Kitap Adı: Karanlık Sular
Orijinal Adı: İnto The Water
Yazar: Paula Hawkins
Yayınevi: İthaki
Sayfa Sayısı: 400
Goodreads Puanı: 3,55/5
Benim Puanım: 5/5
Arka Sayfa;
Yayımlandığı andan itibaren çoksatan listelerini altüst eden, pek çoklarınca yılın kitabı seçilen, son yılların en önemli gerilim romanı TRENDEKİ KIZ’ın yazarı Paula Hawkins’ten gizem dolu yepyeni bir roman!
NEFES ALMAK GİDEREK DAHA DA ZORLAŞACAK.
Ölümünden birkaç gün önce Nel yardım istemek üzere kız kardeşine telefon eder. Ancak kardeşi Jules yanıt vermez ve yardım çağrısını geri çevirir. Birkaç gün sonra Nel’in ölüm haberi gelir. Jules ise kaçtığı ve gelmemeye yemin ettiği kasabaya, geride kalan yeğenine bakmak için dönmek zorunda kalır.
Ancak Jules dehşet içerisindedir. Çok korkmuştur. Anımsamak istemediği hatıraları su yüzüne çıkarken, Nel’in intihar etmeyeceğine de giderek ikna olur. Bunların ötesinde Jules sudan korkmaktadır, özellikle de Ölüm Göleti dönen o korku verici yerden...
NEFES ALMAK GİDEREK DAHA DA ZORLAŞACAK.
Ölümünden birkaç gün önce Nel yardım istemek üzere kız kardeşine telefon eder. Ancak kardeşi Jules yanıt vermez ve yardım çağrısını geri çevirir. Birkaç gün sonra Nel’in ölüm haberi gelir. Jules ise kaçtığı ve gelmemeye yemin ettiği kasabaya, geride kalan yeğenine bakmak için dönmek zorunda kalır.
Ancak Jules dehşet içerisindedir. Çok korkmuştur. Anımsamak istemediği hatıraları su yüzüne çıkarken, Nel’in intihar etmeyeceğine de giderek ikna olur. Bunların ötesinde Jules sudan korkmaktadır, özellikle de Ölüm Göleti dönen o korku verici yerden...
Yazarın Trendeki Kız kitabından sonra yeni bir kitabı çıkacağını duyunca içimi saran heyecanı anlatamam. Gerilim türü çok az okuyan biri olarak Trendeki Kız okuduğum en iyi kitaptı. Karanlık Sular ise son sayfasının son satırına kadar gözümde mükemmel bir kitaptı. Fakat yazar son satırda öyle bir cümle kurmuştu ki iki ölümden birinin tüm oyun kurgusunu tamamen değiştirdi. Kitabı bitirdiğim zaman bu oynama konusunda uzun uzun düşündüm ve hatta okuyanlarla tartışmalarım sonucunda nihayet kafamda her şeyin oturduğu bir sona varmamla kitabın da baştan sona mükemmel olduğuna karar verdim. Kitaba Nel'in yaşadığı kasabadaki Ölüm Göleti denen yerde boğularak ölü bulunmasının ardından kız kardeşi Jules'in seneler sonra doğduğu kasabaya geri dönüp yeğenine bakmasıyla başlıyor. Kitabın hemen başlarında bir sürü karakterin görüş açısından kısımlar okuyoruz. Böyle olunca kafamda kadroyu oluşturmak, kim kimin babası, kim kimin kocası diye oturtmak biraz zaman aldı. Nel'in ölümünden önce kızı olan Lena'nın en yakın arkadaşı Katie'nin de aynı gölde uçurumdan atlayarak intihar edip boğulduğunu okuyoruz.
Böyle olunca ortada iki ölüm var fakat ikisi de cinayet mi yoksa gerçekten intihar mı meçhul. Kitabın bu gerilimli tadının yanı sıra Jules'in geçmişte ablasıyla yaşadıklarını, seneler öncesine dönüp anılarını okurken Nel ile aralarındaki bu çıkmaza nasıl girdiklerini anlıyoruz. Kitap devam ettikçe bu aile dramının arka planı zaman zaman beni daha çok cezbetti. Kitabın ortalarında abla ve kızkardeş arasındaki taşlar oturduğunda senelerini boş yere kaybettikleri anlaşıldığında içime oturan hüzünle gözlerimden yaşlar dolup taştı. Hatta bir umut belki Nel kız kardeşine bununla ilgili bir mektup bırakmıştır diye bekledim ama yazar o bakımdan yüzüme gülmedi. Kitabın gerilimli havasına dönersek yazardan beklediğim gibi çok daha çetrefilli, tahminden uzak olaylar sonucunda ölümlerin meydana gelişi sonuca ulaştı. Bir yandan da yasak aşkın arka planını okuyoruz ve karakterlerin acizliğini okumak, aşkın ne kadar yakıcı ve bu kitapta geçtiği gibi öldürücü olduğunu okumak içimi yakmadı değil. Anlayacağınız her türlü hissi yaşadığım harika bir kitaptı. Yazardan işte tam olarak böyle elimden bırakamadığım, hem gerildiğim, hem gözlerimin dolduğu, hem de karakterlerin yaşadığı dramla hüzünlendiğim bir kitap bekliyordum. Yorumumun başında söylediğim gibi kitabın son satırına kadar gözümde her şeyiyle mükemmeldi fakat son cümlesiyle ölümlerden birini öyle karmaşık bir yola koydu ki böyle bitirdiğine önce inanamadım. Sonrasında kurgu üzerinden defalarca kez düşünüp, yazdığı bu sonu bazı kısımlardan hiçbir kaba sokamadım. Her şey yoluna girip tüm sonuçlar ortaya serilmişken yeni ve hiç beklenmedik bir zanlıyı ortaya çıkarmasıyla önce o son cümleyi öylesine yazdığını düşündüm. Tek bir cümleyle böylesine tüm kurguyu değiştirdikten sonra uzunca üstünde düşününce taşlar yerine oturdu. Ayrıca bu kişi hakkında hiçbir şekilde göz kırpmadığı için daha çok şaşırmamı sağladı. Beklentimi gerçekten karşıladı. Okumanızı şiddetle öneririm. Gereğinden çoklu bir anlatımı olduğu halde kadroyu aklınızda belirlediğinizde elinizden bırakamayacaksınız. Umarım çok beklemeden yazarın kaleminden nefes kesen bir romanı daha bir an önce okuruz.
0 yorum:
Yorum Gönder