13 Nisan 2017

,

Dönüş Yok - Aslıhan Yayla | Kitap Yorumu

Kitap Yorumu: Dönüş Yok
Yazar: Aslıhan Yayla
Yayınevi: Martı
Sayfa Sayısı: 272
Puanım: 4/5
Arka Sayfa;
Önce karanlık selamlar seni. Görüşünü kinle bürür, daha sonra en yakın dostunun yalnız kendin olduğunu anlarsın. Güven güvensizlikle yer değiştirir. Üşümeye başlarsın, yalnızlık seni hiç olmadığı kadar bir başına bırakır. Tam o an dipte, en derinlerde bir ses fısıldar kulağına.
“Adalet!”
İşe yaramadığını düşündüğün ayakların soğuk zeminden güç alıp seni ayağa kaldırır. Güç, üşüdüğün bedenini bir anne sıcaklığı gibi sarmalar. Gözlerin artık karanlığa alışmıştır. Tek yapman gereken bulunduğun hücreden çıkıp sana yapılanları misliyle ödetmektir.
Hayatının 10 yılına yayılan bir plan yaparsın. Kapana tıkılıp kaldığın her günün hesabı için, hayatını karartanların bedel ödemesi için varını yoğunu, tüm yaşamını ortaya koyarsın. Sonu ölümdür, kandır, felakettir. Ve bilirsin ki bu yolun sonundan “Dönüş Yok”tur…
Çıkacağı günü ben de pek sevgili arkadaşım kadar olmasa da heyecanla bekliyordum. Belki biraz fazla dikkatli okumuş olabilirim. Öncelikle kitaba başladığım gibi beni direk rahatsız eden puntonun bu kadar büyük ve kalın olmasaydı. Daha küçük ve daha ince bir puntoyla yazılsaydı kitabın daha zor okunacağını düşünerek ağır ve uzun bir kitabın beni beklediğini düşünerek kitaba başlayabilirdim. Benim kitapta en mükemmel bulduğum şey kesinlikle merak duygusunu bu kadar iyi verilmesi. Bir adamın karısının abisini öldürüp onun üstüne bu suçu atacak kadar neye dayanan bir nefretle böyle bir işe kalkışacağını merak etmek tüm kitap boyunca içimi yiyen kısım oldu. Öykü'nün on sene boyunca hapiste kalmasıyla değişen mizacını, kararan benliğini ve acımasızlığını yazar keskin ve çok güzel belirtmişti. Kitapta beni duraksatan bir diğer durumsa çok hızlı ve aceleci bir havada ilerliyor olması. Olaylar ardı ardına ilerliyor ama itiraf etmeliyim ki böyle olunca bazı satırları karıştırarak tekrar okumam gerekti. Özellikle de ses kayıtları kısımlarında o kişilerin orada olup olmadığını karıştırıp paragraf başına tekrar dönüp durdum. Ayrıca karakterlerin konuşmalarında sadece konuşma cümleleri yerine cümle başlarında daha çok duygu betimlemesi beklerdim. Aynı şekilde Öykü'nün de bazı olaylar karşısında hislerinin daha keskin belirtilmesini. Kitap boyunca en sevdiğim kısımlar ithalik yazıyla Öykü'nün geçmişini okumak ve intikam hissinin derinliğini okumak oldu. Sonları da güzeldi ama yine hızlı geçtiğini düşünüyorum. Aksiyon havasının yerinde gayet güzel verildiği kanısındayım. Yani genel olarak kitap konusunda en çok istediğim şey daha uzun olmasıydı. Kitapların akıcı olması hoş bir şey ama bu kitabın biraz daha zor okunur türde olmasını isterdim. Yazarımızın sıradaki kitaplarını bekliyorum, bu kitap için ellerine sağlık. Önererek keyifli okumalar dilerim..

0 yorum:

Yorum Gönder