Kitap Adı: Ve Dağlar Yankılandı
Orijinal Adı: And the Mountains Echoed
Yazar: Khaled Hosseini
Sayfa Sayısı:410
Yayınevi: Everest Yayınları
Goodreads Puanı: 4.02/5
Benim Puanım: 5/5
Arka Sayfa;
Gece vakti, çölü bir el arabasını çekerek geçen bir baba. Arabanın içinde annesiz iki çocuk; iki kardeş; biri kız, biri erkek. Küçük Peri için ağabeyi Abdullah, ağabeyden çok öte. On yaşındaki Abdullah’a sorsanız Peri, her şey demek. Köylerinden Kâbil’e varmak için çıktıkları yolculuğun sonunda aileyi yürek parçalayıcı bir son bekliyor. Fakat aslında bu bir son değil... Kardeşlerin başlarına gelenler -yakın ya da uzak- ilişki kurdukları tüm insanların hayatlarında nesiller boyu yankılanacak...
Hayat farklı aileleri sevgi ve fedakârlık, ihanet ve sadakat gibi ortak duygularla sınarken, karakterlerin başlarına gelenler ve yaptıkları seçimler, kitabın her biri ayrı bir renk ve lezzet taşıyan katmanlarını oluşturuyor. Afganistan’ın küçük bir köyünde doğan ve okuru Kâbil’den Paris’e, San Francisco’dan Tinos adasına taşıyan bu öykü, her sayfada renklenip güçleniyor.
Ve Dağlar Yankılandı, bizi biz yapan değerler üzerine düşündüren, ustalıkla yazıldığını her bölümde yeniden kanıtlayan, büyüleyici bir roman. Uçurtma Avcısı ve Bin Muhteşem Güneş ile dünya çapında sevilen bir yazar olan Khaled Hosseini’nin yazarlığında bir dönüm noktası.
Hayat farklı aileleri sevgi ve fedakârlık, ihanet ve sadakat gibi ortak duygularla sınarken, karakterlerin başlarına gelenler ve yaptıkları seçimler, kitabın her biri ayrı bir renk ve lezzet taşıyan katmanlarını oluşturuyor. Afganistan’ın küçük bir köyünde doğan ve okuru Kâbil’den Paris’e, San Francisco’dan Tinos adasına taşıyan bu öykü, her sayfada renklenip güçleniyor.
Ve Dağlar Yankılandı, bizi biz yapan değerler üzerine düşündüren, ustalıkla yazıldığını her bölümde yeniden kanıtlayan, büyüleyici bir roman. Uçurtma Avcısı ve Bin Muhteşem Güneş ile dünya çapında sevilen bir yazar olan Khaled Hosseini’nin yazarlığında bir dönüm noktası.
Bundan tam iki sene önce blogumu açtığımda ilk girdiğim yazı Bin Muhteşem Güneş'in kitap yorumuydu. Yorumdan ziyade kitaba dair içimi dökmüştüm. O zamanlar hiç kitap okumayan Betül için o kitap üzerinde uzun makaleler yazılacak kadar güzeldi, hala daha öyle fakat unutmuşum bile konusunu. Bugün annemden bana hatırlatmasını rica ettim. Ve Dağlar Yankılandı çıktığı zaman büyük bir hevesle aldığımız fakat küstahça kimsenin yaklaşmadığı bir kitaptı bizim evdeki kitaplıkta. Oysa yazarın diğer iki kitabını evdeki herkes okuyup bayılmıştı. Okuduğum türleri az çok yorumlarımdan anlıyorsunuz ama arada böyle kafamı sadece bir kitaba odaklayabileceğim beni alıp götürmesini istediğim kitaplara da niyetleniyorum. Tabii onları okumak tahminimden zor oluyor çünkü kitaba bağlanıp heveslenmem biraz zaman alıyor. Ve Dağlar Yankılandı'nın ilk elli sayfasını severek ama elimden bırakarak okudum. Kitap çok kalın olmamasına rağmen yazarın kalemi sayesinde her satırı okuma ihtiyacı hissetmem okurken daha fazla vaktimi aldı. Kitaba tam puan vereceğimden emin değildim başta. Daha ellinci sayfaya yeni gelmişken bir ağlama tuttu beni. Bu yazarın karakterleri bu kadar hızlı sineye çekebileceğimiz kadar tutkulu yazması beni ayrı mutlu etti yine.
Kitabın ana konusu Peri ve Abdullah'ın hikayesi ve aynen de öyle başlıyor. Fakat ilerledikçe iki karakterin ağzından ziyade, ana karakterlere ucundan değinen başka karakterlerin uzun hayatlarını dinliyoruz. Önce bu durum beni sıksa da daha sonra sırada nasıl bir şey çıkacak diyerek büyük merakla okudum. Her bir karakterin hikayesi içime ayrı oturup benden bir parça aldı diyebilirim. Tabii benim kitap boyunca en büyük tutkum Abdullah ve Peri'nin hikayesiydi. Kitabın sonunda ne olacak kavuşabilecekler mi diye. Yine çok ama çok beğendiğim bir Khaled Hosseini romanıydı bu da. Öyle dokunan bir kalemi var ki satırları işaretlemeye doyamadım. Değindiği her bir kişinin hüzün dolu hayat hikayesiyle beni kitaba daha çok bağladı. Çok severek ve hiç sıkılmadan okudum. Okumanızı şiddetle tavsiye eder ve en az benim kadar beğenmenizi umarım.
Kitabın ana konusu Peri ve Abdullah'ın hikayesi ve aynen de öyle başlıyor. Fakat ilerledikçe iki karakterin ağzından ziyade, ana karakterlere ucundan değinen başka karakterlerin uzun hayatlarını dinliyoruz. Önce bu durum beni sıksa da daha sonra sırada nasıl bir şey çıkacak diyerek büyük merakla okudum. Her bir karakterin hikayesi içime ayrı oturup benden bir parça aldı diyebilirim. Tabii benim kitap boyunca en büyük tutkum Abdullah ve Peri'nin hikayesiydi. Kitabın sonunda ne olacak kavuşabilecekler mi diye. Yine çok ama çok beğendiğim bir Khaled Hosseini romanıydı bu da. Öyle dokunan bir kalemi var ki satırları işaretlemeye doyamadım. Değindiği her bir kişinin hüzün dolu hayat hikayesiyle beni kitaba daha çok bağladı. Çok severek ve hiç sıkılmadan okudum. Okumanızı şiddetle tavsiye eder ve en az benim kadar beğenmenizi umarım.
Ben de iki sene önce mayıs ayında blogumu açtım ve yazdığım ilk yazı Bin Muhteşem Güneş'in yorumuydu. Bu tesadüf hoşuma gitti :-)
YanıtlaSilYazarın üç kitabını da çok severek okudum. Bundan sonra çıkardığı her kitabı alıp okurum. Gerçekçi bir dilinin olması beni çok etkiliyor. çoğu zaman yazdıkları insanı üzse de gerçeklerle yüzleşmek iyidir.
Evet, çok hoş bir tesadüf olmuş cidden. Ben de yazarın her kitabını çok severek okudum ve özellikle sarsıcı olaylar anlatması beni daha derinden etkiliyor :)
SilŞu günlerde birilerini takip etmekte sorun çekiyorum :( O durumu düzelttiğim gibi ben de sizi geri takip alacağım, teşekkürler :)
YanıtlaSil