Kitap Adı: Maybe Someday
Yazar: Colleen Hoover
Sayfa Sayısı: 385
Çıkış Tarihi: Mart 2014
Goodreads Puanı: 4.37/5
Benim Puanım: 4,5/5
Arka Sayfa;
At twenty-two years old, Sydney is enjoying a great life: She’s in college, working a steady job, in love with her wonderful boyfriend, Hunter, and rooming with her best friend, Tori. But everything changes when she discovers that Hunter is cheating on her—and she’s forced to decide what her next move should be.
Soon, Sydney finds herself captivated by her mysterious and attractive neighbor, Ridge. She can't take her eyes off him or stop listening to the passionate way he plays his guitar every evening out on his balcony. And there’s something about Sydney that Ridge can’t ignore, either. They soon find themselves needing each other in more ways than one.
A passionate tale of friendship, betrayal, and romance, Maybe Someday will immerse readers in Sydney’s tumultuous world from the very first page.
Soon, Sydney finds herself captivated by her mysterious and attractive neighbor, Ridge. She can't take her eyes off him or stop listening to the passionate way he plays his guitar every evening out on his balcony. And there’s something about Sydney that Ridge can’t ignore, either. They soon find themselves needing each other in more ways than one.
A passionate tale of friendship, betrayal, and romance, Maybe Someday will immerse readers in Sydney’s tumultuous world from the very first page.
I tilt my head and look at him. He's watching me, but I can't tell what his face is trying to convey. If I had to guess, I'd say he's thinking, Oh, hey, Sydney. Our mounths sure are close together. Let's do them a favor and close this gap.
Dün gece sadece birkaç bölüm okuyabildiğim ve başladığıma dair instagram'da fotoğraf paylaştığımda çektiğim fotoğrafın çok beğenilmesiyle ayrı şevklendiğim bu kitabın yorumuyla gece gece laptop başındayım! Öncelikle büyük beklentilere girerek okumaya başladım ve beklentilerimin çoğu karşılandı diyebilirim. Konudan gördüğünüz üzere aslında hafif klişe olaylar geçiyor kitapta. Ama Colleen ablamız kalemini konuşturup bu konuyu çok güzel işlemiş. Öncelikle bir bölüm Sydney bir bölüm Ridge'in ağzından okumamıza çok sevindim. Böylece eksiksizce her ikisinin de hislerini uzun uzun okuyabildim. Kısa bir kitap ve İngilizcesi aşırı kolay olmasına rağmen bugün oradan oraya koşuşturduğum için spordan geldiğim gibi ayak üstü tüm işlerimi halledip tamamen bu kitabı bu gece bitirmeye odaklandım ve başardım!
Hey, heart. Are you listening? You and I are officially at war.
İngilizcesi böyle kolay olan kitapların canını yiyim ya! Bana en fazla on kere sözlük açtırttı. Colleen Hoover'in bu kadar akıcı bir dille yazmasına çok sevindim. Pat pat okudum bölümleri. Öncelikle kitapta bazı durumlar çok hoşuma gitti. Mesela azıcık spoiler olacak ama önce Ridge'in sağır olması bana klişe geldi. Ama yazar klişe konuları bile güzel yapmakta harika çünkü Ridge öyle basit bir sağır değil, bir müzisyen. Müziği hissediyor ve Sydney de gruplarının şarkıları için onlara şarkı sözleri yazmaya başlıyor. Kitap çok güzel başlıyor. Hatta ziyadesiyle heyecanlı bir giriş yapıyor. Sydney zamanla sevgilisinin onu en iyi arkadaşıyla aldattığını Ridge sayesinde öğreniyor ve sonra Ridge'in apartmanında ev arkadaşlarıyla birlikte kalmaya başlıyor. Sydney tam Ridge'a karşı bir şeyler hissedecekken kız arkadaşı olduğunu öğreniyor. Kitapta en çok hoşuma giden açıkça şuydu ki şu iki harika karakterin kendileriyle verdikleri savaşı o kadar sevdim ki! Bir ara böyle içim ezildi onların bu hallerine. Önce yazarın Ridge'in sevgilisiyle ayrılmasını çok uzatıp beni sıkacağını sandım ama aksine beni daha da heyecanlandırdı.
