17 Haziran 2016

,

Mekanik Prens - Cassandra Clare | Kitap Yorumu

Kitap Adı: Mekanik Prens (Cehennem Makineleri #2)
Orijinal Adı: Clackword Prince (The Infernal Devices #2)
Sayfa Sayısı: 600
Goodreads Puanı: 4.48/5
Benim Puanım: 5/5
Arka Sayfa;
Londra Enstitüsü’ndeki dengeler hiç bu kadar hassas olmamıştı. Konsey, Charlotte’ın gücünü elinden almak ve bu gücü, ahlak değerlerinden yoksun, gözünü iktidar hırsı bürümüş Benedict Lightwood’a vermek istiyordu.
Will, Jem ve Tessa, Enstitü’yü ve Charlotte’ı kurtarma umuduyla Mortmain’in geçmişiyle ilgili sırları araştırmaya karar verdi. Ancak tek keşfettikleri düşmanın amacı değildi. Aynı zamanda Tessa’yla ilgili huzursuz edici Gölge Avcısı bağlantısını da öğrendiler. Zaten Will ve Jem’in ilgisi arasında kalan Tessa, kendisinin bizzat bir “canavar”a dönüşmesine Gölge Avcıları’nın yardım ettiğini öğrenince başka bir seçimle daha yüz yüze gelecekti.
Sophie başını kaldırdı ve aptal aptal gülümsedi. "Onun kalbini kırmadınız, değil mi?
"Hayır," dedi Tessa. Sadece kendiminkini ikiye böldüm. "Onun kalbini kırmadım."
Kalbim yine çok fena ağrıyor. Bu kitabın bana yaşattığı bu duygu yoğunluğu, yanaklarımdaki yaşların sıraya girmesi ve kalbime bu kadar dokunması... tek kelimeyle mükemmeldi. Çok ama çok güzeldi. Bayılarak okudum. Bir ara ciddi ağladım, sonra sürekli gözlerim dolu okudum. Aslında sevmemem gereken bir karakteri seviyordum ve onun ağzından çıkan bazı sözler kalbimi burktu. Sonra zaten "hayır, nolur yapma Cassandra" dediğim satırlar geldi. Öyle bir ortada kaldım ki. Kimi seçsem kime üzülsem derken yüreğim yandı gitti. Hem Jem'i hem de Will'i seviyorum ama Will'i daha çok seviyorum Allah affetsin. Jem çok kırılgan naif ama istemiyorum onunla olmasını elimde değil. Tessa'yı çok ama çok seviyorum. Bu kitapla beraber yazarı cidden alkışlıyorum. Bir kız karakterine iki erkek düşürüp, kızı iki erkekle de yakınlaştırıp her seferinde hiç rahatsız olmadan okumamı sağlayacak kadar dürüst güzel kalpli düşüncelerle karakterleri doldurmasına hayran oldum. Beni rahatsız etmesi gereken yerler karakterin aslında içten içe nasıl harap olduğunu anlatmasıyla birlikte her seferinde silinip gitti. Bu seride her karaktere aşığım. Sophie'i de aşırı seviyorum. O kendini ezip durmaları yok mu benim de içimi eziyor. Tessa'nın ona dostça adım atması karşısında içine düştüğü şaşkınlıkları okurken suratımda saf bir tebessüm beliriyor.
Çözülüp dağıldığımı, hiçliğe karıştığımı hissediyorum çünkü dünyada sana değer veren hiç kimse olmadığında gerçekten var olabilir misin?
Bu kitapta yazarın kalemine bayıldım. Eyvallah deyip geçebileceğim yerleri bile o mükemmel betimlemesiyle "hayır, gözlerin dolmadan bu bölümü geçemezsin" diyerek okuttu. Hele de son yüz sayfayı öyle bir düğümle okudum ki boğazımda bir türlü yutamadım. Çok ama çok güzeldi. Ana karakterlerin çaresizliğini içimde hissettim. Hele de Will ile Tessa'nın kilitledikleri kapının ardında konuştukları :((( Tüm karakterlere geçen olaylara her şeyi çok severek okudum. Charlotte ve Henry'e bu kitapta daha detaylı değinilmesi onları daha çok sevmemi sağladı. Bu seriye dair her şeyi çok seviyorum. Övmelere doyamıyorum. Üçüncü kitapta çok ama çok fena ağlayacağıma eminim ve okumak için deli gibi sabırsızlanıyorum. Bildiğin yanımda peçete olmadan bir bölüm bile okumayacağım. Her zaman söylediğim gibi bir fantastik ve distopya kitabında benim en çok nutkumun tutulduğu satırlar kesinlikle bana dokunan yerlerdir. Kitabın tamamı distopyayı ve fantastik olayları kaplasa bile yazarın tek bir lafla sizi şut edip kalbinize dokunması kitabı anında canı gönülden sevmemi sağlar. Cassandra da kesinlikle böyle mükemmel bir yazar. Kitapta eleştirebileceğim bir nokta yok. Bazı olaylar durumunda ve malum kişinin ihanetini okurken beni yine şaşırtması da ayrı beğendiğim bir durum oldu. Bu gidişle serinin üç kitabına da tam puan verip bir ilke adım atacağım ama ne yapayım, hepsi çok ama çok güzel! Kesinlikle Cehennem Makineleri'ni bu kadar beğeneceğimi ummamıştım ama işte gördüğünüz gibi övgülere doyamıyorum. Ayrıca itiraf ediyorum, bloguma alıntıları yazarken yine ve yine gözlerim doldu :(
Ayrıca ev halkına yeni biri daha katıldı. Adı Tessa. Güzel bir isim, değil mi? Hani bulutlar okyanustan dağların üzerine sürüklenir ya, gözleri işte öyle gri.

0 yorum:

Yorum Gönder