1 Haziran 2016

,

Fangirl - Rainbow Rowell | Kitap Yorumu

Kitap Adı: Fangirl
Orijinal Adı: Fangirl
Yazar: Rainbow Rowell
Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı: 410
Çıkış Tarihi: 05/2016
Goodreads Puanı: 4.16/5
Benim Puanım: 4/5
Arka Sayfa;
GERÇEK VE DÜŞ ARASINDA SIKIŞMIŞ HAYALPEREST BİR GENÇ KIZ...
BİR ELMANIN İKİ YARISIYKEN FARKLI HAYATLARA SAVRULAN İKİ KARDEŞ
Cath bir Simon Snow hayranıdır.
Öyle ya, tüm dünya Simon Snow hayranıdır...
Ancak bu Cath için bir hayat felsefesidir ve o takipçi olma konusunda çok iyidir. İkiz kız kardeşi Wren’le çocukluklarından beri Simon Snow kitaplarını defalarca okumaktan, hayran kurgusu yazmaya kadar, kendilerini seriye adamış, annelerini kaybetmelerini de ancak bu şekilde atlatabilmişlerdir. Büyüdükçe Wren’in hayranlığı azalsa da Cath’in vazgeçmeye niyeti yoktur.
Üniversiteye gidecekleri sırada Wren, onunla aynı odada kalmak istemediğini söyleyince Cath kendi rahat dünyasının tamamen dışında, bir başına kalır. Son derece utangaç olan Cath, kendini yazdığı hayran kurgusuna kaptırmıştır. Hikâyesinde her zaman ne diyeceğini gayet iyi bilmekte ve gerçek hayatta hiç tecrübe etmediği romantizmi öyküsüne yansıtabilmektedir. Wren elinden tutmadan da Cath her şeyin üstesinden gelebilecek midir? Kendi hayatına başlamaya gerçekten hazır mıdır? Ya kendi hikâyelerini yazmaya?..
En önemlisi de Simon Snow sevdasını geride bırakma pahasına yola devam etmeyi istemekte midir?
Fangirl'ü uzun zamandır okumak istiyordum ve türkçe çevirisiyle okuyabildim sonunda. İlk olarak kitabı gerçekten beğendim çünkü benim çok beğendiğim bir durum mevcuttu. Klişe konuların kitabın yazarı tarafından farklılaştırılarak yazılıp kendini sıyırması benim en çok okumayı sevdiğim şeylerden biridir. Yazarın Eleanor ve Park kitabını da çok beğenmiştim ve Fangirl de beni hayal kırıklığına uğratmadı. Kitapta iki yarım puan kırdım. Bunlardan birinin nedeni; ilk yüz sayfanın bence çok boş olması ve Cath'i hiç sevememiş olmamdı. İkinci yarı puanı kırma sebebim ise; fan fiction'un kitapta ciddi bir kısmı kapsamasıydı. Kitap alıntıları ve Cath'in ağzından hikayeyi okumamamız dışında bu kadar çok Baz ve Simon geçmesi benim açımdan rahatsız ediciydi çünkü ister benim favori serilerimden biri olan Harry Potter bile bir kitapta bu kadar çok geçse rahatsız olurdum. Ama kitabın ana kurgusu Cath'in fangirl oluşu olduğu için bu durum beni rahatsız ederken kendime de kızdım. Bunun dışında bir de sonu beni tatmin etmedi. Özellikle ben Cath'in ailesi ile olan ilişkilerinde daha keskin kararlar almasını beklerdim ama yazarın kesik kesik yazması bu isteğimi yerine getirmedi.
Eleştirdiğim kısımlar haricinde kitabı çok sevdim çünkü Levi harika bir karakterdi. Her ne kadar alt yapısı klişelik barındırsa da yazarın kalemi Cath ve Levi arasında geçenleri büyük bir heyecanla okumamı sağladı. Ayrıca Cath ile kız kardeşi Wren ile olan ilişkisinin kopukluğu, Cath'i etkileyişi çok güzel belirtilmişti. İlk yüz sayfadan sonra Cath'i çok sevdim. İlk yüz sayfada Cath'in üniversiteye ilk başladığında tutunduğu davranışlar bana tuhaf ve manasız geldi. O yüzden bazı garip huyları açıklanmadan üzerinden yazıldı diyebilirim. Ama kitabın geneli çok güzeldi. En az Eleanor ve Park kadar beğendim. Sonunun ilişkileri bakımından havada kalmaması beni çok mutlu etti. Bazı olaylar akabinde çok marjinal cümleler geçmediği halde işaretlemeye doyamadığım satırlar da mevcuttu. Ayrıca Cath ile Levi'nin birbirlerini tasvir ediş şekilleri çok güzel anlatılmıştı. Merak ediyorsanız okumanızı öneririm. Umarım benim kadar hatta benden daha çok beğenirsiniz.

0 yorum:

Yorum Gönder