Kitap Adı: Cress
Yazar: Marissa Meyer
Sayfa Sayısı: 546
Yayınevi: Artemis
Çıkış Tarihi: Mayıs 2015
Goodreads Puanı: 4.48/5
Benim Puanım: 5/5
Arka Sayfa;
Daha ufacık bir kız çocuğuyken, cadı onu ne kapısı ne de merdiveni olan bir uzay uydusuna hapsetti.
Gelecekte bile,
KULEYE HAPSEDİLEN GENÇ KIZLAR VAR...
Cress, Cinder’ı Kraliçe Levana’nın hain planlarından haberdar etmek için her şeyi göze almıştı. Ancak ufak bir sorunu vardı. Çocukluğundan beri, hapsedildiği bir uyduda yaşıyordu ve ona eşlik eden tek şey internet bağlantılı ekranlardı. Elinde yalnızca bu ekranlar olunca, Cress’in de efsanevi bir hackera dönüşmesi kaçınılmazdı.
Bütün Dünya; Cinder, Kaptan Thorne, Scarlet ve Wolf’un peşindeydi. Onlar ise Levana’nın planlarını altüst etmek için Cress’i esir tutulduğu uydudan kurtarmaya ant içmişti. Ancak bir şeyler ters gitti ve ekip üyeleri uzayın ortasında birbirlerini kaybetti. Kraliçe Levana ise hiçbir şeyin İmparator Kai ile düğününü engellemesine izin vermemeye, dolayısıyla Cinder’ın peşini bırakmamaya kararlıydı.
Cress, Scarlet ve Cinder, Dünya’yı kurtarmaya gönüllü olmamıştı.
Yine de Dünya’nın tek umudu Cress, Scarlet ve Cinder’dı.
Gelecekte bile,
KULEYE HAPSEDİLEN GENÇ KIZLAR VAR...
Cress, Cinder’ı Kraliçe Levana’nın hain planlarından haberdar etmek için her şeyi göze almıştı. Ancak ufak bir sorunu vardı. Çocukluğundan beri, hapsedildiği bir uyduda yaşıyordu ve ona eşlik eden tek şey internet bağlantılı ekranlardı. Elinde yalnızca bu ekranlar olunca, Cress’in de efsanevi bir hackera dönüşmesi kaçınılmazdı.
Bütün Dünya; Cinder, Kaptan Thorne, Scarlet ve Wolf’un peşindeydi. Onlar ise Levana’nın planlarını altüst etmek için Cress’i esir tutulduğu uydudan kurtarmaya ant içmişti. Ancak bir şeyler ters gitti ve ekip üyeleri uzayın ortasında birbirlerini kaybetti. Kraliçe Levana ise hiçbir şeyin İmparator Kai ile düğününü engellemesine izin vermemeye, dolayısıyla Cinder’ın peşini bırakmamaya kararlıydı.
Cress, Scarlet ve Cinder, Dünya’yı kurtarmaya gönüllü olmamıştı.
Yine de Dünya’nın tek umudu Cress, Scarlet ve Cinder’dı.
Ah, ah! Sonunda bu seriye dair tam istediğim gibi bir kitap okuyabildim. Cress tam anlamıyla mükemmeldi. O kadar akıcıydı ki dün gece elektrikler gittiği halde beşe kadar mum ışığında okudum. Boyun ağrıma tamam bırakıcam deyip deyip sadece yüz sayfa bırakıp uyudum. Ana karakter Cress'e bayıldım. Cinder ve Scarlet'in aksine çoook daha tatlı bir karakterdi. O kadar ki beni saf saf sırıttırdı. Hele de çapkın Kaptan Thorne'ye uzun zamandır vurgun olması ve onunla ilgili hayaller kurması çok tatlıydı. Bu kitapta sadece Cress'i anlatsalar bile çok severdim. Ama elbette önceki karakterler ne ediyorlar ne içiyorlar detaylıca verilmişti.
Cress bıkkınlıkla ona yaslandı. Başı dönüyordu. "Ben ölüyorum," diye mırıldandı. "Kimseyle öpüşemeden göçüp gideceğim."
"Cress, saçmalama. Ne ölmesi?
Cress başını dizlerinin arasına almak ister gibi kamburunu çıkardı. Hâlâ dünyası dönüyordu. Durumlarının umutsuzluğu yeni yeni kafasına dank ediyordu. Bu çölden hiç kurtulamayacaklardı. Thorne onu asla sevmeyecekti.
Thorne çömelip onun yüzünü yokladı. Söz veriyorum, öpüşmeden ölmeyeceksin."
Bu kitapta bizim tatlı kurdumuz Wolf, alfası olan Scarlet'tan ayrı düştü. Scarlet'i da çok sevmiştim ama bu kitapta daha çok Wolf'un acısına şahit olduk ve böylece onu daha çok sevdim. Tabii bir yandan Prens Kai'nin Cinder'a inanma konusunda cebelleşmesine de yer verilmişti. Ne zaman kitaptan azıcık sıkılsam hemen ilerki sayfalara ucundan bakarak azıcık spoiler yemeye çalıştım. Ne zaman ilerki sayfalara baksam merakla doldum bu nedenle de kitabı elimden düşüremedim. Böylece serinin ilk iki kitabında olduğu gibi pat diye bitmiş oldu.
Her yeni karakter birbirinden tatlı çıkıyor. Cress'in aşık olacağı kim diye merak ederken o da Kaptan çıktı. Tabii çapkın Kaptan'ın Cress'in samimi ve masum hislerini idrak etmesi biraz geç oldu. Ayrıca çevirmeni her kimse çevirisini çok beğendim. Bazı gençlik terimlerini çok yerinde kullanmıştı. Dördüncü karakter olan Winter'i da ayrı merak ediyorum. Serinin son kitabı olan Winter'a da bu akşam başlayacağım ve muhtemelen perşembe günü yorumumu gireceğim. Kısacası Bir Ay Günlüğü Kitabı serisine bayıldım. Sadece bir iki hafta içinde geçen olayları dört kitaba bölmüş olan yazar harika bir akıcılıkla yazmış her birini. Her bir karakteri okuyuculara ayrı sevdiriyor.
Serinin her yeni kitabıyla aslında önceki kitabın karakterlerine de bağlanmamızı sağlıyor. Mesela bu kitapla Cinder'in karakterini gitgide daha çok sevdim. Tabii Prens Kai ile aralarında geçenlere yer vermeleri de ayrı mükemmel kılıyor kitabı. Üç kitapta üç ana karaktere de yer verdikleri için kitapları sıkıcılığın ucundan bile geçmiyor. Büyük bir heyecanla okuduğum bu kitaba canı gönülden tam puan veriyorum. Tabii tam puan vermemin büyük etkisi Cress'in harika tatlılığıydı. Dördüncü kitapta yine onunla ve Kaptan ile ilgili satırları okumak için sabırsızlanıyorum ve Scarlet ile Wolf artık kavuşsun istiyorum..
0 yorum:
Yorum Gönder