Aslında niyetim bu kitabı okumak değildi. Önceki kitap önerimde yazdığım gibi John Green'in İlk Aşk kitabını okumayı istiyordum. Hele de o kitap için çektiğim resimleri görseydiniz, harika! Neyse artık okuduğum zaman ekleyeceğim. Aklımdaki Bir Artı Bir'in tanıtım fotoğrafı bu değildi. Ama bugün dil anlatım çalışmaktan feragat edeceğimi bilmiyordum. Bir elime aldım mı bırakamadım bu yüzden kahve içerken şöyle afilli bir fotoğraf çekmek aklıma gelmedi, ne de olsa birkaç güne bitiririm dedim. Ama bugün sabah arapça lisan dersime girmeyi beklerken okumaya başladım. Sonra eve geldim ve elimden hiç bırakamadım. Jojo Moyes olunca akan sular duruyor cidden. Öncelikle kitabın genel konusundan bahsedeyim sonra da bugünlerde yaşadığım ufak mutluluklara değineyeceğim.
Kitap Adı: Bir Artı
Yazar: Jojo Moyes
Orjinal Adı: One Plus One
Sayfa Sayısı: 464
Yayınevi: Pegasus
Goodreads Puanı: 3,93/5
Benim Puanım: 5/5
Arka Sayfa;
Sen ve beni toplasak sonuç ne olur?
Tatlı bela bir kadın…
İki çocuğuna bakmak için deliler gibi çalışan ve baharın gelmesini dört gözle bekleyen Jess Thomas bugüne kadar hayatındaki tüm zorlukların üstesinden tek başına gelmiş. Ama artık birinin ona yardım istemenin kötü bir şey olmadığını anlatması gerekiyor…
Ve hayatı alt üst olmuş bir yabancı…
Yıllar boyunca çalışıp kazandığı her şeyi kaybetmesine neden olabilecek inanılmaz bir hata yapan Ed Nicholls bir uçurumun eşiğinde. Hatasını telafi edebilmesi için tek bir kurtuluş yolu var ve o yol da büyük bir maceranın içinden geçiyor…
Sonuç…
Jess birine borçlu kalmak istemeyecek kadar gururlu, Ed ise kendi sorunlarından başka hiçbir şeyi görmüyor… Peki, apayrı dünyalara ait bir kadın ve bir adam yan yana geldiğinde beklenmedik bir sürpriz gerçekleşebilir mi?
Tatlı bela bir kadın…
İki çocuğuna bakmak için deliler gibi çalışan ve baharın gelmesini dört gözle bekleyen Jess Thomas bugüne kadar hayatındaki tüm zorlukların üstesinden tek başına gelmiş. Ama artık birinin ona yardım istemenin kötü bir şey olmadığını anlatması gerekiyor…
Ve hayatı alt üst olmuş bir yabancı…
Yıllar boyunca çalışıp kazandığı her şeyi kaybetmesine neden olabilecek inanılmaz bir hata yapan Ed Nicholls bir uçurumun eşiğinde. Hatasını telafi edebilmesi için tek bir kurtuluş yolu var ve o yol da büyük bir maceranın içinden geçiyor…
Sonuç…
Jess birine borçlu kalmak istemeyecek kadar gururlu, Ed ise kendi sorunlarından başka hiçbir şeyi görmüyor… Peki, apayrı dünyalara ait bir kadın ve bir adam yan yana geldiğinde beklenmedik bir sürpriz gerçekleşebilir mi?
Bu kitaba dair öyle uzun bir spoiler bölümü yazıp içimi
döküp başınızı ağrıtmayacağım. Yani gönül rahatlığıyla yazımı baştan sona
okuyabilirsiniz. Öncelikle kitap harika. Beni hayal kırıklığına uğratmak ne
kelime beklentimin çok üstündeydi. Jojo Moyes'in kalemine bayılıyorum
gerçekten. Kadın o kadar sürükleyici yazıyor ki bırakamıyorum elimden. Hele de
bu kitap bir yolculuğu anlattığı için ayrı bir heyecanla okudum. Bu sefer pek
ağlamadım desem yalan olur. Yine gözlerim doldu ama güldüğüm yerler de oldu. Kitaptaki
tüm karakterlerin içini dökmesine izin vermiş bu sefer. Erkek karakterinin
duygularını da okumak çok güzeldi.