He inhales softly, then nervously exhales before continuing. "I need you... to hear this," he says, cradling my head in this hands. "I.... will never.. regret you."
Beat, beat, pause.
Bu harika karakterlerin sabırlı halleri, sadakatleri ve yanlış bir şey yaptıklarında gözlerinden okunan pişmanlıkları benim de içime dokundu. Kitabın o kısmına bayıldım. Ama kitap ironilerle doluydu. Mesela Sdyney'in yediği kazıktan sonra bir erkeğin sevgilisini onun için aldatması gibi kendi başına gelen bir olayı bir başkasına yaşatacak olması ayrı ironiydi. Kitabın sonlarına doğru biraz duygu karmaşası ortaya çıktı ama beni hayal kırıklığına uğratmadı kitap. Sydney'i de Ridge'i da ayrı sevdim. Yakınlaştıkları sayfaları gözlerimden kalp çıkarak okudum. Colleen Hoveer'in Çirkin Aşk kitabında olduğu gibi ağır yakınlaşma sahneleri beklemeyin. Zaten o sahnelere gerek kalmıyor aşklarına inanmanız için. Son olarak bu kadının kalemini seviyorum. Diğer kitaplarını da en geç bir buçuk hafta içinde bitirmeye niyetliyim.
I relax against his chest, finding the rhythm of his heartbeat.
Beat, beat, pause.
Beat, beat, pause.
Beat, beat, pause.
It's absolutely beautiful.
The way it sounds is beautiful.
The way it cares is beautiful.
The way it loves is beautiful.
He presses his lips to the top of my head.
I close my eyes... and I cry.
Neden bir puanı kırdığımı sorarsanız aşk kitaplarına tam puan vermek biraz zor oluyor. O yüzden bana çok fazla ağır duygular yaşatamadığı ve okurken az çok olayların gidişatını tahmin etmiş olmam puan kırmamı sağlıyor. Ama bir puan kırmam kitabı kesinlikle kötü yapmaz. Kesinlikle çok hoş bir aşk romanıydı. Böyle kafa dağıtmak için ideal diyebilirim. Merak edenler varsa da A2 seviyesi bile bu kitabı okuyabilir bence. Siz de benim gibi önce İngilizce romantik kitaplara öncelik verin bence, aklımdaki romantik kitapları bittiği gibi distopya türünü İngilizce okumaya başlayacağım. Son olarak arkadaş kitabevinden harika İngilizce kitaplar almak niyetindeyim. Araya hiç Türkçe kitap sokmazsam iki üç içerisinde hepsini kitaplığımda görebilirim. Yarın itibariyle yine Colleen Hoover'in kaleminden Confess isimli kitaba başlayacağım. İki güne yorumumla görüşürüz!
Ingilizcesi basitse bende almalıyım
YanıtlaSilHem Ingilizceni gelistirmek hem de aşk romani okumak icin kesinlikle tavsiye ederim :)
SilSayenizde kitap kültürüm artıyor. Bu arada aşk romanlarını seviyorum ama; bizim kültürümüze daha yakın olanı beni heyecanlandırıyor diyebilirim. Aşk hüzünsüz olmamalı. Hüzün aşkın kimyası olarak insanı pişiriyor, olgunlaştırıyor. Olgunlaşan insan aşk bitse de duygusu nefrete dönüşmüyor.
YanıtlaSilCok sevindim yorumlarimi beğenmenize. Bu aşk romanı da hüzünlüydü yerli yerinde. Ben de hüzünlü romanları çok severim :)
SilSüper resim :)
YanıtlaSilBeğenmene sevindim :)
Silpaylaşım için teşekkürler :)
YanıtlaSilRica ederim :)
SilBetül! İndirdim bu kitabı, başlarım birazdan okumaya da, heveslendirdin beni hee 😄
YanıtlaSil