Kitap Adı: Confess
Yazar: Colleen Hoover
Sayfa Sayısı: 306
Çıkış Tarihi: Mart 2015
Goodreads Puanı: 4.28/5
Benim Puanım: 4/5
Arka Sayfa;
Auburn Reed has her entire life mapped out. Her goals are in sight and there’s no room for mistakes. But when she walks into a Dallas art studio in search of a job, she doesn’t expect to find a deep attraction to the enigmatic artist who works there, Owen Gentry.
For once, Auburn takes a risk and puts her heart in control, only to discover Owen is keeping major secrets from coming out. The magnitude of his past threatens to destroy everything important to Auburn, and the only way to get her life back on track is to cut Owen out of it.
The last thing Owen wants is to lose Auburn, but he can’t seem to convince her that truth is sometimes as subjective as art. All he would have to do to save their relationship is confess. But in this case, the confession could be much more destructive than the actual sin…
For once, Auburn takes a risk and puts her heart in control, only to discover Owen is keeping major secrets from coming out. The magnitude of his past threatens to destroy everything important to Auburn, and the only way to get her life back on track is to cut Owen out of it.
The last thing Owen wants is to lose Auburn, but he can’t seem to convince her that truth is sometimes as subjective as art. All he would have to do to save their relationship is confess. But in this case, the confession could be much more destructive than the actual sin…
İyi geceler herkese! Aslında bu kitaba dün gece akşam üzeri başladım ve hemen bitirmeyi çok istiyordum ama güncel çevirimi unutunca yaş oldu okumak da. Spordan geldiğim gibi başına oturup bırakmadan 250 sayfa kadarını okuyup bitirdim. Öncelikle kitabın Goodreads'dan en iyi aşk romanı ödülünü aldığını belirtmeliyim. O yüzden beklentiyi yükselttim önce. Konusu çok fazla dikkatimi çekmedi ama aslında göründüğünden daha derin bir kitaptı. Aslında son bölümlere kadar kitaba bir türlü bağlanamadım. Hatta açıkçası kendimde suç bulup ilk bölümlerde kafamda oluşan soru işaretler kendi kuruntum mu diye düşündüm ama sonunda o sorularıma cevap bulunca bir rahatladım.
"You are so, so beautiful, Auburn. Everywhere. Every part of you. On the outside, on the inside, when you're beneath me, on top of me, painted on a canvas." His eyes are boring into mine and I close them because there is way too much truth is his. "So beautiful," he whispers.
Colleen'in kitaplarının kapakları ayrı harika ve anlamlı oluyor. Mesela bu kapağı da insan ilk bakınca anlamıyor. Ama aslında Confess yani "İtiraf" kelimesi öyle güzel işlenmiş ve öyle güzel aktarılmış ki kapağa hayran kaldım. Kitap derin dedim çünkü başlarken sadece hoş bir gençlik romanı okuyacağımı sanmıştım. Aslına bakarsanız beklentimin çok üstünde çıktı diyemem ama inanın bazı yerler çok hoşuma gitti. Mesela beni şaşırtan bir kitap oldu. Bazı eksileri vardı. Mesela karakterlerin o kadar hızlı birbirlerine bağlanması bende kesikler oluşmasını sağladı. Her ne kadar aşkları kaleme çok güçlü dökülmüş olsa da benim inanmaya başlamam biraz zaman aldı. Bir de beni rahatsız eden çok yavaş ilerlemesiydi. Bir Owen'in bir Auburn'un ağzındandı bölümler ama Owen'in -konuda da geçtiği üzere- bahsettiği sırlar başta kafamı karıştırdı. O sırları açıklama konusunda çok geç davrandılar.
I think love is a hard word to define. You can love a lot of things about a person but still not the whole person.
Yine böyle kitabın sonu acaba kötü mü bitecek dedirtebilen hafif imkansız bir aşka sahipti karakterler. Kitap boyunca samimiyetini çok sevdim ve özellikle son bölüme aşık oldum. Tüm parçaların bir araya geldiği o bölüm kitaba 8 puandan aşağı vermeme engel oluyor. Zaten Auburn'un tahminimden daha olgun bir karakter çıkması da hoşuma gitmişti. Mesela yaşam tarzını başlarda hiç öyle tahmin etmemiştim ama dediğim gibi bazı konularda beni şaşırttı.
He kisses me like he's giving me every kiss he wishes he could have given me in the past. And every kiss he'll wish he could give me in the future. All of them, all at once he kisses me like I'm his canvas.
Sonuç olarak ben okurken gayet hoş zaman geçirdim. En az Maybe Someday kadar beğendim. Ama tam puan vermiyorum çünkü 300 sayfa olmasına rağmen ben sadece birkaç repliği screen alabildim. Ayrıca ilk yarı amaçsızca sıkıcıydı. O ilk yarı da son bölümler kadar çarpıcı olsaydı kesinlikle tam puan verirdim. Çok hoşuma giden sayfalardan birkaçı da kesinlikle Owen'in kaleminden çizimlerdi. Hele de kitaptaki karakteri yansıttığı çizimler çok güzeldi. Yine karakterlerin aşk konusunda çaresiz kalmaları ve bunun çarpıcı bir şekilde anlatılmasını beğendim ama üzülerek söylüyorum goodreads'in en iyi aşk romanı ödülünü vermesi kadar beğenemedim kitabı. Sonuçta bir yıl içinde yüzlerce aşk romanı yazılıyor, tabii kişiden kişiye değişir kitap yorumları. Neyse, belirttiğim nedenlerden ötürü kitaba 8,5 puan veriyorum. Colleen'in harika kaleminden bir kitap daha okumak istiyorsanız durmayın sakın. İngilizcesi yine kolay bir kitaptı. Bu gidişle tüm kitaplarını bir haftaya bitireceğim. Sırada aklımdaki kitabı Never Never. Yorumumu birkaç güne ekleyeceğim :)
Aşk romanlarını hiç sevemedim ben, hep tarih, simge bilim, macera, polisiye, antropoloji... Sıkıcı bir insanım galiba :)
YanıtlaSilBen de saydığın türleri okumayı seviyorum ama ne biliyim aşk romanlarının yeri de bir farklı oluyor :)
SilEpeydir. Aşk romanı okumuyorum :)
YanıtlaSilEvet, yorumlarından fark ettim ama bir ara okumalısın :)
SilÇok beğenilen bir yazar olmasına rağmen henüz hiçbir kitabını okumadım. Okumak istememe rağmen hem de. Bazen böyle okumadığım şeyleri düşünüp kafayı yiyecek gibi oluyorum :D Bir kitabı daha ekledim listeme, umarım en kısa zamanda yazarın kitaplarıyla tanışabilirim :')
YanıtlaSilAaa Gözdecim neler neler kaçırıyorsun. Önce Umutsuz ve Çirkin Aşk ile başlayıp harika kalemine hazırla kendini :)
Sil