Kitap Adı: First & Then
Dili: İngilizce
Yazar: Emma Mills
Sayfa Sayısı: 267
Goodreads Puanı: 3.89/5
Benim Puanım: 2,5/5
Arka Sayfa;
Devon Tennyson wouldn't change a thing. She's happy watching Friday night games from the bleachers, silently crushing on best friend Cas, and blissfully ignoring the future after high school. But the universe has other plans. It delivers Devon's cousin Foster, an unrepentant social outlier with a surprising talent for football, and the obnoxiously superior and maddeningly attractive star running back, Ezra, right where she doesn't want them: first into her P.E. class and then into every other aspect of her life.
Pride and Prejudice meets Friday Night Lights in this contemporary novel about falling in love with the unexpected boy, with a new brother, and with yourself.
Pride and Prejudice meets Friday Night Lights in this contemporary novel about falling in love with the unexpected boy, with a new brother, and with yourself.
Kapağını gördüğümden beri ilgimi çeken bir kitaptı. Sonunda kafama esip okuyabildim. Aslında daha az puan verecektim ama son üç bölüm çok ama çok tatlı olduğu için yarım puan daha attım keseye. Kitaba Devon karakterinin lisenin son sınıfında henüz üniversite hakkında herhangi bir karara varmaması ve öğretmenlerinin de onu bu konuda şevklendirmesi ve bazı kulüplere yazılmasını istemesiyle başlıyor. Devon, en yakın arkadaşı Cas'e içten içe bir şeyler hisseden kendi halinde bir kız. Hayatında son zamanlarda gelişen en önemli olay da kuzeni Foster'ın annesinin onu terk etmesiyle birlikte artık ailesinin bir yan üyesi olması. Daha sonra futbolda mükemmel ve 'ulaşılmaz' bir yakışıklılığa sahip olan Ezra'nın Foster ile dostluk kurmasıyla beraber Devon'un hayatına da yeni bir heyecan dahil olur ama Ezra pek soğuk ve konuşmakta iyi biri değildir. Kitapta artık ne yazıkki klişe diyebileceğimiz bir Jane Austen hayranlığı vardı Devon'da. Ama yazarın bu hayranlığı belirtme şeklini çok beğendim. Çünkü yeri gelince yazarın ünlü karakterleriyle kendini karşılaştırıp, yazarın başka düşüncelerini de size aktarıyor. Kitabı genel olarak beğenemedim. Ana konusunda derin bir mana yok ve öylesine bir lise gençlik romanıydı. Yazarın da size karakterleri sevdirme gibi bir amacı yoktu. Sadece biraz Ezra'yı sevebildim. Kitabı Devon'ın ağzından okuduğumuz halde karakterinde nelerin hoşuma gittiğini pek sayamam. Akıcı olduğu için pat pat okudum ama sıkılarak atlamak istediğim satırlar da boldu. Kitapta sevdiğim kısımlardan biri Devon'ın Foster'ı gün geçtikçe erkek kardeş olarak benimsemesiydi. Bir de bunun dışında Ezra ile Devon'ın son bölümde nihayi yüzleşmeleri çok güzeldi. Onun dışında kendini sıyırabilecek bir kitap olarak görmüyorum. Ben çok beğenemediysem de siz beğenebilirsiniz elbette. Yazarın dili basit ve akıcıydı. İngilizce roman okumanızı geliştirmek istiyorsanız rahatlıkla okuyabilirsiniz.
"You liked me since that first gym class?"
"Since I said 'get a ball' and you said 'get it yourself.'"
0 yorum:
Yorum Gönder