30 Haziran 2016

Haziranda Neler Yapıyorum?

Geçen mayıs ayında neler yaptığıma dair bir yazı yazmadım çünkü benim için sınavlarıma hazırlandığım ve çoğunlukla evde olduğum normal bir aydı. Sadece ayın sonunda bir kez Vialand'a gittim. Bu ay ise çok güzel geçti. Öncelikle ayın başında açık öğretim sınavlarım vardı ve ilk defa bu kadar çok ders çalıştım. Seçtiğim tarih derslerinden geçmek için sahura kadar ders çalıştım. Test çöze çöze bi alem oldum. Normalde ciddi derslerim olmadığı için zorlandım gerçekten. Sınavlarıma da tam Vezneciler'deki patlamadan bir hafta sonra Vezneciler'de girdim. Çalışınca insan bir şeyler yapabiliyor cidden. Sınav sonuçlarım beş gün sonra açıklanacak. Şayet bu sınavlarla kredimi tamamlarsam elveda lise, fakat tamamlayamazsam temmuzun 20'sinde yapılacak sınavlara da girmem şart olacak. Ardından sınavlarım bittiğinde zaten ramazanda olduğumuz için ya biz iftara gittik ya da bize gelindi. Ramazana girmeden önce de Karaburan'a son kez denize girmeye gittik. O gün de çok güzeldi, kuzenlerimleydim.
Bu ayın en güzel yanı sevdiğim insanlarla bir araya gelebilmem oldu. Kuzenlerimle defalarca kez görüştüm. Uzun zamandır görmek istediğim yakın bir arkadaşım ile de görüşme fırsatı buldum. Sonra da oruçlu oruçlu bir gün Vialand'a gittik ve mükemmeldi. Evet, çok susadım. Evet, çok yoruldum ve eve gelince yığıldım ama çok güzel bir gündü. Ne yazık ki ilk sefer gittiğimdeki gibi cesaretli değildim, bu sefer neye binsem içimde tuhaf bir ürperti vardı. Özellikle de adalet kulesine bindiğimde çok fena korktum. Kız kardeşim de biraz ağladı, oysa iki kez üst üste binmek için deliriyordu. Aslında bu kadar korkmamızın nedeni adamın makineyi yukarıda yirmi saniye kadar tutması ve ha indi ha inecek derken sizin kalbinize inmesiydi.

Bunların dışında bildiğiniz üzere ben çok az giysi alışverişi yapıyorum çünkü sürekli kitap alıyorum ve eskisi gibi kıyafete olan aşkım çok değil. Kız kardeşim de tüm kışın harcamadığı parayla bu iki aydır instagram'dan bulduğu butiklerden sürekli alışveriş yapıyor. Zevklerimiz aynı olduğu için aldığı her şeyi giymek istiyorum. Bu yüzden de ortak almamız gerekiyor. Anlayacağınız paramın büyük bir kısmı da kıyafetlere yatırılmaya başlandı. Ama benim bu ay aşık olduğum tek bir şey vardı. Onlar da babama yalvarıp kendime aldırttığım New Balance'ler oldu. Bu garibim betülün dört sene önce bir çift kırmızı harika ayakkabısı vardı. Ayrıca o zamanlar New Balance böyle uçuk bir marka değildi Türkiye'de. Ayakkabılarını azıcık indirimle 100 lira alıyordunuz. Fakat daha sonra ben o mükemmel ayakkabılarımı kapıdan çaldırdım, hala içimde yaradır. Sonra uzun süre aileme bana yeni ayakkabı almaları konusunda ısrar ettim. Klasik annem "senin zaten spor ayakkabıların var" diyerek geciktirdi. En son annemi de ikna ederek ve babama yalvarıp eski aldığım fiyatın iki katına yeni ayakkabılarıma kavuştum. Yaz sıcak dinlemiyorum ve ayaklarımı kavurmalarına rağmen her dışarı çıktığımda giyiyorum. Bu arada ayın başında bir de buz patenine gittik. Mükemmel bir şeydi. O kadar çok kaydım ki sonraki iki gün boyunca her yerim manyak ağrıdı. Bir daha gitmek için sabırsızlanıyorum. Paten sürmeyi çok seviyorum fakat ne yazık ki öyle her istediğimde süremiyorum. O yüzden bu buz pateni olayı çok güzel oldu.

