26 Mart 2017

, ,

The Midnight Star - Marie Lu | Kitap Yorumu

Kitap Adı: Midnigt Star (The Young Elites #3)
Dili: İngilizce
Yazar: Marie Lu
Sayfa Sayısı: 316
Goodreads Puanı: 4.15/5
Benim Puanım: 5/5
Arka Sayfa;
There was once a time when darkness shrouded the world, and the darkness had a queen.
Adelina Amouteru is done suffering. She’s turned her back on those who have betrayed her and achieved the ultimate revenge: victory. Her reign as the White Wolf has been a triumphant one, but with each conquest her cruelty only grows. The darkness within her has begun to spiral out of control, threatening to destroy all she’s gained.
When a new danger appears, Adelina’s forced to revisit old wounds, putting not only herself at risk, but every Elite. In order to preserve her empire, Adelina and her Roses must join the Daggers on a perilous quest—though this uneasy alliance may prove to be the real danger.
 
Al bu yüreğim senin olsun Marie Lu.. Bu kitabında okuyucu öyle bir savurup seri başlangıcından beri sevdiğiniz karakterle sizleri öyle bir sınıyor ki her bölümle birlikte serinin sona ereceğini hissederken yüreğinize bir hüzün çörekleniyor. Okuduğumuz her karaktere dair ufak da olsa geçmişlerine dönüp sevmediğiniz kişilerin bile neler çektiğini gösterip yaptıkları kötülükleri az da olsa unutmanızı sağlıyor ki ben zaten Teren gibi bir karakteri bile çok seviyordum. Öncelikle ikinci kitabın sonunda malum çok büyük ve ağır bir gerçek ortaya çıkıyor. Elitler güçlerini ne kadar çok kullanılırsa bu o kadar onların sonu olacak. Ne kadar güçlerini dibine kadar kullanılırsa o denli bedenlerine ve zihinlerine zarar veriyorlar. Adelina'nın fısıltıları has kötülük içerdiği için bunu en kötü kendisi deneyimliyor, hatta en yakınındakine zarar vererek. Aslında son kitapla beraber seride bazı şeyler daha derin bir manayla aklımıza oturuyor.
Aşkın ne kadar arka planda kaldığını, dostluğun ve kardeş bağlarını yazarın ne kadar ön plana çıkardığına şahit oluyoruz. Ayrıca bu serisiyle yazar beni çok şaşırttı çünkü okuduğum neredeyse tüm serilerin aksine başta gördüğümüz bir karakteri sona kadar bize okutmadı. Bir nevi başrol değişikliği yaptı ve bunu hiç beklemiyordum. Üçüncü kitapta ana düşünceyi çok beğendim çünkü düşmanlar bile geride bırakacakları dünyanın iyiliği için bir olmaya karar veriyor. Kitabın ortalarında yazar öyle bir yerden vuruyor ki "olamaz" diye fısıldıyorsunuz çünkü açığa çıkması gereken, içlerini dökmesi gereken bu iki karakterin daha konuşacak çok şeyi olduğunu biliyorsunuz. Bu yüzden içinizde ilk ukteyi orada bırakıyor. Kitap ilerledikçe ve karakterlerin hallerini okudukça zaten bıçak üstü satırlara göz gezdiriyorsunuz. Son kısımlara değinirsem yazar sadece okuyucuyu ağlatmak için yazmış.
Gözlerim o kadar uzun süre buğulu kaldı ki satırlara odaklanamadığım için ayrı sinirlendim çünkü rahat nefes alarak okumanıza asla müsaade etmiyor. Kitabın sonuna gelirsek evet tahmin ettiğim gibiydi. Tam son bölümü biraz absürt bir çizgide gidip geldi fakat final bölümü bitip masal tarzı bir şey koyup Adelina'dan bahsettiğinde son kısım daha güzel bir kurguyla oturdu. İlk kitaptan itibaren kesinlikle unutmayacağım bir seri oldu. Üçüncü kitabın ilk yarı kısmı oldukça sıkıcıydı ama tahmin edildiği gibi ilk yarıdan sonra ardı ardına büyük bir heyecan ve buruk bir ifadeyle okudum. Yazarın sıradaki serisini sabırsızlıkla bekliyorum. Bol gözyaşı ve öfke içeren hislerle keyifli okumalar dilerim.

0 yorum:

Yorum Gönder