Kaleb - Myra Ekjundır | Kitap Yorumu

Kitap Adı: Kaleb

Orijinal Adı: Kaleb (Kaleb #1)

Yazar: Myra Ekjundır

Yayınevi: Pegasus

Sayfa Sayısı: 400

Goodreads Puanı: 3.66/5

Benim Puanım: 4/5

Arka Sayfa;

Kötülük insana iyi gelir… 
On dokuz yaşındaki Kaleb bir empatik olduğunu keşfeder, yani başkalarının duygularını hissedip onları manipüle edebilmektedir. O bizi kendimizden de iyi tanıyabilmektedir. Bu onu karşı konulmaz biri haline getirir. Ve son derece tehlikeli. Çünkü onu sevmemek imkânsızdır. İnsanlar onu çılgıncasına severler, ucunda ölüm olsa bile… Ama size ne yaparsa yapsın Kaleb bundan suçluluk duymayacak ve sonuna kadar gitmekten çekinmeyecektir. 
Annesinin doğduğu yer olan İzlanda’da patlayan yanardağla birlikte ortaya çıkan bu yetenek onu zehirlemektedir. Yine de, bir hayvan gibi avlandığı sırada bile Kaleb daha fazlasını istemektedir. Ta ki gücünün kontrolünü kaybedene ve her şey tepetaklak olana kadar… Artık içinde uyanan volkana karşı yapacak hiçbir şeyi kalmamıştır. 
 Ürkeklere ve on beş yaşından küçüklere tavsiye edilmez!  

Okuduğum en orijinal kitapların başında olabilecek bir kitaptı. Yanardağ Çocukları adı altında bir yanardağın patlaması sonucunda doğuştan bu güçlere sahip kişilerin yeteneklerinin ağır basmasıyla birlikte yaşananları konu edinen kitabı tam da bu bu güçleri harika bir kötülükle kullanabilecek Kaleb'in görüş açısından okuyoruz. Kitabın arkasında yazan empati özelliğinin nasıl işleneceğini çok merak ediyordum. Bu güçleri sayesinde insanları kullanması, karşısındakinin düşüncelerini yönlendirebilmesi ve daha çok birçok şeyi okumakla "bir bölüm daha okumalıyım" diyerek elimden akıp gitti. Bir taraftan da bu güçlere sahip kişileri izleyen ve gerekirse onlarda ölümcül hasar bırakan bir kurum mevcut. Sonrasında o kısmın da ağır basmasıyla Albay ve sekreteri arasında geçenleri okuyoruz. Açıkçası kitabın bazı yerlerinde rahatsızlık duyduğum oldu. Özellikle de Kaleb ile Lucille arasında geçen hislerin derinliği beni diken üstü yaptı. Sayfalar geçtikçe Kaleb'in Lucille'yi önemsememesi fakat empati gücü olduğu için istemese bile Lucille'nin peşinden ayrılmamasıyla birlikte bu işin nereye varacağını merak ederken bir yandan da birinin kötü hasarla ayrılacağını tahmin ediyordum. Albay ve sekreteri arasında geçenler de ayrı acımasızdı.

Kurgu olarak empatinin yanı sıra başka güçlerin de olması ve olayın Fransa'da geçmesi de kitabın sıyrılan bir özelliğiydi. Şunu da eklemeliyim ki; kitap boyunca herhangi bir karakteri bir türlü sevemiyorsunuz. Empati gücünün dışında başka güçler de var ama empati gücünün bile kademe kademe ilerlemesiyle daha ölümcül bir hale nasıl bürüneceğini sıradaki kitaplarda okuyacak olmamız da içimi merakla dolduruyor. Ben bir sıra Albay'ın sekreterine karşı ısınmaya başlamıştım ki aklından geçen birkaç düşünce de geri itilmemi sağladı. Kaleb deseniz okudukça ürpermenizi sağlayacak bir karakter. Anlayacağınız tek kelimeyle çok "farklı" bir kitaptı. Bunun yanı sıra da ilk kitap olarak seriye çok iyi bir giriş yapmıştı. Özellikle de son kısımlarında öğrendiklerimizle sıradaki kitapta nasıl bir imkansız ilişkinin olduğunu okumuş olmamla daha çok sevdim. Arka kapağında yazıldığı kadar ürkeklerin okumamasını gerektirecek kadar ağır bir kitap değildi. Yalnızca belirli bir yaş aralığına hitap ettiğini not etmeliyim. Herhangi bir konuya detaylıca değinmekten çekinmeyen bir kitaptı. Ben baya beğenerek okudum ve size de tavsiye ederim. Keyifli okumalar..