken bir yandan da iblisleri yeryüzünden silmek için ölümcül bir mücadeleye girişecektir.
Melese ben değildim ve bunu gözden kaçırmamalıydım. Benim yaşamım, haritada minicik bir noktaydı. Fakat o minik noktalar bile bir fark yaratabilirdi - hele hele bir araya geldiklerinde. Zihnimde kafama dank etmeye başladı, adeta bulutlar dağıldı ve yatıştım.
İlk kitabına göre ikinci kitabı kesinlikle daha çok beğendim. Yazarın hafif boğucu dili daha hoş bir usul almıştı bence. Bir de bu kitapta da nefil melek kavramları geçse de daha mantıklı kulağa gelerek beni sıkmadı. Ayrıca Anna ve Kai'yi özellikle de Kai'yi bu kitapta daha çok sevdim. Kai kendini Anna'dan mahrum bıraktıkça ve bu her ne kadar Anna'yı mahvetse de Kai'nin böyle yapmak için nedenleri olduğunu bilmek ve bu konuda absürt sayfalar okumamak beni mutlu etti. Ayrıca bu kitaptaki espri anlayışı daha güzeldi. Birkaç sayfada ciddi ciddi sırıttım ve artı olarak iki üç yeri işaretleyebildim. Yazarın bu kitabı daha kısa tutması çok güzel olmuş çünkü uzun uzun okumak istediğim bir konusu yok serinin. O yüzden ikinci kitabın ilke göre kısa tutulması bana göre kitabı daha akıcı okumamı sağladı.
Tanışmamızdan sonra seni bir türlü kafamdan atamadım. Masum bir Nefes kız görmenin olağandışı yapısındandı dedim ama fazlasıydı. Sen herkesin en iyi yanını görüyorsun. O yolculukta beni delirttin, Küçük Ann. Senden hoşlandığım anda kendimden ne kadar korktuğumu sana anlatamam. Sonra Hollywood'da o evsiz kadına büyün paranı verdin ya, tamamdı. İşim bitmişti."
Onun dışında bu kitapla beraber diğer karakterlere de ısındım. Özellikle de Kopano'yu çok sevdim ve ona çok üzüldüm cidden. Ayrıca bu kitapta Anna beni harbi sinirlendirdi. Sonuçta Kai yapısı ve özellikleri nedeniyle neredeyse her gün başkasıyla birlikte olan bir çocuk. Anna gafil anına gelip başka birini öptü diye Kai'nin bunu uzatıp defalarca kez Anna'nın suratına vurması ve Anna'nın da ciddi ciddi pişman olup neredeyse Kai'ye onu affetmesi için yalvarması çok saçmaydı. Anna'nın o satırlarda biraz daha gururlu olmasını dilerdim. Sonuçta artık 16 yaşında da değil, her şeyi ergenliğine atamaz. Bunun dışında kitapta beni rahatsız eden bir olay olmadı. İkinci kitap ilkine göre daha çok severek okuduğum için iki tık daha önce çıktı. Onun dışında yine bayılarak okumadım ama ilk kitaptaki kadar atlamak istemedim. Üçüncü kitabı daha çok beğenmem dileğiyle!

0 yorum:

Yorum Gönder