19 Temmuz 2017

,

Kralların Çarpışması - George R. R. Martin | Kitap Yorumu

Kitap Adı: Kralların Çarpışması
Orijinal Adı: A Clash of Kings
Yazar: George R. R. Martin
Yayınevi: Epsilon
Sayfa Sayısı: 1010
Goodreads Puanı: 4.40/5
Benim Puanım: 5/5
Arka Sayfa;
Krallar çarpışırken tüm diyar titrer...
George R. R. Martin, Taht Oyunları'nın sabırsızlıkla beklenen devam kitabı Kralların Çarpışması'nda okuyucuları eşsiz hayal gücüyle buluşturuyor. Büyü, intikam ve savaşla dolu, eşi benzeri görülmemiş bir dünyanın kapıları açılırken büyük bir serüven başlıyor.
Alev ve kan rengine bürünmüş bir kuyruklu yıldız, gökyüzünü baştan başa kaplamıştır. Ejderha Kayası'nın kadim kalesinden, Kışyarı'nın haşin topraklarına kadar korkunç bir keşmekeş hâkimdir. Altı güç, Demir Taht'ı ve parçalanmış Yedi Krallık'ı ele geçirmek için kıyametvari bir savaşa hazırlanmaktadır. Gecenin karanlığında ölüler yürümekte, kardeş kardeşi katletmektedir. Bir akıl şövalyesi, tehlike saçan bir büyücü kadını zehirlemek peşindedir. Bir prenses, öksüz oğlan kılığında dolaşmakta; Ay Dağları'nın vahşi adamları, yağma için inmektedir. Kardeş katli, zillet, simya ve kıyımla ilerleyen bu macerada zafer, kılıcı ve kanı en soğuk olanların dahi olabilir...
İlk kitabını bitirdiğim gibi diziye sarıldığım, güya her kitabı bitirdiğimde bir sezon bitireceğimi söyleyip kendime söz verip sonra ilk bölümün jenerik müziğini dinledikten sonra kendime verdiğim sözü unutup altı sezonu dört günde bitirdiğim serinin ikinci kitabının yorumuyla karşınızdayım. Diziyi baştan sona detaylı izlemeden önce arada bir izlemişliğim ve en büyük olaylardan, ölümlerden haberim vardı. Ama tüm olayların detaylarını, arka planını bilmediğim için ilk kitabı elime aldığımda her sayfada bayılarak, heyecanla okudum. Dizinin ikinci sezonunu izledikten sonra ikinci kitabı elime aldığımda önce tahmin ettiğim heyecan tarafından sarmalanamadım. Hatta romanın yarısı yani ilk kısmını özellikle de Stannis ve Renly'nin taht kavgası derken hafiften sıkılarak okudum. Dizide bildiğimiz olayların kaleme dökülmüş hali olduğu için biraz o güçlü heyecanını kaybettiğini kabul etmeliyim. Fakat ikinci kısım bu sözlerimi bana bir güzel yedirtti.
Her ne kadar dizide de neredeyse kitaptaki her şeyi görmemize rağmen ikinci kısım muazzamdı. Kitaplar kısıtlı karakterlerin bakış açısından yazıldığı için diziyi izlediğinizde bu kadar olayı nasıl kitapta okuyacağım diye düşünüyorsunuz. Bu yüzden ilk kitap bittikten sonra ikinciye geçtiğimde bu sefer kimin görüş açısından okumaya başlayacağız diye düşünüyordum. Ve bu kitapla beraber Theon ve Davos da romanda ne kadar güçlü karakterler olduklarını göstererek bölüm başında isimleri belirmeye başladı. Konuyu, karakterleri, kurgunun gidişatını anlatmaya kelimeler sığmaz. Dizide görmediğimiz çok önemli replikleri kitapta okuduğumuzda sinirlenmedim değil ama senaristler daha iyi bilir elbette. Ayrıca dizide izlediğimizin aksine bazı olayların akışında değişiklikler vardı. Sonuçta orijinali böyle olduğu için henüz bu kısımlar kitapta bana daha güzel geliyor. Belki sıradaki kitaplarda bu düşüncem değişebilir. Ve tabii mühim olaylar karşısında karakterlerin ne hissettiklerini, ne düşündüklerini okuyabilmek kitaplara eşsiz bir değer biçiyor. Yani anlayacağınız her ne kadar ilk kısmı durağan ilerlese de ikinci kısmı mükemmeldi. Bir dahaki ay seriden iki kitabı birden okuyacağımı bilmek şimdiden sabırsızlanmamı sağlıyor. Sıradaki kitabın yorumuyla görüşmek üzere!

0 yorum:

Yorum Gönder