Kitap Adı: Anna and the French Kiss (Anna and the French Kiss #1)
Yazar: Stephenie Perkins
Sayfa Sayısı: 372
Çıkış Tarihi: Aralık 2010
Goodreads Puanı: 4.11/5
Benim Puanım: 4/5
Arka Sayfa;
Anna is looking forward to her senior year in Atlanta, where she has a great job, a loyal best friend, and a crush on the verge of becoming more. Which is why she is less than thrilled about being shipped off to boarding school in Paris--until she meets Étienne St. Clair. Smart, charming, beautiful, Étienne has it all...including a serious girlfriend.
But in the City of Light, wishes have a way of coming true. Will a year of romantic near-misses end with their long-awaited French kiss?
Herkese merhabalar! Bundan aylar önce büyük bir hevesle aldığım ve severek yorumladığım Lola ve Komşu Çocuğu belki bazılarınız biliyordur. Benim için çok hoş bir kitaptı ama belki şimdi okusam o kadar hoşuma gitmez. Düşünüyorum da Lola ve Komşu Çocuk'a nazaran Anna and the French Kiss yani serinin asıl ilk kitabı daha çok hoşuma gitti. Özellikle Lola ve Komşu Çocuk'ta Lola karakterini sevememiştim ama bu sefer Anna'yı çok sevdim tabii St. Clair'i sevdiğim kadar değil. Sanırım Stephenie Perkins'i diğer yazarlardan ayıran en belirgin özelliği hem böyle okurken gözlerinizden kalpler çıkartabilmeyi ustaca sağlayıp hem de erkek karakterleri okuyucuya bu kadar sevdirebilmek. Herkes St. Clair'e bitiyordu ve nedenini anladım. Çünkü gerçekten çoook hoş bir karakterdi.
"But you like him. And he likes you, too."
I stop choking my pillow. "You think?
"Please. The boy gets a boner every time you walk in the room."
Sevgilisi olduğu halde ana karaktere aşık olan bir iki tane kitap okudum sanırım. Yine aralarında başı çeken ve çok beğendiğim Maybe Someday olmuştu. Bu kitap beni onun kadar etkilemedi ama yine de okurken yazarın kalemini ve karakterlerin bu kadar güzel olmasını sevdim. Bir aşk romanını çok ama çok beğenmem için beni manyak derinden etkilemesi gerekir ya da karakterlerin bana çok dokunması gerekir. Zaten çok da imkansız bir aşk hikayesine sahip değillerdi. Severek okuduğum ve her ne kadar beklentiyi düşük tutsam da daha güzel çıkmasını beklediğim bir kitaptı. Yine de St. Clair ve Fransızca aşığı olduğum için Paris'te geçmesiyle beraber yazar kalbimi çaldı diyebilirim. Ayrıca kız karakter de gayet hoşuma gitti. Genç olmasına rağmen ne istediğini biliyordu ve o üzüldükçe benim de canım yandı arada.
Home isn't a place. İt is a person and we are finally home.
Severek okuduğum ama okurken aham şaham bir şeyler beklemenizi önermediğim bir gençlik aşk romanı. Belki siz St. Clair'e daha çok aşık olursunuz ve daha çok beğenirsiniz. Ama bir süreden sonra sürekli St. Clair'in güzelliğinin övülmesi de canımı sıkmadı değil. Belki daha düşük puan verebilirdim ama güzel vakit geçirdiğim için kıyamıyorum. Beklentimin çok altı demesem de daha güzel aşk romanları çok fazla okudum. Zaten son zamanlarda bir türlü beni derinden sarsacak bir aşk romanı okuyamıyor olmanın da acısını çekiyorum. Umarım benden daha çok beğenirsiniz. Şimdiki zaman dilimiyle İngilizce ilk defa okudum ve kolay bir dili vardı. Sadece bilmediğim kelimeler biraz fazla mevcuttu. Onun dışında isterseniz şu diğer yayınevinden çıkan Paris'te Aşk adıyla veyahutta Yabancı yayınları çıkarana kadar İngilizce okumanızı tavsiye ederim :)
Aşk romanları sevgi ve tutku kadar hüznü de içermeli. İnsanın kalbi sızım sızım sızlamalı. İnsan yanıp kavrulmalı, pişip olgunlaşmalı.
YanıtlaSilBenim de aşk romanı deyince en çok sevdiğim kısım dediğiniz şey ama bazen böyle hoş zaman geçirmek için de okuduğum bu tip romanlar oluyor :)
SilBen de çevirisine bir göz atmış ve beğenmemiş, İngilizcesini okumuştum. Bence de çeviri okumak isteyenler Yabancı yayınlarını beklemeli :D Kitabı ben de çok beğenmiştim ama bitirince kaç puan versem diye düşünmedim değil, tıpkı senin gibi keyifli vakit geçirttiği için puan vermiştim :D Lola'yı henüz okumadım ama çok merak ediyorum. Yazarın kalemini sevdim, umarım Lola'yı da beğenerek okurum ^.^
YanıtlaSilLola'yı da bunun kadar seversin umarım. Yazarın kalemini ben de baya beğendim, İngilizcesini kolay yazdığı için daha çok sevdim tabii :D
Sil