Ramazan demişken bu ramazanda geçen ramazanlarda olduğu gibi öğlen üçe kadar asla uyumadım. Her gün on bir ya da on iki gibi uyandım. Çünkü bitirmem gereken okumaya niyetli olduğum çok fazla kitap vardı. Bu ay 44'e yakın kitap okudum. Benim için muazzam bir sayı. Fakat gözlerimi çok yordum. Bir hafta kadar damla kullanmak zorunda kaldım. Gözümde berbat bir sancı vardı, özellikle de sağ gözümde. Bu yüzden sürekli uyumak istedim. Geçen ramazanlarda olduğu gibi sabah sekize kadar her gün oturamadım. En çok sinirimi bozan da bu oldu. Birkaç saat gece uyumadan sabaha kadar oturmam çok zor oldu. Bu ramazanda babam beni deli etti. Hemen sabah namazını kılıp yatmadığı için sürekli onun uyumasını bekledim ve bu bekleme sürecinde uykuya yenildiğim de oldu. Annemi bu ramazanda da hayal kırıklığına uğratarak teravihe çok az gittim. Caminin imamı değişmiş ve bu durum da benim bir nevi bahanem oldu. Bu arada bu ay bir kere mukabele okudum ve çok heyecanlı farklı bir deneyimdi gerçekten.
Ayrıca bombayı söylemeyi unuttum. Dostlarım ben üç buçuk senedir Samsung s3 kullanıyordum ve bu isyanıma blogda bazen değindim, telefonum sürekli bozuluyordu. Ve bu bozulmalar hiç de kısa sürmüyordu ne yazık ki. Bir kere tüm yazın yarısını telefonsuz geçirmiştim. Ve ne yazık ki canım babacığım telefon konusunda çok katı. Bu sene evdeki iki kişinin telefonun camı çatlakken gidip bize yeni tablet aldı ama telefon almayı hiç düşünmüyordu. Fakat bu ayın başında ciddi ciddi kız kardeşimle bana Almanya'dan iphone 6 aldı. O hissi nasıl anlatırım bilmiyorum. O kadar uzundur yavaş ve kamerası iğrenç bir telefon kullanıyordum ve snap atmaya o kadar hevesliydim ki çok sevindim. Yeni telefonumu aldığımdan beri hayat daha net gerçekten. Ayrıca snapte çok fazla takılıyorum. İnstagram hesabımdan da beni çok fazla ekleyen oluyor. 

Ve son olarak bu ay çok güzel kitaplar aldım. En son da bu ay ağlamaktan başımı çatlattığım Mekanik Melek serisinin harika basımının iki kitabını aldım. Hatta bugün ta Fatih'ten Mall of İstanbul'a gidip ikinci kitaba kavuştum. O kadar mutlu oldum ki anlatamam.
Ayrıca arkadaşlar dünkü patlama bizim evde baya kaosa sebep oldu. Dün öğlen annemin yengesi Bursa'da vefat etti ve benim annemler dokuz kardeş. Çoğu başka şehirlerde ve hepsi bugün cenaze için Bursa'da bir araya gelecekti. Bir teyzem de Almanya'da yaşıyor. Dün gece on iki gibi patlama yapılan alana yani dış hatlardan çıkacaktı. Annem ve babam da onu almaya gidecekti. Yani anlayacağınız büyük bir şok yaşadık. Dün vefat edenler benim en yakınlarım da olabilirdi. Hem bu düşünceler hem de dün vefat edenler insanları düşündükçe berbat bir akşam geçirdim. Bugün metroya binerken kurup durdum. Artık her an her şey olabilir ne yazık ki. Allah herkesi korusun ve bir an önce bu pisliklerin defini görüp rahat nefes alırız inşallah.

Aslında kısa bir yazı olacaktı ama aklıma geldikçe duramadım yine. Son olarak da muhtemelen bu hafta sonu Trabzon'a gidiyoruz. Açıkçası kız kardeşimle hiç istemiyoruz fakat babam çok hevesli olduğu için ben de sorun çıkarmıyorum. Sanırım on beş gün kalıp döneceğiz. Artık gidersek yine bol bol snap (ohyoulovemetoo) atarım. Temmuz ayında neler yaptığımla görüşmek üzere!

6 yorum:

  1. Bir ayda 44 kitap kısmına takıldım ben. Tebrikler, çok çok iyi bir sayı bu. Ben 6 ayda o kadar kitap anca okudum. Orada Ben, Earl ve Ölen Kız'ı görüyorum. Kitabı okumadım ama filmini dün izledim. Çok hoşuma gitti. Büyük ihtimalle kitabı daha güzeldir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürlerr. Filmini ben de çok beğenmiştim ama kitabı kesinlikle filmden kötü. Bu ay yorumladım o kitabı, istersen göz atabilirsin yorumuma :)

      Sil
  2. Mall of İstanbul'un dibinde oturan ve sürekli oradaki D&R'da yaşayan bir insan olmama rağmen Clockwork Prince ve Clockwork Princess'e hiçbir zaman denk gelememiş olmam,ya da gözden kaçırmış olmam kalbimi paramparça etti! Hem de bu yeni basımları bu kadar muhteşemken!
    Fiyatları ne kadardı öğrenebilir miyim acaba? Bayram gelmeden koştura koştura gidip almak istiyorum da :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tanesi 35 liraydı. Clockwork Prince raftaydı hemen aldım. Ama ikincisini siparişle getirdim yine Mall of'daki şubesine. Ne yazık ki basımın üçüncü kitabı Türkiye'ye henüz gelmedi :(

      Sil
  3. Betül çok inişli çıkışlı bir ay olmuş sanki, dolu dolu da yaşamışsın... sınav faslı ne gıcıktır neyse ki sonuçlar iyi gelince unutulur... ramazan bu sene çok sert geçti, gece gündüz karışmıştı... kitap sayın gerçekte çok iyi maşallah, zaten paso okuyorsun salla kıyafeti 😉 yeni telini gule gule kullan, yeni kitaplarinı keyifle oku 😎

    YanıtlaSil