26 Şubat 2017

,

Ya Da Biz Masal Olsak - Ezgi Durmuş | Kitap Yorumu

Kitap Adı: Ya Da Biz Masal Olsak
Yazar: Ezgi Durmuş
Yayınevi: Destek
Sayfa Sayısı: 200
Puanım: 4,5/5
Arka Sayfa;
Dünyanın en şanslı kadını; hayatında, tıpkı hayran olduğu babasına benzeyen bir adam olan kadındır. Ve dünyanın en şanslı bir diğer kadını; olmayan babasının yerine koyabileceği kadar güvendiği ve sevildiği bir adama sahip olan kadındır.
Ben ikinci şanslı gruptandım.
Ve bir gün evlenirsem; kızının saçlarını okşarken ona kendi uydurduğu masalları anlatabileceğine emin olduğum bir adamla evlenmeye kararlıydım.
Çünkü masalsız ve babasız büyümek çok zor...
Kitabın arka kapağı bana çok baba-kız ağır gibi gelmişti ki muhtemelen akla ilk gelen bu konunun baskın olacağı bir kitap okuyacağımızdır. Fakat bunun aksine baba öznesi kitabın sadece bazı yapılarını oluşturup arka planda kalmış bir kavram. O yüzden kitaba önce bu eksiyle başladım. Ardından ağırlığının aşk hikayesi olduğunu anlayınca romantik türünü barındıran her kitabı ayrı bir merak ve şevkle okuduğum için zamanla tecrübe ettiğim kitaplarla karşılaştırdığım zaman hüsrana uğrayacak mıyım diye merak ederek devam ettim. Genel görüşümü söylersem çok ama çok beğendim. Beni ziyadesiyle şaşırttı ve gerçekten büyük beğenimi kazandı. Aşka değinmeyi ve içerdiği hikayeyle beni harika derecede etkiledi. Şöyle bahsedeyim ki; sadece bir ayrılık kısmı vardı ve o kısımda yazar kız karakterin görüşünden "bir daha asla sevemeyeceğini" o kadar güzel ve farklı bir görüş açısıyla değinerek anlatmıştı ki içimi yaktı. Yani evet; şöyle demeliyim ki kalbimi çok güzel acıttı. O paragraftaki hüznün doğallığını satırlara yansıtmayı öyle güzel başarmıştı ki burnum sızladı resmen. Hiç beklemediğim bir yerde içime oturan hüzne karışmamı sağladı. Bu ayrılık olayının öncesinde meydana gelen olayın naifliği, ardından yaşananların naifliği; anlayacağınız benim kitap boyunca en çok beğendiğim kısım kesinlikle dramı bana geçiren satırlardı.
Kitabın dilini beğendim; özellikle de okuduğumuz ilişkinin oluşma ve şu anki evrelerine tane tane merak dolu değinilmişti. Yalan olayına gelip heyecanla arka sırrı ne derken bir anda geçmişe döndük. Bu da o satırlara bir an önce dönme isteği sağladı içimde. Fakat yazarın kaleminde şu ısrarla gözüme battı. Önemli bir olay gidişatında yan karakterlerden birinin adının öylesine geçmesiyle bir anda onun hakkında detaylı cümleler okuyoruz. Ama benim o sırada okumak istediğim tek şey olayın nereye bağlanacağı. Evet, bu kitabı sabırsız bir şekilde okuduğum için daha güzel olduğu anlamına geliyor ama diğer yandan da keşke o karakter hakkında durduk yere detaya girilmeseydi. Kitap Nehir karakterinin yaşadığı en büyük iki aşkı konu ediniyor ve nereye bağlanacağını o kadar merak ettim ki sonuna kadar sürekli aklımda tahminler uçuştu. Ayrıca kitapta konuşma satırlarından çok uzun paragraflar var diyebilirim ve uzun paragraflarda kısa cümleleri okumayı sevmediğim halde bu kitapta bu hiç gözüme batmadı çünkü yazar bir şekilde araya koyduğu kısa cümleleri de yakıştırmıştı. Sonlarına doğru ufak bir ters köşe yaşadım. Onun sayesinde baş karakterin yaptıklarını daha mantıklı bir açıdan izledim. Kitabın sonu da çok güzeldi diğer her yerinin olduğu gibi. Çok uzattım ama kısacası aşk romanları konusunda seçici olduğum halde kurgunun sahibi Hakan ve Nehir'in hikayesini çok beğendim. Özellikle o ayrılık kısmını ve alıntı koyduğum yerin güzelliğini unutamıyorum. Ayrıca bir ilişkide yalana aslında çok üstünde durulmayan bir bakış açısıyla değinilmesi dikkatimi çekecek kadar farklıydı ve tabii ki ikilinin arasındaki aşkın artık nasıl bir ihtiyaç ve şayet koparsa çok acıtacak bir düğüm olduğunu okumak aşka değiniş şeklini bir başka beğenmemi sağladı. Baştan sona çok severek okudum, kesinlikle öneririm.

0 yorum:

Yorum Gönder