2 Şubat 2014

Bin Muhteşem Güneş - Khaled Hosseini | Kitap Yorumu


Nasıl başlanır bu yazı ya pek kestiremesem de bir yerlerden başlamak gerek. Nedense blogumda ilk yorumum bu kitap üzerine olsun istedim. Khaled Hosseini' in bir diğer harika kitabı olan Bin Mutlu Güneş beni benden almış bulunmakta. Kendisini yazın okumuştum fakat hala çoğu satırlar aklımda gözlerimin önüne geliyor. Uçurtma Avcısı' yla tahmin edilemeyecek derece bir beğeni sağlayan yazarımızın bir sonraki kitabı diye biliyorum. Bu kitaptan sonra ise Ve Dağların Yankılandı kitabını çıkardı. O kitabın kapağından da anladığım kadarıyla en az diğer kitaplarında ağladığım kadar bu kitabına da gözyaşlarımı saklayacağım. Değişik bir özelliğe sahibim. Ne zaman bir kitaba başlasam onu bitirince daha çok okumayı ardından getiririm. Fakat kitaplardan sıkıldığımda beş altı ay yüzlerine bakmadığım oluyor. Hala kitaplığımda bir çok göze çarpan roman olduğu halde ön yargı ile cesaret edemiyorum onları okumaya çünkü ne zaman elime bir kitap alsam onu bitirmeden gözüme uyku girmiyor. Bin Mutlu Güneş de benim gibi her şeyden sıkılan bir insan için çok sürükleyici bir kitaptı. Ayrıca bir balık burcu olarak duygusal ve dram yüklü herhangi bir şeye ağlamak huylarım arasında. Bu kitapta çok ağladım mı diye sorulursa yalan olmasın çok ağlamadım. Fakat bazı kısımlar göz doldurmayacak gibi değildi. Kitaplarda özellikle roman tiplemelerinde benim için mektup kısımları çok önemlidir. O mektupları okuyan kişinin ağzından dinliyormuşcasına kocaman bir merak ile okurum. Khaled Hosseini' nde en sevdiğim özelliği bu oldu. Hele de o benzetmeleri yok mu, kendimi yerden yere vurmamı sağladı. Kendi çapımda yazdığım aşk romanlarını tekrar gözden geçirmeme vesile oldu. İnsanı okuturken boğmayan hatta düşündürüp gülümseten benzetmeleri hiç son bulmadı. Önceki kitabında olduğu gibi bağları kuvvetli bir dostluğun nasıl oluştuğunu göz önüne koymuş. Nefretten doğan aşklar tiplemelerini çok severim, bu nedenle kitaptaki iki karakterin nasıl yakınlaşacaklarını büyük bir merakla bekledim. Bu kitabı öve öve bitiremem. Benim için yeri çok ayrı oldu. Bir kaç satırda okurken içim burkulsa gözlerim dolsa da beni benden alan tekrar tekrar okumamı sağlayan yine bir mektup kısmıydı. Benden de bu beklenirdi zaten. Mis gibi dram kokan, kendine has bir yazım tarzıyla önümüze koyulan bu kitaba bakmazsanız hatırım kalır. Hatta kitabı okuyunca insan kapağını anlamakla güçlük çekse de herkes anlam vermek istediği tarafa çeker. Bu kitabından sonra Uçurtma Avcısını da okumuş bulunmaktayım. Umarım yakın zamanda onun hakkında da uzun uzun yazarım ...

Betül Tosun

0 yorum:

Yorum Gönder