30 Nisan 2016

,

Kurtlara Söyle Eve Döndüm - Carol Rifka Brunt | Kitap Yorumu

Kitap Adı: Kurtlara Söyle Eve Döndüm
Orijinal Adı: Tell The Wolves I'm Home
Yazar: Carol Rifka Brunt
Sayfa Sayısı: 512
Yayınevi: Martı
Çıkış Tarihi: Kasım 2014
Goodreads Puanı: 4.03/5
Benim Puanım: 5/5
Arka Sayfa;
aşk insanı büyütür;
önce hissettirdiği tarifsiz mutluluk
sonra kaybetmenin verdiği derin acıyla…
Günün birinde kimselere bahsedemeyeceğiniz türde bir sevgiye kapılırsanız?
En derine gömmeniz gereken ve ne kadar uğraşsanız da bir türlü peşinizi bırakmayan
Yok olup gideceğine zamanla daha da büyüyerek varlığınızı kaplayan ve sonunda ta kendiniz olup size dönüşen bir sevgiye?
Her bitişin yeni başlangıçlara açılan bir kapı olduğunu hatırlatan Kurtlara Söyle Eve Döndüm, önyargıların yalnızca gerçek sevgiye boyun eğdiğinin de güzel bir kanıtı...
Eğer çok param olsaydı dönümlerce orman satın alırdım. Etrafına bir duvar örer, içinde sanki başka bir zamandaymış gibi yaşardım. Belki orada benimle yaşayacak birini daha bulurdum. Şimdiki zamana ait hiçbir şeyden söz etmeyeceğine söz veren birini. Böyle birini bulacağımdan şüpheliyim. Henüz bu tür bir söz verecek birine hiç rastlamadım.
Bir kitap düşünün. Sevginin gücünü, derinliğini değinebileceği en farklı konuda uzun uzun anlatıp kalbinizde yer edinip gözlerinizden iri iri yaşlar döksün. Bana öyle bir dokundu ki gerçekten kalbimde yer etti. Bazı kitapları bitirdikten sonra aklıma bana dokunan birkaç satırı gelir de bir değişik olurum, bu kitap da onlardan biriydi. Kurtlara Söyle Eve Döndüm, her ne kadar hiç detaylı yorumunu okumasam da kulaktan dolma duyduklarım sayesinde az çok içeriğini tahmin ettiğim bir kitaptı. Ama kitabın içinde yüzmeye başladığımda beni tamamen farklı bir kurgu bekliyordu. Farklıdan ziyade alışığa gelmişin dışında gerçekten farklı diyebileceğim bir kitaptı.
Bunların hiçbiri hiçbir şeyi değiştirmiyordu. Kalbime dövme gibi işlenmiş kapkara düğmelerim var. Ama kalbimin bir köşesinde de sözümü tuttuğumu bilen bir yer var. Sonuna kadar ona göz kulak olmuştum.
Öncelikle ilk yarının her ne kadar daralıp sıkılarak okumasam da beni çok tatmin ettiğini söyleyemem ama yarıdan sonra kitap o kadar güzelleşti ki isterse ilk yarı koca bir boşluktan ibaret olsa bile çok beğenirdim ama yine tam puan vermezdim. Kitabı yarıya kadar severek okudum ama elimden düşüremeyecek kadar büyük bir sevdayla değil. Yazar biraz yavaş ama yavaş olduğu kadar da açıklayıcı yazmıştı. Çok değişik bir kalemi vardı gerçekten. Ayrıca karakterleri ve değindiği sevgi kavramı beni mahvetti. Hiç tahmin etmeyeceğim bir karakter beni çok fena ağlattı. Kitapta ağlamayı hiç düşünmüyordum ama iki kız kardeş arasında geçen özellikle ablanın içten isyanı beni bir anda sarsıp gözlerimi iri yaşlarla doldurmaya yetti. Julie'yi sevdim ama dürüstçe söylüyorum biraz tuhaf bir karakterdi.
Belki de o yaprakların altında ben gömülüyümdür. Bu halim değil, sırtındaki fermuarı açık elbisesi içindeki o kız oradadır belki. Dünyanın en güzel çizmelerine sahip olan kız. Ya oradaysa? Ya ağlıyorsa? Çünkü onu bulduğum zaman ağlıyor olacak. Gözyaşları bildiklerinin öyküsünü anlatacak. Geçmişin, şimdinin ve geleceğin aslında aynı şey olduğunu, buradan ötesinin olmadığını, evin her zaman ev olduğunu söyleyecek.
Kitap zaten genel olarak ikisinin abla kardeş ilişkilerini baz almıyor. Bence okuyacaksanız kesinlikle kitabın detaylı konusunu okumayın. Kitabı okumaya başladığımda ne karakter isimlerini de ne de ne tür bir aşk hikayesini ele aldığını bilmiyordum. Kitapta geçen uzun konuya aşk hikayesi demek de ayıp olur. En doğrusu kelime kesinlikle sevgi diyebilirim. Çok da uzatmama gerek yok sanırım. Beni diğer yarıdan sonra manyak etkileyen ve bitirdiğimde oturup bir on beş dakika ağlamaya devam etmek istediğim son sayfalarda her tarafı işaretlediğim harika bir kitaptı.
Eğer ne aradığınızı ve nereye bakmanız gerektiğini biliyorsanız, o beş düğmenin hala görülebileceğini benden başka kimse bilmiyor. Eskiden oldukları gibi, beceriksizce çizilmiş, kalbimin üzerinde uçuşan, tutulmuş küçük aylar gibi.
İlk yarı az çok sıkıcıydı ama olayların ve karakterler arasındaki ilişkilerin daha çok birbirine bağlanmasıyla kitabı çok ama çok sevdim. Daha büyük bir merakla okumaya başladım ve bitirdiğimde tek kelimeyle bayıldığıma karar verdim. Kesinlikle farklı bir kitap okumak istiyorsanız Kurtlara Söyle Eve Döndüm'ü öneririm. Umarım benim kadar beğenirsiniz :)

2 yorum: