Kitabın Adı: Kalbinden Geçeni Söyle
Orijinal Adı: Say What You Will
Yazar: Cammie Mcgovern
Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı: 360
Goodreads Puanı: 3.71/5
Benim Puanım: 4,5/5
Arka Sayfa;
BİRBİRLERİNE SÖYLEYEMEDİKLERİ HİÇBİR ŞEY YOKTU. EN ÖNEMLİ ŞEY DIŞINDA.
BAZEN AŞK SÖYLEYEMEDİKLERİNDİR…
Serebral palsiyle doğan Amy yürüme desteği olmadan yürüyemez, konuşma cihazı olmadan konuşamaz, hatta mimiklerini bile kontrol edemez. Obsesif kompulsif bozukluktan mustarip Matthew’u ise takıntılı düşünceler, kuruntulu ritüeller ve çeşitli korkular yiyip bitirmektedir. İkisi de kendilerini dış dünyayla iletişime geçirecek birine ihtiyaç duyar ve aslında düşündüklerinden çok daha fazla ortak noktaları vardır.
Amy lisedeki son senesinde ihtiyaçlarını gidermeleri için yardımcı öğrenciler işe almaya karar verince, iki gencin yolları kesişir. Birlikte zaman geçirdikçe yeni filizlenen arkadaşlıkları hiç akıllarından geçmeyen bir hal alacaktır..
Kapağı ve konusu itibariyle iç ısıtan bir kitabın beni beklediğini tahmin ediyordum. İlk yarıya kadar çok büyük bir beğeniyle okumasam da ardından karakterlerin yaptığı birkaç hareketin mantığa kavuşmasıyla resmen gözlerim kavruldu. Kitaba Amy'in aşık olunmak için normal hayatta gerçekten çok güzel bir kız ama serebral palsiye hastası olduğu için insanların konuşmaya bile çekindiği biri olduğunu anlayarak başlıyoruz. Bir diğer yandan Matthew ise elini defalarca kez yıkadığı halde hala temiz olmadığını düşünecek kadar takıntılı iç seslere sahip. Amy'in bir şekilde ne kadar asosyel olduğunu fark etmesiyle artık yardımcılarını yetişkin seçmeyeceğine karar veriyor ve annesine rica ederek bundan sonra okul arkadaşlarının ona yardım etmesini istediğini belirtiyor. Amy ve Matthew'un dostluğu da bu şekilde başlıyor. Tabii zamanla Amy'in hisleri yerini daha yakın bir duyguya bırakıyor. Fakat ikisinin birlikteliğinin ne kadar zor olacağını bildiğiniz için kitabı buruk bir merakla okuyorsunuz. Kitap ilerledikçe Amy'in geri dönülemez aldığı bir kararı sonradan öğreniyoruz ve bu beni öyle bir öfkeye boğdu ki anlatamam. Fakat sonrasında Amy'in bu kararı neden aldığına dair Matthew'e göndermeyeceği halde taslak bıraktığı mailleri okuyunca onun çaresizliği karşısında hüzne boğuluyorsunuz. Bu aldığı karar sonucunda hiç beklemediğimiz bir olayı deneyimlemek zorunda kalıyor ve bu da hastalığı yüzünden hayati risk taşıyor.
Anlayacağınız Amy benim için mükemmel bir karakterdi. İçini döktüğü satırları defalarca kez okuyup ona öfkelendiğim için kendime kızmış oldum. Diğer yandan Matthew de bu dostluk boyunca ciddi hatalarda bulunuyor ve çok fevri kararlar veriyor. Kitabı ilk yarıya kadar tatlı bir düzeyde çok fazla beğenerek okuyamadım ama gördüğünüz üzere arkadaşlıklarını koparan olayların ardından tamamen farklı bir havaya girdi. Öyle güzeldi ki son satırlarını kalbim ağzımda okudum. Kesinlikle bir an önce okumalısınız. Bana sorarsanız insana bir şeyler katan ve farklı bir açıyla bakıldığında daha derin manalara varılabilecek bir kitaptı. Keyifli okumalar dilerim..
0 yorum:
Yorum Gönder