Kitabın Adı: Bir, İki, Üç, Sen
Yazar: Büşra Küçük
Yayınevi: Ephesus
Sayfa Sayısı: 416
Benim Puanım: 2/5
Arka Sayfa;
Kötü Çocuk serisinin yazarı Büşra Küçük yepyeni kitabı Bir, İki, Üç, Sen’de bir uçtan ötekine salınan genç bir kızın yaşadıklarını mercek altına alıyor. Okurlar Bir, İki, Üç, Sen’le hüzünden mutluluğa pek çok duyguyu aynı anda tadacak.
Herkesin bir hikâyesi vardı hayatta. Sayfa sayfa, satır satır yazılırdı. Fakat Arya kendi hikâyesinin bile ana karakteri değildi. Başkalarının istekleri, hayalleri onun hayatı olmuştu. Tam da bu yüzden “doğuştan yan rol” diyordu kendine.
Ama bir gün, hem de hiç beklenmedik bir şekilde, genç kız hayatında ilk kez kendi başına bir karar aldı ve aldığı bu karar Arya’nın hayatını derinden etkileyecek, umulmadık olayların yaşanmasına sebep olacaktı.
Kitaba ne kadar da güzel
başlamıştım. Hatta beni bir güzel şaşırtıp yorumumda övebileceğimi düşünerek
farklı hislere bürünmüştüm. İlk başladığımda dilinin gayet güzel olması hemen
beğenimi kazandı. Sadece çok fazla kısa cümle bulunması gözüme batmıştı. Arya
karakterinin ailesiyle yaşadığı sorunları ve sonucu intihar etmekte bulduğu
nedenlerini dizelemesini merak içinde beğenerek okudum. Fakat sonrasında ne
zaman ki kızın hayatı bir düzene girmek üzere adım attı; iki erkek karakterle
karşılaştık. Bundan sonrasında kitap dizginlenemez saçma bir çizgide
yalpalamaya başladı. Beklenmedik bir şekilde tanıştığı bu iki erkek karakteri
birbirlerinden ayırmak için dikkatli okumam gerekti. Ayaz ve Baran her ne kadar
tamamen farklı karakterler olsa da daha isimleri ortaya çıkmadığı için oraları
gereksiz bir özenle okumak durumunda kaldım. Kitabın ilerleyişinde Ayra'nın
ailesiyle yaşadığı olaylar her ne kadar oldukça bilindik olsa da ben yine de
merak ederek okudum. Fakat bu merak duygusuyla ilerleyen heyecan bir yere kadar
dayanabildi. Yazarın üstünden geçtiği o kadar çok şey vardı ki... Karakterlerin
bazı davranışları hakkında derin bir mantık aradığınızda anca elimde soru
işaretleriyle kalabildim.
İlk başlarda Ayra'nın aşırı güçsüz bir karakter olması
ailesiyle yaşadığı sorunlar sonucunda gözüme batmamıştı. Fakat daha sonrasında
gerçekten ayaklarının üzerinde güçlü bir şekilde asla durmayacağını anlamam
gözümde iyice zayıflamasını sağladı. Kız karakterin iki erkek karakter arasında
kalması da oldukça saçma ve klişeydi. Özellikle de Baran ve Ayra'nın arasında
geçen tüm satırlar aşırı bilindik ve okudukça darlanmama sağlayan türdendi.
Kitaba aksiyon havası katmaya çalışayım derken gitgide battığını da
düşünüyorum. Sürekli bir nefes alamayan Ayra'nın bu düştüğü durumlar beni de
boğdu. Bana sorarsanız çok amaçsız bir kitaptı. Yazarın kalemi sadece oluşturduğu
kurgu sebebiyle değil. Kaleminde betimlemenin de detaylı olmamasıyla beraber
bana çok basit geldi. Konuşma diyaloğu içeren neredeyse tüm satırlarda hiçbir
duygu belirtisi eklemeden sadece konuşma paragraflarını dizmişti. Çok fazla kısa
cümle vardı ve kız karakterin kendince uzun düşüncelere boğulmasını okuduğumuz
paragraflar haricinde betimlemesiyle beğenimi kazandıracak satırlar mevcut
değildi.
Ayaz ve Baran'ın arasındaki ilişkinin arka planı, Baran'ın kişiliği,
Ayra'nın iki erkek arasında kalma durumları ve benzeri tüm bölümler de aşırı
aşırı bilindikti. Kitaba gülmek istemiyorum ama gerçekten sürekli yeni popüler
yazarların doğduğu bir dönemde yaşıyoruz. Ve artık gerçekten erkek karakterin
sebepsizce kızı hor gördüğü, zor kullandığı ve ağzına gelen her şeyi sayıp
sonra da "sana kimsenin zarar vermesine izin vermem" tarzında
cümleler kullanmasından gerçekten ÇOK sıkıldım. Anlayacağınız yazarın kalemi
gözümde ziyadesiyle sınıfta kaldı. Kalemi güçlü olmasa bile okurken "sadece
bir kez okuyacağım" diye düşünerek yine de heyecanla okutmayı sağlamayı
bile başaramayan bir kitaptı. Yazarın bundan sonra çıkacak kitaplarına şans
vermeyi de düşünmüyorum. Büyük bir gençlik kitlesine hitap eden bir seri
yazdıktan sonra hiçbir fark yaratmayan aynı tarzda bir kitap yazdıysa bana
sorarsanız bu çizgide yürüyüp aynı kişilere hitap etmekten de gocunmuyor
demektir. Son olarak da kitapta beğendiğim yerlere değinmek istiyorum. Baran'ın
ağzından okuduğumuz birkaç kısım hoşuma gitti, işaretlememi sağlayabileceğim
güzel benzetmeleri ve birkaç derin manalı cümleleri vardı. Ve bir de bunların
dışında kaset olayı da güzeldi. Ama haricinde ilk başta aldığım tat sonrasında
kendini fena bir ekşiliğe bıraktı. Sonuç olarak bu tarz kitapları klişeliği
içerdiği halde kendini sıyırabilecek tarzda bir kaleme sahip olmayan
yazarlardan okumaktan sıkıldıysanız kesinlikle önermiyorum.
yine güzel bir yorum, ama sana acilen sormam gereken bir şey , senden önce beni ve senden sonra'yı çok beğendim jojo moyes'ın başka kitaplarından en çok tavsiye ettiğini söyler misin ya da onun dışında tavsiye ettiğin herhangi bir kitabı
YanıtlaSilArdında bıraktığın kadın ve bir artı bir kitapları da yazardan çok sevdiklerim
Sil