Kitap Adı: Sweet Temptation (Sweet Trilogy #4)
Yazar: Wendy Higgins
Dili: İngilizce
Sayfa Sayısı: 484
Çıkış Tarihi: Eylül 2014
Goodreads Puanı: 4.27/5
Benim Puanım: 4/5
Arka Sayfa;
Bad boy Kaidan Rowe has never wanted for anything—money, popularity, musical talent…hot girls—but seducing them is part of his duty as a Nephilim, slave to the demon Dukes. As the son of the Duke of Lust, Kaidan has learned his father’s ways, becoming a master of passion, a manipulator of chemistry. Disobeying his father would mean certain death. Thankfully for Kaidan, he’s good at his job. And he enjoys it.
Until he meets Anna Whitt—smart, feisty, and inexplicably good—the one girl seemingly immune to his charms. The daughter of a guardian angel and a fallen one, she makes him wish for more than he could ever deserve.
Determined to save all the Neph from their dark lives, Anna joins forces with Kaidan to overcome the Dukes’ oppressive ways. In the light of her affections, Kaidan must undergo his toughest test of all, a battle of the heart.
Sensual and swoonworthy, this companion volume to the Sweet Evil series, told from the perspective of the mysterious Kaidan Rowe, gives readers revealing insights into the true emotions that drive him.
Until he meets Anna Whitt—smart, feisty, and inexplicably good—the one girl seemingly immune to his charms. The daughter of a guardian angel and a fallen one, she makes him wish for more than he could ever deserve.
Determined to save all the Neph from their dark lives, Anna joins forces with Kaidan to overcome the Dukes’ oppressive ways. In the light of her affections, Kaidan must undergo his toughest test of all, a battle of the heart.
Sensual and swoonworthy, this companion volume to the Sweet Evil series, told from the perspective of the mysterious Kaidan Rowe, gives readers revealing insights into the true emotions that drive him.
"I'd have to make you believe I loved you."
Her eyes drift closed and her face scruches in pain. Knowing I've hurt her makes me want to gouge out my own eye.
"I wish, just once, that I could see your colors," she whispers.
My sweet and lovely little Ann. This is good-bye.
I swallow hard. "Well, I'm glad you can't. And I wish I'd never seen yours."
Ettim ettim bu seriyi üç günde silip süpürdüm. Açıkçası böyle seri sonlarında ya da novella olarak hikayenin sadece erkeğin ağzından yazıldığı kitaplar beklediğim ölçüde beni tatmin etmiyor. O yüzden bu kitaptan da çok beklentili değildi. Kitap üç parta bölünmüştü yani sırasıyla bir diğer kitaba geçildiğinde haber veriyordu veee bu kitaba bayıldım gerçekten! Üçüncü kitabı bitirdiğimde tam olarak seriye veda edememiştim ama bu kitapla birlikte seriye güzel bir veda ettim. Özellikle yazar Kai'nin ağzından seri boyunca bizim Anna'nın ağzından okuyup gördüğümüz Kai' nin duygularını nasıl kendi içinde yaşadığını çok güzel belirtmişti. Hatta Anna'nın ağzından yazılmasından daha çok beğendim. Kai'nin Anna'dan mantıklı bir şekilde uzak dururken kendiyle nasıl savaştığı, babası gibi biri olmamak için neleri feda ettiği ve daha bir çok seri boyunca üzerinden işlediğimiz Kai'ye dair her şey kitapta onun ağzından keskin ve çok samimi bir dille harika işlenmişti.
I gather my strength and say, "You should go then."
Don't go. Don't bloody leave me. Throw your arms around me. I don't care if you smear my face with paint, Anna. Tell me you love me. Show me you still want me. Torture me a bit more. Oh, God... she's walking away from me.
Yazar bu kitapta hiç sıkmamış. Üç kitap boyunca ikisinin bir araya gelip heyecanlanmamızı sağladığı tüm satırları bir araya getirmiş. Bekleyip de Kai'nin ağzından okumak isteyip okuyamadığım tek bir yer bile yoktu. Özenle okurların tüm merakını dindirmiş. İlk ve ikinci kitapta Kai'ye bir türlü ısınamamıştım ama bu kitapla beraber kendisini çok ama çok sevdim. Yazarın hiç sıkmadan sadece Anna ve Kai'yi baz alması da çok güzeldi. Bu kitapta melekler veya nefi konuları falan çok daha uzaktı. Sadece Anna ve Kai arasında gelişen olaylara ve Kai'nin kendisiyle çeliştiği o iç sesini dinlememizi bol bol sağlamıştı.
For the first time ever, when Anna walks away from me, she actually turns and looks back with a smile. That's how I know this time will be different. I lift a hand, and though I miss her like mad already, I feel stronger that I ever have.
We're stronger than when we're apart. It's a state of mind. Just knowing she loves me, and she's secure in my love for her, makes me feel bloody invincible. I feel as if I've been given a secand chance at life, and I'm grateful.
Yes, this time will be different, because this time, I am alive.
Bir de hoşuma giden şey şu oldu; seri boyunca her şey çok hızlı ilerliyordu. Şöyle ifade edeyim; Her gün bir olay yaşanıyordu hızlı hızlı. Ve siz o olaylar bir hafta içinde yaşanmış sanarken bir karakter çıkıp daha dün olduğunu söylüyordu. Bu hissi defalarca yaşadım. Bu kitabın üstünden ama yine de konuları az çok detaylı geçmesi sayesinde konunun absürtlüğü daha sade bir anlatımla göze daha hoş geldi. Bazı yerleri tekrar okumak çok hoşuma gitti. Tabii özellikle de son bölümü Kai'nin ağzından okumak. Öyle işte. Serinin son kitabını gerçekten çok sevdim. Zaten yakın zamanda GO KİTAP çıkaracak. Ben İngilizce okudum ve İngilizcesi çok kolaydı. Zaten her şeyi daha önce okuduğum için sadece birkaç kez sözlük açtım. İngilizcesi de çok akıcı bir kitaptı. Umarım son kitabı Kai'ni ağzından okumayı seversiniz!
0 yorum:
Yorum Gönder