Kitap Adı: Levana - Bir Ay Günlüğü Kitabı
Orijinal: Fairest (The Lunar Chronicles #3,5)
Yazar: Marissa Meyer
Sayfa Sayısı: 216
Yayınevi: Artemis Yayınları
Çıkış Tarihi: 02/2016
Goodreads Puanı: 4.04/5
Benim Puanım: 3/5
Arka Sayfa;
AYNA, AYNA, SÖYLE BANA BENDEN GÜZELİ VAR MI DÜNYA’DA? YA DA AY’DA...
İki gezegen arasında aşklarını ne kadar sürdürebilirlerdi kİ?Daha doğrusu, bir gezegen ve Ay arasında. Ya da her neyse.
Saf kötülüğün bir adı var. Aldatıcı maskelerin ardında gizleniyor ve gücü eline geçirmek için “büyü”sünü kullanıyor. Peki ama Kraliçe Levana kim? Yolu Cinder, Scarlet ve Cress’le kesişmeden yıllar önce, Levana’nın çok farklı bir hikâyesi vardı. Daha önce hiç anlatılmamış bir hikâye... Şimdiye kadar.
New York Times çoksatarı yazar Marissa Meyer, Levana’da büyüleyici kötü karakterinin geçmişini anlatıyor. Aşk ve savaş, ihanet ve ölüm üzerine unutulmaz bir hikâye. Üstelik “Ay Günlüğü” serisinin heyecan dolu final kitabı Winter’ın giriş bölümleri de sizi bekliyor.
Kısa bir yorum gireceğim kitapla ilgili. Winter'in da yarısını İngilizce okumuş biri olarak Levana'dan ciddi anlamda nefret ediyordum. Bu kitapla birlikte elbette seriyi okuyan diğer herkes gibi Levana'ya olan nefretim biraz olsun azaldı ama okuduğum en manyak karakterlerden biriydi. Önce yaptıklarını 16 yaşında olmasına verdim. 16 yaşında birinin de evlenmeye bu kadar meraklı olması başka bir komediydi ama tabii prenses olduğu için çok da saçma karşılamadım.
Tam eşlilik. Sadakat. Gerçek aşk. Levana buna hiç şahit olamamıştı. Aşk ona çocukken anlatılan peri masallarındaydı. Ya da sarayda düzenlenen eğlencelerdeki piyeslerde. O kadar mutlu olmak nasıl bir şeydi kim bilir? Bir erkeğin sana öylesi bir sevgiyle bakması? Sırtında elini hissetmek? Bunca kalabalığın arasında birbirinize ait olduğunuzu belirten ufacık bir işaret.
Hikayesini başta okuduğumda baya üzüldüm ve az da olsa anlam verdim. Fakat daha sonrasında ne olursa olsun yaptığı şeyler karşısında kitabın başındaki empati duygumu kaybettim. Belki yazar kendisiyle ne kadar çeliştiğini ve yaptıkları karşısında ne kadar pişman ve vicdan azabı duyduğuna değinmiş olsaydı Levana'yı daha çok sevebilirdim. En azından yeterince sevebilirdim. Her ne kadar kitap bittiğinde içimde benimseyemediğim buruk bir his bırakmış olsa da 200 sayfanın daha güzel olmasını beklerdim. Zaten novella kitabı olduğu için takmıyorum. Sonuçta Levana serideki kötü baş karakter. Bu kitap sayesinde diğer ana karakterlere -Scarlet hariç- nasıl doğduklarını ve bebekliklerine az çok değinmelerini de okuyoruz. Levana'ya gerçekten üzüldüm ama bu Winter'i okurken nefretim geri kaynayacak sanırım.
Prens ise bende normal karşılıyorum :)
YanıtlaSilSerideki kotu kralice oluyor kendileri :)
SilŞahsen ben pişmanlık duymamasına sevindim sjsjsjs. Biliyorum, caniyim. Ama ablasının ona yaptıklarından ve aşık olduğu adamın Levana ne yaparsa yapsın ona karşı yıllarca hiçbir şey beslememesinden sonra bu hale gelmesi normal. Serinin yan kitabı olmasına rağmen en sevdiğim kitaplardandı. 16 yaşında evlenmek istemesi meselesine dönersek; eskiden kızlar 15 yaşında evlenmediyse kız kurusu bile sayılabiliyordu. Üstelik sadece Türkiye'de veya müslüman ülkelerde olan bir olay değil. Mesela diyorsan Karanlık Gölgeler filminde kısacık bahsediliyor. Nedense ben kötü karakterleri seviyorum, hele ki iyi karakterlere çok ısınamamışsam. Sonunda o da mutlu olsa bari sjsjsjs
YanıtlaSilNeden normal dediğimi de açıklayayım. Bizim gibi normal insanlar için tabii ki normal değil. Bize yapılan bir şey öyle kalır filmlerdeki gibi intikam alamayız. Ama Levana'nın bunları yapmaya gücü var. Zaten tahta kimin geçeceği bizim tarihimizde de sorunlara yol açan bir mevzuydu. Ablası tahtı Levana'dan az hak ettiği halde Kraliçe oldu ve Levana'nın tahtta hakkı bile kalmadı. Selene'i öldürmeye çalıştı, pişmanlık bile duymadı diyorsanız bence o da anormal bir şey değil. Dünya tarihinde bu sebeple kaç veliaht öldürülmüştür Allah bilir. Tabii bu Dünya'da değil Ay'da ama olsun sjsjsjs
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil