Kitap Adı: Beklenti
Orijinal Adı: Linger (The Wolves of Mercy Falls #2)
Yazar: Maggie Stiefvater
Sayfa Sayısı: 384
Yayınevi: Pegasus
Çıkış Tarihi: 11/2015
Goodreads Puanı: 3.93/5
Benim Puanım: 4,5/5
Arka Sayfa;
Kurt kafatasındaki insan gözleri bana suyu hatırlatıyordu: Bahar göğünü yansıtan berrak su mavisi, yağmurda bulanmış bir dere kahverengisi, yazın yosun tutmaya başladığında rengi değişen göl yeşili, karla kaplı bir nehrin grisi. Eskiden yağmurla ıslanmış huşların arasından beni izleyen sadece Sam’in gözleriydi fakat şimdi bütün sürünün bakışlarını üzerimde hissediyordum; bilinen şeylerin, söze dökülmeyen şeylerin ağırlığıyla.
The Wolves of Mercy Falls serisinin ilk kitabı olan Ürperti'yi aman aman beğenmemiştim ve üç puan vermiştim. İkinci kitabı olan Beklenti'yi de güya aylardır okuyacağım ama bir türlü elime alacak kadar heveslenemedim. En sonunda bu ay artık okumam gerektiği için dün gece başına oturdum ve kitaba tek kelimeyle bayıldım. Sanki ilk kitabı seriye ait değildi. İkinci kitabı ilk kitaba göre çok daha akıcı ve heyecanlıydı. Öncelikle şunu belirtmeliyim. Eğer yazar sadece Grace ve Sam'in hikayesini anlatmaya devam etseydi kitaba yine düşük puan verebilirdim ama Isabel ve Cole'un de hikayeye daha sıkı bir şekilde giriş yapmasıyla kitabı daha çok severek okudum. Cole zaten seriye yeni katıldı ama Isabel'i ilk kitaptan biliyorduk ve kendisi bana aşırı itici geliyordu. Oysa bu kitapla beraber Isabel'i çok sevdim çünkü birçok kez kitabı onun ağzından okuduk.
Bir zamanlar Grace Brisbane adında bir kız vardı.Sayılarla arasının iyi olması, çok iyi yalan söylemesi ve kitap sayfalarına gömüldüğünsa kendini evinde hissetmesi dışından özel bir yanı yoktu.Evinin arkasındaki bütün kurtları seviyordu ama özellikle bir tanesini çok seviyordu.
Grace ve Sam'i okumak ilk kitaba göre daha çok hoşuma gitti. Bu kitapta birbirlerine olan aşklarının ne kadar derin olduğunu daha iyi kavrıyoruz. Ayrıca yazarın soğuk kalemi bu kitapta beni sıkmadı. Kitap boyunca Grace'in hep hasta olması ve kurt gibi kokması bir şeylerden şüphelenmemizi sağlıyor ve sonunda zaten bomba patlıyor. Kitabı bitirdiğimde son sayfaya bakıp şaşkınlıkla sırıttım çünkü yazar gerçekten harika bitirmiş. İlk kitabın sonunda büyük bir şaşkınlıkla hemen ikinci kitabı okumak istemiyorsunuz ama ikinci kitabın sonunda hemen üçüncü kitabı okumak istiyorsunuz.
Benim için biraz farklı oldu çünkü ben bir seri okurken hep ilk kitabı çok beğenip ikinci kitabı daha az beğenirim ama bu sefer yazar beni fena ters köşe yaptı. İkinci kitabın ilk kitap gibi sıkıcı geçeceğini ve beni tatmin etmeyip yavan kalacağını sanırken sayfaları heyecanla çevirdim. Özellikle Cole ve Isabel'i seriye dahil etmesi harika olmuş. Çünkü Sam ve Grace'i her ne kadar okumayı sevsem de olaysız bir şekilde sürekli ilk kitapta onları okumak ilk kitabı benim için farklı bir şekilde sıyrılacak yapmamıştı gözümde ama ikinci kitap kesinlikle öyle değildi. Belki siz ilk kitabı bile benden daha çok beğenebilirsiniz. Bence seri gitgide güzelleşiyor ve son kitaba tam puan vereceğime de eminim. İkinci kitap için şöyle mükemmel böyle mükemmel diyemem ama benim gözümde ilk kitaba nazaran büyük farkla çok güzeldi. O yüzden üçüncü kitabı yani Forever'i seriye veda etmek için sabırsızlandığımdan İngilizce okumayı düşünüyorum. Maggie Stiefvater'in değişik ve soğuk bir kalemi var. Umarım İngilizcesini rahatlıkla okur ve bir an önce burada yorumumu sizlerle paylaşırım. Sonuç olarak bence ikinci kitap gerçekten çok güzeldi. Seriye başlamanızı tavsiye ederim :)
0 yorum:
Yorum Gönder