Kitap Adı: Akvaryum
Orijinal Adı: Aquarium
Yazar: David Vann
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 256
Goodreads Puanı: 3.72/5
Benim Puanım: 4,5/5
Arka Sayfa;
On iki yaşındaki Caitlin, rıhtımda işçi olarak çalışan annesiyle yaşıyor. Annesinin çalışma saatleriyle kızın okul saatleri uyuşmadığından, çocuk sabahları sınıf arkadaşlarından iki saat önce okula gidip beklemek zorunda, okul çıkışında da annesinin işten dönüp kendisini alacağı saate kadar şehrin büyük akvaryumunda vakit geçiriyor ve geniş hayal gücüyle, balıklarla insanların yaşamı arasında paralellikler kurarak onları inceliyor:
“Bir şehrin en sevdiğim yanı hep bu olmuştur; akvaryumların en büyüğü olarak içinde koca dünyalar saklıdır.”
Renkli bir masal havasında başlayan roman, bir noktadan sonra David Vann’ın alışılmış gerilim çizgisine doğru hızla yol alıyor ve şaşırtıcı gelişmelere açılıyor. Küçük kız, balıkların dünyası olan akvaryumun sessizliği, huzuru ve güzelliğinden insanların yaşadığı çok daha tehlikeli ortamlara adım atmak zorunda kalıyor.
Ah dostlar harika bir kitaptı. Hiç beklemediğim bir şekilde ilerledi ve okuduğum satırlar karşısında benim de empati duygum kabarırken bir ara elimden sayfalar ben farkına varmadan hızla akıp gitti. Kitaba on iki yaşındaki Caitlin'i okumakla başlıyoruz. Okul çıkışlarında annesinin işi nediyle akvaryuma giden Caitlin bir gün şans eseri yaşlı bir adamla karşılaşıyor. İlk yarıya kadar Caitlin'in annesiyle yaşadıklarıyla akvaryum ve okuldaki günlerini okuyoruz. Açıkçası ben Caitlin karakterini pek sevemedim. Evet, bazı şeylerin onun için de diğer çocuklar gibi kolay olmasını elbette isteyebilir ama doğduğundan beri dişini etine takıp ona en iyisini vermeye çalışan annesine karşı yaptığı bencillikler siniye çekilir türden değildi. Zaten bunun dersini çok farklı ve harika bir şekilde alıyor. Yarıya geldiğimizde yaşlı adamın kim olduğunun ortaya çıkmasıyla her şey karman çorman oluyor. Tam da Caitlin'in annesinin ne büyük acılar çektiğini, nelere sabrettiğini okuyup şaşırırken annesi Caitlin'e öyle bir şey yaşatıyor ki soluksuz okudum. Bir insan kendi yaşadığı acıları bu kadar harika bir şekilde öz kızına hissettirebilirdi. Ve tabii ki kitap ilerledikçe bu ailenin çatırdamaları, bir araya gelmesini büyük bir duygu yoğunluğuyla okudum. Buraya kadar kitap mükemmel ve kesinlikle tam puanlık.Fakat yazarın eklediği bir kısım var ki konuşmadan geçmem imkansız. Öncelikle bir uyarı yapmalıyım ki arka konusu ve kapağı kadarıyla öyle durmasa da kesinlikle bir çocuk kitabı değil, hatta bana sorarsanız belirli bir yaşın üstüne hitap ettiği ortada. Caitlin'in akvaryuma olan ilgisinin ve bir aileye olan özlemine dair aklımızda gerekli nedenlerle mantık ağları çerçeveleniyor. Fakat kızlara olan ilgisine anlam veremiyorum ki vermeyi de reddediyorum. Çünkü on iki yaşında henüz ergenliğe bile girmemiş bir kız çocuğundan bahsediyoruz ama şöyle ki; Caitlin bir kadınla erkek arasında geçen tutkudan haberdar olduğu gibi Shalini'yle arasında olanın kesinlikle dostluktan öte hisler olduğunun da farkında. Küçük bir yaşta yaptıklarının doğru olmadığın bildiği gibi, bu kadar etrafında olanların farkında olan bir kız çocuğunun bir zahmet cinsel seçimini yapmak için henüz o yaşa varmadığını bilmesi de gerekmiyor mu? Kitapta asla Shalini ile aralarında böyle bir yakınlaşmanın nasıl oluştuğu, Caitlin'in ilgisinin neden kızlara kaydığını ve ısrarla bunu neden dostluğunun ilerisinde hislerle devam ettirdiğini okuyamıyoruz. Burada Caitlin'in annesine suç atamıyoruz çünkü bahsettiğim gibi Caitlin öyle zeki ki; böyle şeyleri insanların yanında yapmalarının doğru olmadığını bilecek bir yakalanma korkusuna sahip. Böylece hislerini annesinden ustalıkla saklıyor. Anlayacağınız üzere bu kadar küçük bir kız çocuğunun dostluktan öte bir ilişki içerisinde başka bir kızla olan derin samimiyetini kaldırmam mümkün değildi. Aynı şekilde bunun gerçek olma ihtimalinin ağırlığı da beni ürküttü. Yazarın bu kısma değinmesi tamamen benim açımdan çok büyük hatalı hatlar üzerine. Caitlin'in kızlara olan ilgisi mantıklı bir sebebe bürünmüyor, bu hislerin başlangıcını alevleyen noktayı dahi okumuyoruz. Fakat tüm bunların sonucunda bunu öğrenen annenin suratında oluşan şok ve tiksinti unutulamayacak bir ihanet sayılıyor. Bu tarz konuların doğruyu yanlışı seçebilecek yaşta insanların yaşaması sonucunda yadırgamam fakat yazarın bu konuya değinişini tamamen hatalı buluyorum. Bu nedenle bahsettiğim kısımların sizde nasıl bir tepki oluşturacağını merak ediyorsanız ve anne kız arasında nasıl bir empati durumunun meydana geldiğini okumak istiyorsanız şiddetle önerimdir.
0 yorum:
Yorum Gönder