Merhabalar merhabalar! Oku oku nereye kadar değil mi? Arada eski filmkolik Betül'e bürünüp birkaç film izliyorum. The Maze Runner'ın ilk filmine ait yorumumu yapalı neredeyse bir yıl olmuş. Zaman çok hızlı geçiyor gerçekten. Aslına bakarsanız ben bu filmi sinemada izlemeyi çok istiyordum ama sonra vazcaydım. Çünkü artık torrent diye bir lütuf var ve sinemaya para vermek mantıksız geliyor. Sadece bir ay bekleyip torrent çıktığı gibi filmi izliyorsunuz. Hele de İngilizceniz varsa türkçe altyazının çıkmasını da beklemiyorsunuz. Filmi indirdiğim gibi altyazıyı atıp laptopu televizyona bağlıyorum. Işıkları da kapayın zaten televizyon plazmaysa oh mis resmen. Evet, böyle olması gerekiyordu değil mi? Ama şansıma Maze Runner'ın ikincisinin adam gibi torrentını baya bekledim. Aslında istesem internetten izlerdim ama video dolacak da bekliycem de sinir krizi geçiremem boş yere. Bu yüzden düzgün torrent çıkmasını bekledim ve iki ay olmuştur film vizyona gireli, belki de daha fazla. Neyse işte, sonunda dün gece oturdum mis gibi torrentımla filmi izleyecektim ki saat ikiyi vurmadan zorla pcden kaldırıldım ki düşünün Maze Runner serisi deli gibi aksiyon dolu. Zorla ayrıldım yani.
Bugün dersim bittiğinde eve geldiğim gibi kalan bir saatini izledim. Ne diyebilirim ki? Gerçekten harika bir filmdi. En az ilk film kadar iyiydi. Belki ilk filmden bile daha iyiydi diyebilirim ama o da ilk göz ağrım. Bir kere seriyi sevmememiz için elimizde hiçbir sebep yok. Öncelikle fındık burunlu Dylan O'brien ve Koreli uşağımız, üstüne üstlük ergenlik dönemimde baya baya fanı olduğum Kaya Scodelario (bir zamanlar soyadını bakmadan ezberden yazardım) var. Lafı açılmışken şunu söyleyeyim. Eskisi gibi film dizi manyağı olsaydım bu film vizyona girdiği gibi sinemada izlerdim. Ama artık değilim. Şükürler olsun ki değilim. Öyle her şeyi abartan, kadro için ölüp biten bir fan değilim. Bir daha da o halime dönmeyeceğimden eminim. Filmi beğendim, kitaplarını alacağım ama artık hiçbir film dizi için ölüp bitemem. Geçti o günlerim.
Ne diyordum işte? Alev Deneyleri mükemmel gerçekten. Bir an bile aksiyon kesilmiyor. Bir daha ki hararetli sahneler ne olacak diye düşünüp duruyorsunuz. Kuzenim Labirent serisini bitirdi ve bana sürekli övüp duruyor. Kitapların harika olduğunu söylüyor. Eminim öyledir. Her ay bir seri almaya çalışıyorum. Bir daha ki ay için sepetim dolu olsa da sonraki ay Labirent serisini büyük bir ihtimal sonunda sipariş edeceğim. Yorumumu daha fazla uzatmayacağım. Üçüncü filmi dört gözle bekliyorum. Bu gazla birkaç film daha izleme niyetindeyim. Bu sıralar okuduğum seride Ağıt'a geçtim, Ayrılık yorumum yolda. Öyle işte. İzleyin izletin. Seriyi okumak için sabırsızlanıyorum! İSYAN, iyidir dostlarım :)
0 yorum:
Yorum Gönder