15 Mart 2016

, ,

November 9 - Colleen Hoover | Kitap Yorumu

Kitap Adı: November 9
Yazar: Colleen Hoover
Sayfa Sayısı: 310
Çıkış Tarihi: 10 Kasım
Goodreads Puanı: 4.50/5
Benim Puanım: 5/5
Arka Sayfa;
Beloved #1 New York Times bestselling author Colleen Hoover returns with an unforgettable love story between a writer and his unexpected muse.

Fallon meets Ben, an aspiring novelist, the day before her scheduled cross-country move. Their untimely attraction leads them to spend Fallon’s last day in L.A. together, and her eventful life becomes the creative inspiration Ben has always sought for his novel. Over time and amidst the various relationships and tribulations of their own separate lives, they continue to meet on the same date every year. Until one day Fallon becomes unsure if Ben has been telling her the truth or fabricating a perfect reality for the sake of the ultimate plot twist.
 
"People don't feel uncomfortable when they look at you because of your scars, Fallon. They're uncomfortable because you make people feel like looking at you is wrong. And believe me-you're the type of person people want to stare at." I feel fingertips graze my jaw and I flinch. "You have the most incredible bone structure, and women stare at hem out of jealousy because if they had lips the color of yours, they'd never have to buy lipstick again."
Bu kitaba dün akşam gibi başladım ama sonra ders çalışmak için ara verdim. Sanırım sadece birkaç bölüm okumuştum ve gece oturduktan sonra bir daha başından kalkamadım. Colleen Hoover'in son çıkan kitabı ve aslında son kitabı olduğu için biraz beklentiye girdim. Çünkü neredeyse tüm kitaplarını okuduğum için gitgide daha mükemmel yazdığını söyleyebilirim. Kitabın beni etkileyen bir aşk romanı olmasını bekliyordum. Güzel çıkar umarım diyordum. Bu kitap diğer aşk romanlarından çok farklıydı. Bir sürü nedeni var. Öncelikle şunu belirteyim. Kitaba bayıldım, mükemmeldi. Beni ağlatacağını hiç tahmin etmemiştim ve resmen okurken bir türlü susamadım. Kitabın başında farklı bir aşk romanı olduğu belliydi çünkü konusundan çıkılacağı üzere baş karakterler senede sadece bir gün yani kasımın dokuzunda görüşeceklerine dair birbirlerine söz veriyorlar. Kitap hiçbir şekilde sıkmıyor çünkü zaten her yılın kasım ayında buluşacakları günde neler yaptıklarını anlatıyor.
"One of the things I always try to remind myself is that everone has scars," she says. "A lot of them even worse than mine. The onyl differece is that mine ara visible and most people's aren't."
Fallon karakterine ayrı, Ben'e ayrı bayıldım. Gerçekten karakterler mükemmeldi. Bana öyle bir dokundu ki mahvoldum resmen ağlamaktan. Kitabın yarısına kadar olaylar ardı ardına gerçekleşti ama yine de yarıya kadar beni çok büyük bir şaşkınlığa sokan bir olay olmadı. Kitabın ortasında her şey yoluna girer ama ufak bir pürüz çıkıp ayrılırlar ardından tekrar barışırlar falan diye düşünmüştüm. Ama o pürüzün böylesine ağır çıkacağı aklımın ucundan bile geçmemişti. Kitabın asıl konusundan biri de Ben'in Fallon ile yaşadığı aşkı bir kitaba geçiriyor olması. Kitap boyunca bir kitap yazdığını biliyoruz ama içinde ne geçtiğini bilmiyoruz. Yani Ben'in ağzından aşklarının nasıl anlatıldığını. Zaten her şey kitabın içinde neler yazdığının ortaya çıkmasıyla mahvoluyor.
"What's it called?" she asks.
"What's what called?"
"Our book. What's the title going to be?"
"November Nine."
I watch her reaction, but her expression reveals nothing of what she thinks of the title. After a few seconds, she lays her lead on my chest so I can't see her face anymore.
"I didn't tell you this last year," she says, her voice much quiter that before. "But November 9th is the anniversary of the fire. And being able to look forward to seeing you on this date makes me not dread the anniversary as much as I used to. So thank you for that."
I suck in a quiet breath, but before I can even give her a responce, she scoots closer and presses her lips firmly to mine.
Çirkin Aşk kitabında da ağlamıştım çok fena. Bu kitap da en az Çirkin Aşk kadar canımı yaktı resmen. Karakterlerini öyle sevdim ki hele de Fallon'u aşırı sevdim. Suratındaki yara izleri yüzünden kendini hep aşağı görmesi ve sürekli güzel olduğuna inanması resmen içimi yaktı. Ben karakteri desen ayrı bir alem. Kitabın başından beri Ben'i zaten çok sevmiştim ama sonradan o mühim olay patlak verince ağla ağla öldüm yani. İlk olayı öğrenince böyle hafiften bir gözlerim doldu. Sonra öyle bir yere geldi ki "hobaa hadi peçeteler toplansın" dedim. Colleen'in kalemi mükemmeldi. O içten samimi tüm satırlar içime işledi.
Fallon ve Ben'in arasındaki kimyaya bayıldım. Kendi aralarındaki o espri anlayaşına, birbirlerine deli gibi muhtaç olmalarını bayıla bayıla okudum. Hatta Colleen keşke yakınlaşmalarını biraz daha detaylı yazsaydı dedim çünkü çiftimiz öyle hep bir araya gelmiyordu. Bir araya geldiklerinde zaten sayfalar geçmesin istedim. Hatta son sayfalara geldiğimde böyle kitabın bitmesine yaklaştıkça içime bir hüzün oturdu.
It took four years for me to fall in love with him.
It only took four pages to stop.
Anlayacağınız bu kitabın böyle çıkmasını hiç beklemiyordum. Beni manyak etkiledi. Aşk romanı dediğin böyle olur dedim. Fallon ve Ben ikisine de aşığım. Umarım November 9'a dair bir kitap daha yazar Colleen. Zaten kitabın sonunda bitmedi gibi bir şey ima edilmişti. İngilizcesi yine çok kolaydı ve böyle pat pat okudum satırları. Kitaba tek kelimeyle bayıldım. Ağlamak bir yana tam puan veririm falan diye hiç düşünmemiştim ama çok farklı çok mükemmel bir kitaptı. Bundan sonra kasımın dokuzu gelince hep bu kitabı hatırlayacağım. Yılda sadece bir gün gerçekleşen o yirmi dört saatin onlar için ne kadar değerli olduğunu okumak çok güzeldi. Kitabın türkçeye çevrilmesini beklemekle uğraşmayın. Kesinlikle İngilizce okuyun. O satırların asıl halini, yazarın kaleminden çıktığı orijinal halini okumak her türlü benim daha çok hoşuma giderdi. Kısacası okuyun! Hem çok şaşıracaksanız, hem suratınızda tatlı bir sırıtış belirecek, hem de belki de gözleriniz dolacak ama eminim çok beğeneceksiniz!
And then I kiss her.
And it's a twelve.

