Fotoğraf makinemi çantama attım ve Eminönün'e gelip kafeyi bulduk ki fotoğraf çekmeye çalışmamla hafıza kartını evde unuttuğumu fark ettim. Evet, koca makineyi yanımda taşıyorum ama kendisi minicik bir kart olmadan bir hiçten ibaret. Bu yüzden ben de etrafın resmini kız kardeşimin telefonuyla çektim. Kafeden bahsetmem gerekirse ben kendisini İnstagram'dan görmüş ve ortamını çok beğenmiştim. Bu yüzden uzun zamandır aklımdaydı gitmek. Sonunda nasip oldu ve bundan sonra da arada sırada giderim diye tahmin ediyorum.
Şu çizilen iki resim de çok hoşuma gitti. Bir Frida Kahlo hayranı değilim. Hatta filmini bile çok beğenemedim. Yine de bir yerlere -abartılmadığı sürece- resminin konması hoşuma gidiyor. Mim Kahve, İstanbul Ticaret Üniversitesi'nin karşı tarafında başlayan geniş yokuşlu caddenin yan tarafında kalıyor. Zaten kafenin İnstagram hesabında mekanın tarifine dair fazlaca detay verilmiş. Böyle güzel kafeler bize yakın olunca seviniyorum. Her kafama estiğinde Kadıköy'e Üsküdar'a gitmek kolay olmuyor ki bugünlerde akbil sorunu yaşıyorum. Güya bir aydır Karaköy'e gideceğim ama hafta içi yoğunluktan ötürü gidemedim bir türlü.
Bu da tatlı ayakkabılarım ve bendeniz Betül. Kısacası Mim Kahve tarzıyla, bulunduğu yerle ve hizmetiyle çok hoş bir mekandı. Ayrıca çok güzel bir teras manzarası da var ama makinem çekemediği için öyle telefonla çekmek de istemedim. 15 tatil kapıda ki benim pazartesiden itibaren lisan derslerim ikinci döneme kadar yok. Bu da demektir ki "Geziyorum" tagımı çok boş bırakmayacağım. Görüşmek üzere!
Çok güzelmiş :))
YanıtlaSilEvet, kesinlikle. Gitmenizi öneririm :)
Silİstanbul'a geldiğimde mutlaka gideceğim
YanıtlaSilEvet, kesinlikle gitmelisiniz :) Aslında mekan benim çektiğim fotoğraflardan daha güzel, bir daha gidersem yazımı güncelleyeceğim inşallah :)
Sil