19 Kasım 2015

Gelecekteki Betül

                         
Bu aralar blogumda ne kadar aktif olduğum kimsenin gözünden kaçmamıştır sanırım. Zaten kaçacak gibi değil. İlk defa bir ay içinde bu kadar çok yazım oldu. Kasım 2015 şu anda 9 yazıyla zirvede ama kasımın sonuna kadar aklımda olan okuyacağım kitaplara göre 12'yle falan kapatırım sanırım. Meğer bloggerda aktif olmak için kitap okumam gerekiyormuş. Bu yazı ne hakkında mı? Bu yazı gelecekteki ben hakkımda.
                       
"Öncelikle size büyük hayalimden bahsedeceğim. Şimdi gözlerinizi kapatın ve... evet, şimdi açın. Bulutların en açık ve en hayran olunası rengine en açık mavi tonuna ya da sade ve göz alıcı bir krem tonuna boyanmış bir odaya giriyorsunuz. Önce duvar rengi gözünüze çarpmıyor çünkü gözünüze çarpması için duvardan duvara beyaz raflardan oluşan bir kitaplık yapmışım. Hayalimdeki kütüphanemde ise okumayı isteyebileceğiniz her türden kitaplar var. Bir tarafta Cemal Süreyya, Tarık Buğra, Oğuz Atay, Sabahattin Ali klasikleri dizilirken diğer tarafta günümüz romanlarını görüyorsunuz. Ya da bir tarafta Hasan Ali Yücel Klasikler Dizisi göze çarparken bir taraftan da Kristin Hannah'ın gökyüzü ve denizin tonlarında tam da duvar rengime uyan kitap dizisini görüyorsunuz. Hepsi özenle dizilmiş. Kitaplığımın önünde de bir tane çift kişilik moderne bir koltuk var. Orası da okuma köşem işte. Sonra kafanızı çeviriyorsunuz ki henüz fark etmediniz belki de kulağınızı tüm odayı huzurla dolduran piyano sesine veriyorsunuz. Piyanonun başında ay kuyruğu yapmış üzerinde gri kalın bir kazak ve altında en sevdiği kadife eteği giymiş beni görüyorsunuz. Kendimi müziğe kaptırmışım, başımı hafifçe melodiyle birlikte sallıyorum. Tiz sesim tüm odada tatlı bir şekilde yankılanıyor. Sanırım İngilizce şarkı söylüyorum ama Fransızca da olabilir. Sonra bir başka tarafa bakıyorsunuz ki duvara dayılı dikiş makinasını ve makinanın yanında özenle art arda dizilmiş olan irili küçüklü kumaşları görüyorsunuz. Sonra başınızı piyanomun ucundaki masaya çeviriyorsunuz. Geniş sade ve bir masa. Üzerinde arada sırada canım sıkkınken içimi döktüğüm daktilomu görüyorsunuz. Tam yanında da sık sık kullandığım diz üstü bilgisayarım duruyor. Sonra gözleriniz yine beni buluyor ve piyanonun dayalı olduğu duvarın üstüne bakıyorsunuz. En iyi dostlarımla, en güzel zamanlarımda, 32 diş sırıttığım ve çok mutlu olduğum zamanları kolaj yaptığım duvara üçer ipin ucuna minik mandallarla tutturulmuş olan kare fotoğraflarımı görüyorsunuz. Gülünce gözlerinin içi parlayan bir kız diyorsunuz benim için. Sonra odanın içine güneş vuruyor ve ben piyanomun başında son notalarım için parmaklarımı şefkatle tuşların üzerinde gezdiriyorum. Güneş hala üzerime vururken sonunda kafamı kaldırıp suratımdaki sıcak gülümsemeyle size bakıyorum. İşte gelecekteki Betül."
Ona şimdiden selam olsun. Anladığınız kadarıyla işte bahsettiğim oda benim büyük hayalim. Bu seneki dikiş isteğimin yerini kitaplar aldı. Halimden pek bir memnunum. Seneye inşallah dikiş kursuna gidebileceğim. Ayrıca bir daha ki seneyle ilgili beni heyecanlandıran tek şey dikiş kursu değil, Fransızca kursuna gidebilecek olmam. Küçüklüğümden beri hayranım bu dile. Bu sene Arapça lisan kursuna gidiyorum ama inanmazsınız kendimi çok da güzel tanıtıyorum. Her ne kadar haftanın üç günü bugün de mi Arapça diye yataktan kalksam da dersler çok güzel geçiyor ve her gün daha da verimli oluyor. Geçen sene İngilizce kursuna giderken o kadar çok gitmemezlik yapmama rağmen çok şey öğrenmiştim. Arapça kursuna ise gitmesem olmaz çünkü alt yapım olmadığı için bir dersle kaybedeceğim açık çok büyük. Piyano çalmaya gelince onu seneye öğrenebilir miyim bilmiyorum. Sanırım zaman bulamayacağım ama eninde sonunda piyano çalmayı öğrenip herkese bu yeteneğimi kanıtlayacağım çünkü inanın bir enstrüman çalmak benim küçüklükten beni istediğim bir şeydi. Hem piyano parçalarını dinlemek bana bu kadar zevk verirken kendim çalmak nasıl bir şeydir hayal dahi edemiyorum. Aslında aklımdaki yazı da nelerden hoşlandığımı nelere gıcık olduğumu yazacaktım ama sanırım Gelecekteki Betül bu yazı için yeterli olacaktır. Söz, bir gün de kendimle ilgili içimi dökeceğim. Ayrıca sözüm olsun ki bu odayı kendime yaptırmak için elimden geleni yapacağım. İçimdeki deli dolu, kitap sever, dil sevdalısı, meraklı, film kolik, müzik aşığı, yazar ve düşünür Betül asla ölmesin.

0 yorum:

Yorum Gönder