5 Ocak 2017

,

Bir, İki, Üç, Sen - Büşra Küçük | Kitap Yorumu

Kitabın Adı: Bir, İki, Üç, Sen
Yazar: Büşra Küçük
Yayınevi: Ephesus
Sayfa Sayısı: 416
Benim Puanım: 2/5
Arka Sayfa;
Kötü Çocuk serisinin yazarı Büşra Küçük yepyeni kitabı Bir, İki, Üç, Sen’de bir uçtan ötekine salınan genç bir kızın yaşadıklarını mercek altına alıyor. Okurlar Bir, İki, Üç, Sen’le hüzünden mutluluğa pek çok duyguyu aynı anda tadacak.  
Herkesin bir hikâyesi vardı hayatta. Sayfa sayfa, satır satır yazılırdı. Fakat Arya kendi hikâyesinin bile ana karakteri değildi. Başkalarının istekleri, hayalleri onun hayatı olmuştu. Tam da bu yüzden “doğuştan yan rol” diyordu kendine.
Ama bir gün, hem de hiç beklenmedik bir şekilde, genç kız hayatında ilk kez kendi başına bir karar aldı ve aldığı bu karar Arya’nın hayatını derinden etkileyecek, umulmadık olayların yaşanmasına sebep olacaktı. 
Kitaba ne kadar da güzel başlamıştım. Hatta beni bir güzel şaşırtıp yorumumda övebileceğimi düşünerek farklı hislere bürünmüştüm. İlk başladığımda dilinin gayet güzel olması hemen beğenimi kazandı. Sadece çok fazla kısa cümle bulunması gözüme batmıştı. Arya karakterinin ailesiyle yaşadığı sorunları ve sonucu intihar etmekte bulduğu nedenlerini dizelemesini merak içinde beğenerek okudum. Fakat sonrasında ne zaman ki kızın hayatı bir düzene girmek üzere adım attı; iki erkek karakterle karşılaştık. Bundan sonrasında kitap dizginlenemez saçma bir çizgide yalpalamaya başladı. Beklenmedik bir şekilde tanıştığı bu iki erkek karakteri birbirlerinden ayırmak için dikkatli okumam gerekti. Ayaz ve Baran her ne kadar tamamen farklı karakterler olsa da daha isimleri ortaya çıkmadığı için oraları gereksiz bir özenle okumak durumunda kaldım. Kitabın ilerleyişinde Ayra'nın ailesiyle yaşadığı olaylar her ne kadar oldukça bilindik olsa da ben yine de merak ederek okudum. Fakat bu merak duygusuyla ilerleyen heyecan bir yere kadar dayanabildi. Yazarın üstünden geçtiği o kadar çok şey vardı ki... Karakterlerin bazı davranışları hakkında derin bir mantık aradığınızda anca elimde soru işaretleriyle kalabildim.
İlk başlarda Ayra'nın aşırı güçsüz bir karakter olması ailesiyle yaşadığı sorunlar sonucunda gözüme batmamıştı. Fakat daha sonrasında gerçekten ayaklarının üzerinde güçlü bir şekilde asla durmayacağını anlamam gözümde iyice zayıflamasını sağladı. Kız karakterin iki erkek karakter arasında kalması da oldukça saçma ve klişeydi. Özellikle de Baran ve Ayra'nın arasında geçen tüm satırlar aşırı bilindik ve okudukça darlanmama sağlayan türdendi. Kitaba aksiyon havası katmaya çalışayım derken gitgide battığını da düşünüyorum. Sürekli bir nefes alamayan Ayra'nın bu düştüğü durumlar beni de boğdu. Bana sorarsanız çok amaçsız bir kitaptı. Yazarın kalemi sadece oluşturduğu kurgu sebebiyle değil. Kaleminde betimlemenin de detaylı olmamasıyla beraber bana çok basit geldi. Konuşma diyaloğu içeren neredeyse tüm satırlarda hiçbir duygu belirtisi eklemeden sadece konuşma paragraflarını dizmişti. Çok fazla kısa cümle vardı ve kız karakterin kendince uzun düşüncelere boğulmasını okuduğumuz paragraflar haricinde betimlemesiyle beğenimi kazandıracak satırlar mevcut değildi.
Ayaz ve Baran'ın arasındaki ilişkinin arka planı, Baran'ın kişiliği, Ayra'nın iki erkek arasında kalma durumları ve benzeri tüm bölümler de aşırı aşırı bilindikti. Kitaba gülmek istemiyorum ama gerçekten sürekli yeni popüler yazarların doğduğu bir dönemde yaşıyoruz. Ve artık gerçekten erkek karakterin sebepsizce kızı hor gördüğü, zor kullandığı ve ağzına gelen her şeyi sayıp sonra da "sana kimsenin zarar vermesine izin vermem" tarzında cümleler kullanmasından gerçekten ÇOK sıkıldım. Anlayacağınız yazarın kalemi gözümde ziyadesiyle sınıfta kaldı. Kalemi güçlü olmasa bile okurken "sadece bir kez okuyacağım" diye düşünerek yine de heyecanla okutmayı sağlamayı bile başaramayan bir kitaptı. Yazarın bundan sonra çıkacak kitaplarına şans vermeyi de düşünmüyorum. Büyük bir gençlik kitlesine hitap eden bir seri yazdıktan sonra hiçbir fark yaratmayan aynı tarzda bir kitap yazdıysa bana sorarsanız bu çizgide yürüyüp aynı kişilere hitap etmekten de gocunmuyor demektir. Son olarak da kitapta beğendiğim yerlere değinmek istiyorum. Baran'ın ağzından okuduğumuz birkaç kısım hoşuma gitti, işaretlememi sağlayabileceğim güzel benzetmeleri ve birkaç derin manalı cümleleri vardı. Ve bir de bunların dışında kaset olayı da güzeldi. Ama haricinde ilk başta aldığım tat sonrasında kendini fena bir ekşiliğe bıraktı. Sonuç olarak bu tarz kitapları klişeliği içerdiği halde kendini sıyırabilecek tarzda bir kaleme sahip olmayan yazarlardan okumaktan sıkıldıysanız kesinlikle önermiyorum.

2 yorum:

  1. yine güzel bir yorum, ama sana acilen sormam gereken bir şey , senden önce beni ve senden sonra'yı çok beğendim jojo moyes'ın başka kitaplarından en çok tavsiye ettiğini söyler misin ya da onun dışında tavsiye ettiğin herhangi bir kitabı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ardında bıraktığın kadın ve bir artı bir kitapları da yazardan çok sevdiklerim

      Sil