9 yorum:

  1. Yanıtlar
    1. Aşk romanlarını seviyorsan bir şans ver derim :)

      Sil
  2. Bir gece de İngilizce kitabı okumak... Harika! Benim o hale gelmeme çok var :/ Yazarı hiç okumadım sanırsam :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aşk romanlarının dili bana kolay geliyor. O bakımdan şanslıyım. Kitap da akıcı olunca pat diye bitiriyorum. Colleen Hoover'i okumanı öneririm :)

      Sil
  3. İngilizcem çok kötü ama kii :/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de ortaokuldayken bu dilden nefret ediyordum :)

      Sil
  4. Hiç kıskanmadım hatta şu an gayet iyiyim:( Orta seviye İngiizcesi olan biri okuyabilir mi? Hatta bir ara İngilizce kitap okumak ile ilgili bir yazı yazsan hiç fena olmaz:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Grameri az çok oturtmuş biri sozluge bakip bilmedigi sozcuklere baktigi surece bence kesinlikle okuyabilir çünkü bu kitabın dili ağır değildi. O tip bir yazı yakın zamanda yazacağım inş :)

      Sil
  5. Betül! Maybe someday bitti tavsiyenle sıra bunda, hadi bakalım, yine çok heyecanlandım ki, nasıl etkilenmişsin 😉😍

    YanıtlaSil