11 Aralık 2015

Ben, Earl ve Ölen Kız | Film Yorumu

Merhaba, merhaba, merhaba! Normalde böyle üst üste çok film yorumu yapmıyorum. Daha çok filmleri biriktirip bir yazıda topluyorum yorumlarımı ama sonra dedim ki bu film tek bir yazıyı hak ediyor. Hazırsanız size harika bir film önereceğim.

17 yaşındaki Greg Gaines'ın sosyalleşmeyle ilgili sorunları vardır, lise hayatını mümkün olduğunca görünmez bir tip olarak geçirmeyi planlamaktadır. Ancak annesinin hiç de bu durumu kabullenmeye niyeti yoktur. Annesi Greg'in yakın zamanda kanser teşhisi konulan sınıf arkadaşı Rachel ile arkadaşlık kurmasını istemektedir. Greg annesinin bu teklifini isteksizce kabul etmek zorunda kalır ve böylece iki genç arasında hayal bile edemeyecekleri bir dostluk başlar. Jesse Andrews'un kendi romanından uyarladığı filmin yönetmeni henüz ikinci uzun metrajına imza atan Alfonso Gomez-Rejon. Sundance Film Festivali'nde büyük ses getiren ve büyük ödülü kazanan filmin başrollerini ise genç oyuncular Thomas Mann ile Olivia Cooke paylaşıyor.
Evet, gördüğünüz üzere konumuz böyle. Thomas Mann'i ilk defa Project X'de izlemiştim ve hala oradaki oyunculuğuyla aklımda kalmış. Diğer başrolleri tanımıyorum ama Olivia Cooke, Rachel için biçilmiş kaftan olmalı. İlk defa izledim kendisini ve doğallığına, sevimliliğine hayran kaldım.
Pekala, filmimize dönelim. Aslına bakarsanız bu filmi izlemeyi düşünmüyordum sadece çeviri duyuru sayfasını görmüştüm ve ilgimi çekmişti ama sonra ne ara torrentını indirdim cidden unutmuş durumdayım. Dün de belirttiğim gibi Maze Runner'ı bitirdiğim gibi film izleme şevkim tutuşunca bir de üstüne bu filmi izledim. Aslında hiç de beni etkileyecek, hatta gözlerimi dolduracak ve saf saf sırıttıracak bir film gibi görünmüyordu. Ben de şaşırmayı seviyorum ya.
Kitapta işlenen dostluk ilişkisi, Greg'in Earl ile olan bir garip dostluğu, çektikleri filmler, yavaş yavaş Greg'in hayatına yeni giren bir dostluk yumağı derken sarmadan izleyeceğiniz, sonunda ne olacak diyeceğiniz çok hoş bir film çıkıyor karşınıza. Kısacası size özet geçersem filmdeki samimiyeti sevdim sanırım ya da sonunda kızımız gidici mi kalıcı mı diye kendime sormayı sevdim. Kısacası çok sevdim. Hatta sonunu o kadar çok sevdim ki kitabını almayı düşünüyorum. Önce internetten sipariş etmeyi düşündüm ama sonra D&R'da kitabının çok da pahalı olmadığını gördüm. Sanırım ilk İngilizce kitabım Me and Earl and the Dying Girl olacak. Hadi bakalım hayırlısı!
Tabii benim satın alacağım kitabın kapağı muhtemelen bu olmayacak, filmin afişinden olacak ve ciltili de olmayacak ama kitabı okumak için sabırsızlanıyorum!
Son olarak filmden çok beğendiğim iki kısmı da atarak elveda ediyorum. Thomos'ın bazı olayları kafasında nasıl kurguladığını ve bu hikayeyi nasıl kısımlara ayırdığını seveceksiniz. İzleyin, izletin :)
"I've never been beautiful, and that'a fine because that's not important to me." - RACHEL

0 yorum:

Yorum Gönder