7 Haziran 2016

,

Vahşi - Sally Green | Kitap Yorumu

Kitap Adı: Vahşi
Orijinal Adı: Half Wild (Half Bad Trilogy #2)
Yazar: Sally Green
Yayınevi: Dex Yayınları
Sayfa Sayısı: 460
Goodreads Puanı: 4.05/5
Benim Puanım: 4,5/5
Arka Sayfa;
Senden nefret edıyorlar, Senden korkuyorlar... Çünkü sen bır cadısın, Yarı ak yarı kara Önce senı bır kafese kapattılar, Sonra da dünyanın en güçlü cadısını öldürmeye Yolladılar: Babanı... Şimdi kendinden başka kimseye güvenemezsin. Olumlu şeyler düsünmelisin. Mesela annalıse’ı düşünebilirsin. Gecelerı ne yaptıgını unut. Hayır değişmiyorsun, bunu aklından çıkar. Kımsede olmayan armaganın senı benzersiz Kılıyor ve güçlü... Nathan serinin ilk kitabında gerçek bir Bas belasıydı; şimdiyse tam bır vahşi Bir de şu seslerı susturabilsen. tıstıstıstıstıstıstıstıstıstıstıstıstıstıstıstıstıstıstıstıstıstıstıstıstıs tıstıstıstıstıstıstıs tıstıstıstıstıstıstıs
Vay be! Cidden vayy be! O ne sondu öyle! İlk kitabın ilk yarısını çok beğenmiştim, bu kitabın da son yarısını çok beğendim. Hatta itiraf ediyorummm, ağladım! Yazar Nathan'ın ağzından onun içindeki hayvanla savaşmasını öyle etkili yazmış ki ben anlamadan gözlerim dolup durdu. Hele de son elli sayfada sebepsizce ağladım, hatta kitap bittiğinde ki son satırlar hiç beklemediğim şekilde ilerlemişti, kitabı kapatıp ağlayasım geldi. Bu kitapta kesinlikle en çok beğendiğim şey; Nathan'ın babasına olan hayranlığı ama babası sayesinde içindeki hayvana karşı olan savaşıydı. Gabriel'i de çok seviyorum yalan değil. Özellikle Nathan ile olan arkadaşlığı bana Aristotle ve Dante kitabını anımsattı çünkü orada da arkadaş oldukları halde erkek karakterden hoşlanan kişi Gabriel'e benziyordu. İlk kitabı bitirdikten sonra ikinci kitapta Nathan ile Annalise'nin bölümlerini dört gözle bekliyordum ve ikinci kitapta gerçekten onlara doydum ama içimde hep bir ses onlar birlikteyken garibim Gabriel ne yapıyor dedi. Ayrıca ben Annalise'yi seviyorum. Nathan en sonunda her şeyi itiraf ettiğine tutunduğu davranışlar canımı yaktı evet ama kendince haklı sebepleri vardı.
Nathan beni gerçekten etkileyen bir karakter. Üçüncü kitapta daha çok ağlayacağıma eminim çünkü beni çok korkutan bir olay gerçekleşecek kesin. Serinin ilk kitabını harika bir girişi olduğu ve manyak bir merakla okuduğum için beğenmiştim. İkinci kitabın ilk yarısı umduğum heyecanda değildi. Sürekli işlenen olaylar vardı ama benim tek hoşuma giden yerler Gabriel ve Nathan'ın dostluğunu okumaktı. Tabi son yarıda Marcus'un ortaya çıkmasıyla kitap çok heyecanlı bir hal aldı. Ayrıca Marcus'un Nathan'a sarf ettiği o sözler için de ayrı gözlerim doldu. Nathan'ın içinde babasına karşı olan hayranlığını okumayı çok seviyordum bu seride. Çünkü yasak olduğunu düşündüğü için kimseye itiraf edemiyor olması ama bir yandan da bu merakını bastıramamasını okumak gerçekten farklıydı. Bu seriyi zaten farklı olduğu için seviyorum. Yazarın kalemi de karakterleri de umduğumdan daha değişik çıktı. Üçüncü kitabı çok fena merak ediyorum. Belki ingilizce ekitap olarak okurum ya da türkçe ekitap çıkmasını beklerim. Ama kesin bir şey var; bu seri favorilerime giriyor!








2 yorum:

  1. Ya Ben de Bela'yı çok sevmiştim ve Vahşi'nin çıkmasını resmen kıvranarak beklemiştim. Ama nolduysa geçen Eylül'de kitabı okumaya başladım ve bir yerden sonra hikaye ilerlemedi, ben de yarım bıraktım, bir daha da yanaşmadım. Demek ki az biraz sabretseydim çok beğeneceğim bir kitap olabilirdi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, yarıdan sonra daha güzel ilerliyor kesinlikle :D

      Sil