31 Mart 2016

,

Deha - Marie Lu | Kitap Yorumu

Kitap Adı: Deha
Orijinal Adı: Prodigy (Legend #2)
Yazar: Marie Lu
Sayfa Sayısı: 360
Yayınevi: Pegasus
Çıkış Tarihi: 11/2014
Goodreads Puanı: 4.30/5
Benim Puanım: 4,5/5
Arka Sayfa;
USTACA TASARLANMIŞ BİR DÜNYA, SİYASİ OYUNLAR VE BİR ENTRİKA AĞI…
EFSANE’NİN NEFES KESİCİ DEVAM KİTABI

June ile Day’in yaralı bir halde Cumhuriyet’ten firar etmelerinin üzerinden yedi gün geçmiştir. Bu sırada en akla gelmeyecek şey gerçekleşir:
Seçmen Primo ölür ve yerini oğlu Anden alır. Cumhuriyet kaçınılmaz bir şekilde kaosa sürüklenirken ikili, Day’in erkek kardeşini kurtarmak ve onları Koloniler’e götürmek için yardım etmeye gönüllü bir grup Vatansever isyancıyla güçlerini birleştirir. Ancak Vatanseverlerin bir talebi vardır: June ve Day yeni Seçmen’e suikast düzenlemelidir.
Bu eylem, uluslarına değişimi getirmek ve çok uzun süredir susturulan bir halka sesini geri kazandırmak için ellerindeki tek şanstır. Ancak June bu yeni Seçmen’in, babasına hiç benzemediğini fark ederek kararsızlığa düşer. Ya Anden yeni bir başlangıcın anahtarıysa ve Vatanseverler yanılıyorsa? Ya devrim yolu kayıp vermekten, intikam almaktan ve kan dökmekten geçmiyorsa?
Merhabalar! Bu yazıyı aslında sonradan yayınlayacağım çünkü üst üste koymak istemedim. Yine bir Karanlık Zihinler serisi sendromu yaşıyorum. Distopya üçlemesi olan bu seride de ilk kitaba ölüp bittim hatta ağladım fakat bu kitap biraz daha yetersiz geldi bana. Belki de beklentiyi ayyuka dağlarına çıkardığım için böyle oldu. Öncelikle kitabı yine çok sevdim. Zaten Marie Lu'nun kalemini beğenmemem mümkün mü? Ekimden beri kitap alışverişi yapıyorum ama bu seriyi almayı bu kadar ertelemiş olduğuma çok pişmanım. Bu kitap beni ağlatmayı başaramadı. Hatta yazarın duygusal sayfalarda biraz kastığını düşündüm. Hele de son sayfalarda aldığımız haber mükemmeldi zaten.
"Bu işte birlikteyiz, değil mi?" diye fısıldadı. "Sen ve ben? Burada olmak istiyorsun, değil mi?"
Sorularında suçluluk duygusu vardı. "Evet," diye cevap verdim. "Bunu ben seçtim."
Burunlarımız birbirine değecek kadar yakınına çekti beni. "Seni seviyorum."
Sesindeki arzu kalbimin heyecanla çarpmasına neden oldu fakat aynı zamanda da beynimin teknik kısmı hemen harekete geçti. Pek mümkün değil, diye alay etti. Bir ay öncesine kadar varlığımdan bile haberi yoktu. Ben de, "Hayır, sevmiyorsun. Henüz değil." deyiverdim.
Day, onu incitmişim gibi kaşlarını çattı. Dudaklarıma doğru, "Ciddiyim." dedi.
Ben bu seriye bayıldım çünkü her zaman belirtiyorum. Distopya türünde kitapta değinilen duygusal sayfaları ve karakterler arasında kısa kısa anlatılan ve büyük merakla okunan aşkı çok seviyorum. Bu seri de öyleydi işte. June ve Day'in aşkını öyle sevdim ki distopya kısmını o kadar bağlamadım. Ama bence distopya kısmı da yeterliydi. Tamam bir Altın Oğul değildi bilim kurgu bakımından ama her distopya türünde olduğu gibi değiştirmek istedikleri ayrımcı sistemi bence gayet güzel işlemişlerdi bu kitapta da.
Yine çok akıcıydı. Bir iki kere elimden bırakarak bitirdim hemen. Bir gün içinde silip süpürdüm. İlk kitabı daha heyecanlıydı çünkü karakterler arasındaki nefret ve aile sorunlarını dört gözle okumuştum. Bu kitap heyecan bakımından bir gıdım aşağıdaydı. Bir de baş karakterlerin başına gelenler ve Tess'de meydana gelen değişiklikler beni baya üzdü. Üçüncü kitapta eminim çok ağlayacağım. Aha da buraya yazıyorum. Ama bir ufak ihtimal ağlamam, o da yazar eğer sırf okuyucuları ağlatmak ve dramdan dem vurmak için canımızı yakarsa o zaman tam puan da vermem. Kitabın sonu kötü bitecekse bile bana dokunsun istiyorum.
"Vatanseverlere istediğim için katılmadım ben." Tess yataktan kalkıp önümde durdu, sırtı gerilmiş, yumruğunu sıkıp açıyordu. "Vatanseverlere senin için katıldım. Çünkü June seni götürüp tutukladıktan sonra sana ne yapacaklar diye deli gibi korktum. Onlarla konuşup seni kurtarmalarını isteyebilirim diye düşündüm ama bende June'daki pazarlık gücü yok. June sana ne isterse yapıyor ama yine de onu sevmeye devam ediyorsun. June Cumhuriyet'e de ne isterse yapıyor ama onlar da June'u hâlâ kabul ediyor." Tess sesini yükseltti. "June ne zaman bir şey istese elde ediyor ama benim istediklerimin kahrolası bir değeri yok. Belki ben de Cumhuriyet'in gözdesi olsaydım beni de severdin."
Aslında bu seri ortalarında biraz daha az puan vermek canımı sıkmıyor çünkü son kitaba kendimi daha fazla hazırlıyorum ve yazarın ilk kitapla birlikte bu kadar manyak okuyucuyu kendine bağlamasına hayran kalıyorum. Kısacası Deha da çok güzeldi. Oradan buraya koştukları satırlar ne kadar heyecanlıysa, ikisi yalnız kaldığında da gözlerimden kalpler fışkırdı. Üçüncü kitabı da bir günde bitirip mart ayını harika kapamaya niyetliyim!

0 yorum:

Yorum Gönder