Kitap Adı: Demir Kız
Orijinal Adı: The Iron Daughter (The Iron Fey #2)
Yazar: Julia Kawaga
Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı: 410
Goodreads Puanı: 4.15/5
Benim Puanım: 4/5
Arka Sayfa;
Fâni dünya bensiz dönerken Kış Divanı’nda tutsağım. Zaman algımı yitirdim.
Demir Divan’da keşfettiğim büyü gücümü kullanamıyorum ve Ash kayıplara karıştı.
En azından Demir perileri yendiğimi sanıyordum…
Ta ki Mevsimler Asası çalınana kadar.
ONU GERİ ALACAĞIM.
Hayatı boyunca hiçbir yere uyum sağlayamamış yarı insan, yarı peri Meghan, Prens Ash’in kayıplara karıştığı Kış Divanı’nda tutsaktır. Demir perileri yendiğini sanan genç kız, Mevsimler Asası’nın Tekinsiz Divanı’ndan çalınmasıyla, savaşın daha yeni başladığını anlayacaktır.
Savaş çanlarını susturmak ve masumiyetini kanıtlamak için peri ve fâni dünyaları arasında mekik dokurken büyü gücüne anlayamadığı bir nedenle erişemeyen Meghan’ın tek silahı zekâsıdır. Ancak demir gibi bir irade geliştirirken bile fazlasıyla insani olan kalbindeki özlem fısıltılarını duymazdan gelemeyecektir.
Bu yolculuğunda Meghan’a tanıdık isimler ve yepyeni, tuhaf karakterler eşlik ediyor…
Aynen tahmin ettiğim gibi ilk kitabın sonu sayesinde ikinci kitabı bir solukta bitirdim. Bu kitabı da çok beğendim. Hatta ilk kitaba nazaran ikinci kitapta daha fazla duygu yoğunluğu yaşadım. Bunun da tek nedeni Ash'ın zalimliği ve yazarın Meghan'ın hislerini belirtirken kullandığı keskin dilin sizi bile üzüyor olmasıydı. Bu nedenle ikinci kitabı çok beğendim. Devamında yine ilk kitaptaki karakterlerin ortaya çıkmasıyla devam eden büyük bir olay vardı. O olayın gerçekleşmesini de merakla okudum. Rahatsız eden kısımsa Pack'e üzülüyor olmamdı. Çünkü Pack'i de seviyorum ama Meghan'ın Ash'e olan hislerinden emin olmasına ve canının yanmasına rağmen Puck ve Meghan arasında geçen en ufak bir yakınlaşma durumu bile beni rahatsız etti. Seriyi gitgide daha çok seviyorum. Ortada çok güzel imkansız bir aşk var ve gerçekten neler olacak, sonunda kavuşacaklar mı merak ediyorum. Çok uzun bir yorum olmayacak. Bu kitabı her ne kadar beğensem de bence ilk kitaptan şöyle güzel böyle güzel diyemem. Üçüncü ve dördüncü kitaptan daha çok umutluyum. Öyle olmasa bile ilk iki kitabı tahmin ettiğimden daha çok sevdiğimi söyleyebilirim.
"Yüzlerce fani kız gördüm. Sayabileceğinden çok daha fazla, dünyanın her köşesinde. Benim için hepsi aynı. Onlar yalnızca benim dışımı görüyorlar, içime, kim olduğuma bakmıyorlar. Ama sen bakıyorsun. Sen beni büyüsüz ve illüzyonsuz da gördün; hatta sırf hayatta kalabilmek için aileme karşı taktığım maske bile olmadan. Gerçekte kim olduğumu biliyorsun ve hala buradasın. Buradasın ve dans etmek istediğim tek kişi de sensin."
aa benim kızım :D ne kadar ilginç bir kitapmış.
YanıtlaSilEvet, farklı bir seri :)
Sil