2 Mayıs 2016

,

Tatlı Hesaplaşma - Wendy Higgins | Kitap Yorumu

Kitap Adı: Tatlı Hesaplaşma
Orijinal Adı: Sweet Reckoning (Sweet Trilogy #3)
Yazar: Wendy Higgins
Sayfa Sayısı: 440
Yayınevi: GO KİTAP
Çıkış Tarihi: 08/2015
Goodreads Puanı: 4.37/5
Benim Puanım: 4,5/5
Arka Sayfa;
Vakit gelmiştir. Savaş artık kapıdadır. Kalbi duru bir Nefilin yeryüzünü iblislerden temizleyeceğine dair kehanetten haberdar olan Dükler, Anna’nın peşine düşmüştür. Anna, hem kendi soyunun hem de tüm insanlığın kaderini belirleyecek olan hesaplaşma gününe kadar saflığını muhafaza etmek zorundadır. İblisleri cehenneme geri gönderecek olan Erdem Kılıcı’nı kullanabilmesi buna bağlıdır. Ama peşindeki iblisler ve yanı başındaki Kaidan Rowe ile işi hiç de kolay değildir. Anna ne pahasına olursa olsun, saflığını ve inancını koruyarak hayatta kalmalı ve iblislerle kozlarını paylaşacakları bu görkemli savaşa öncülük etmelidir.
Gözlerimi sildim. Aklımdan söylemek istediğim bir sürü şey geçti: Onunla ne kadar gurur duyduğum, durumun ne kadar berbat olduğu ve olanlar için ne kadar üzüldüğüm... Ama Jay'in yanında bunların hiçbirine gerek yoktu. Her ne kadar aurasından lacivert üzüntü ve gri endişe geçse de, altı tamamen sevginin pastel pembesiyle doluydu.
Serinin üçüncü kitabı olan Tatlı Hesaplaşma'yı ciddi ciddi beğendim. Özellikle de sonunda beni baya ağlattığı için çok beğendim. Aslında bu kitap serinin son kitabı çünkü dördüncü kitap Sweet Temptation Kai'nin ağzından üç kitap boyunca geçen olayları anlatıyor. O yüzden bu kitabı okurken serinin son kitabı olduğunu baya baya son bölümde anlayarak hüsrana uğradım. Üçüncü kitap kesinlikle ilk iki kitaba göre birçok yönden daha güzeldi. Bir kere kitaptaki kalabalık karakter ailesine daha çok ısınmış oldum. Üçüncü kitabı okurken her karakteri ayrı ayrı seviyordum. Bir de artık Anna ve Kai'nin ergen hallerinden eser yoktu. İkisi de daha olgundu ve sevdikleri için her şeyi yapmaya hazırlardı. Zaten kitabın ortasında beni şaşırttığı kadar mutlu eden bir olay gerçekleşti. Onun ardından kitaptaki karakterlerin arasındaki samimi ilişkileri okumak da çok güzeldi. Özellikle de diğer ikililer arasındaki kardeş bağını hüzünle okumak. Zaten yan karakterlerden ikisi arasında gerçekleşen bir olay beni baya üzdü. Ne kadar üstünden anlatıyorum, bravo bana!
"Anlamıyorum. Hepiniz mi aşıksınız?"
Birbirimize baktık. Bu soru bizi afallatmıştı çünkü beş saat önce olsa, korkudan ödümüz patlayacak bir ithamdı. Derken aynı anda gülme krizine gidik çünkü evet... Evet, hepimiz aşıktık. Baskıcı kuralları yenmiş, savaşarak karşı koymuş ve kazanmıştık. Artık saklanmak yoktu.. Kaçmak yoktu... Numara yoktu... Korkmak yoktu...
Özgürdük.
Sonuç olarak son bölümlere doğru baya gözlerim doldu. Sonra bir baktım son bölümü okurken ağlıyorum çünkü çok sevdiğim bazı karakterlere elveda dedik. Anna ve Kai'nin birlikteliğini ve imkansızlara karşı birbirlerine olan aşklarını okumak güzeldi. Tabii kalabalık bir ailesi vardı kitabın. Her ne kadar önce alışmakta zorlansam da sonradan çok sevdim. Üçüncü kitap bence çok güzeldi. Özellikle de son iki bölüm harikaydı. O iki bölüm sayesinde bu kadar yüksek puan verdim diyebilirim. Sonuç olarak seriyi okumanızı öneririm. Farklı bir seriydi, tahmin ettiğim kadar beni tatmin etmese de seriye başladığımdan beri içimdeki boşluğu üçüncü kitap kesinlikle kapattı. Ağladığım kitapları gerçekten çok sevdiğim için bu kitabı da favorilerim arasına alıyorum. Dördüncü kitabı yani Kai'nin ağzından olan Sweet Temptation'u da hız kesmeden okuyacağım yoksa karakter isimlerini unutabilirim. Umarım siz seriyi genel olarak benden daha çok beğenirsiniz :)

0 yorum:

Yorum Gönder