Kitabın konusu ayrı bir
konu. İsmine kapağına o kadar çok bayıldım ki. Bir günde bitirmeyi
istemememin tek sebebi şöyle tüm hafta elimde gezdirebilseydim harika olurdu
düşüncesiydi. Ayrıca kitabın arka tarafındaki minik araba resmi ve alt tarafta
gördüğünüz iki çocuk, iki ebeveyn ve köpek ayrı bir anlamlı. Hele de ismi yok
mu? Okudukça anlayacaksınız neden The One Plus One diye. Kitabı okurken öyle
bir daldım ki beğendiğim repliklerin olduğu sayfaların sayfa adlarını not
almayı bile unuttum. Tekrar göz geçirdiğimde yazı mı da düzenleyeceğim
inşallah.
Kitabı kesinlikle öneriyorum. Bir okuyun. Arada gözleriniz
dolsun arada deli gibi sırıtın. Kısacası tüm duyguları bir arada yaşayın.
Ayrıca muhtemelen tanıtım fotoğrafım değişecek. Keşke gene adalara falan gitseydik
de bisikletimin önüne koysaydım bu kitabı. Bakalım o mutluluğa hangi kitabım
sahip olabilecek bir daha ki sefere? Kısacası; okuyun, okuyun, okuyun.
Bitmiyor ki içimdeki kitap aşkı! Bir de insan senelerdir
yeni çıkan kitaplardan, yazarlardan, yayınevlerinden habersiz alınca daha büyük
bir açlıkla sarılıyor. Beni geçen hafta görmeliydiniz. Kitapyurdu'ndan büyük
meblağda kitap sipariş ettim. O üç gün kitap teslimini takip ederken öyle
mutluydum ki. Sonra çarşamba günü şansıma sabah uyanmayı unuttuğumdan kursa
gidemedim. Tam tekrar uyumaya gömülecektim ki kapıdan "Betül Tosun?"u
duyunca fırladım çocuklar gibi. Hemen gidip aldım koca koliyi. Hevesle tüm
kitapları serdim mutfak tezgahına. Aslında bugüne kadar kapıma çok kargo geldi.
Hele de iki senedir her ne kadar annemi çıldırtsa da ben sürekli internetten
bir şeyler almaya hevesliyim. Buna rağmen bu kargo kadar beni mutlu eden olmuş
muydu pek emin değilim. Kitapları dizmesine dizdim ama daha alacak bir sürü
seri ve roman var. Bu yüzden son on beş gündür enerjimi annemin raf almaya ikna
etmekle tükettim. Sonunda tek başıma Ikea'ya gidip raflara baktım
fotoğraflarını çektim. Ardından yine ısrarlarımla dün tekrar gittik ve bir
tanesinde karar kıldık fakat babam arabayı boşaltmayı unuttuğu için dün satın
alamadık. Anlayacağınız hevesim kursağımda kaldı. Ben de gidip kitaplık için
aksesuarlara bakmaya başladım. Hevesim yerine geldi. Bu hafta içinde raflarım
da yatağımın üstünde yerini alacak. Resmini paylaşmak için can atıyorum
şimdiden.
Gördüğünüz gibi Jojo Moyes'ları yan yana dizdim. Lakin
evvela After'i okuyacağım büyük bir hevesle. Raflarımın yakında odamda
olacağını heyecanının yanında ya çarşamba ya da cumartesi Tüyap'a gidecek
olmanın heyecanı da bir başka. Aslında bu sevdam ile ilgili ayrı bir yazı yazacaktım
ama neyse birleştireyim dedim. Tüyap'dan aldığım kitapları ayrı bir blog
yazısında açıklayacağım. Bu arada Tüyap'a ilk defa gideceğim. (Double heyecan)
Görüşmek üzere.
0 yorum:
Yorum Gönder