Kitap Adı: Hava Uyanıyor
Orijinal Adı: Air Awakens (Air Awakens #1)
Yazar: Elisa Kova
Yayınevi: Yabancı
Sayfa Sayısı: 400
Goodreads Puanı: 4.02/5
Benim Puanım: 4/5
Arka Sayfa;
Solaris İmparatorluğu, başkenti birleştirmeye bir zafer uzağındaydı ve nadir görülen büyüsel bir yakınlığın sahibi, on yedi yaşındaki kütüphaneci çırağı Vhalla Yarl savaşın seyrini değiştirebilirdi.
Vhalla, Büyücüler Kulesi’ndeki gizemli büyü topluluğundan uzak durması gerektiğini bilerek büyümüştü ve kitapların sessiz dünyasında oldukça mutluydu. Ancak farkına varmadan, gelmiş geçmiş en büyük büyücülerden biri olan Prens Aldrik’in hayatını kurtardıktan sonra, yavaş yavaş onun dünyasına doğru çekildiğini hissediyordu. Şimdi önünde vermesi gereken zor bir karar vardı: Ya büyüsünü kabul edip bildiği hayatı terk edecek ya da büyücülükten defedilip eski haline dönecekti. Gölgelerde dolanan kudretli güçlerle birlikte, Vhalla’nın kararsızlığı ona sandığından çok daha fazlasına mal olacaktı.
Solaris İmparatorluğu, başkenti birleştirmeye bir zafer uzağındaydı ve nadir görülen büyüsel bir yakınlığın sahibi, on yedi yaşındaki kütüphaneci çırağı Vhalla Yarl savaşın seyrini değiştirebilirdi.
Vhalla, Büyücüler Kulesi’ndeki gizemli büyü topluluğundan uzak durması gerektiğini bilerek büyümüştü ve kitapların sessiz dünyasında oldukça mutluydu. Ancak farkına varmadan, gelmiş geçmiş en büyük büyücülerden biri olan Prens Aldrik’in hayatını kurtardıktan sonra, yavaş yavaş onun dünyasına doğru çekildiğini hissediyordu. Şimdi önünde vermesi gereken zor bir karar vardı: Ya büyüsünü kabul edip bildiği hayatı terk edecek ya da büyücülükten defedilip eski haline dönecekti. Gölgelerde dolanan kudretli güçlerle birlikte, Vhalla’nın kararsızlığı ona sandığından çok daha fazlasına mal olacaktı.
Bu kitabı uzun zamandır merak ediyordum ve itiraf edeyim;
nedense kapağı sayesinde ilk başta çizgi roman olduğunu sanmıştım. Daha sonra
araştırdığımda beş kitaplık bir seri olduğunu keşfetmiş oldum. Kapağıyla beni
kendine çekmeyi başarmıştı ve içeriğinin tarihi fantastik olduğunu bildiğim
için daha büyük bir heyecanla okumaya başladım. Açıkçası kitap beni hafif bir
hayal kırıklığına uğrattı ama bunun yanında çok beğendiğimi de söyleyebilirim.
Hayal kırıklığı sebebim ise ilk kitabın tahmin ettiğim kadar dolu dolu şekilde
sürükleyici olmamasıydı. Aşk ve dostluk kavramları daha çok ağır basıyordu ama
bu kısımlar da her ne kadar bazen içimi eritse de beklediğim kadar mükemmel
değildi. Vhalla benim okumaktan zevk aldığım ve beni rahatsız edecek pek nadir
davranışlarda bulunan bir kız karakterdi. Kitapta daha ilk kısımlarda Prens
Aldrick ile arasında geçen hararetli tartışmalar beni de çok heyecanlandırdı.
Kitabın gidişatı bakımından en çok sevdiğim kısımlar kesinlikle Aldrick ve
Vhalla arasında geçenlerdi. Özellikle yazarın aynı anlatımla devam etmeyip, son
yüz sayfayı daha farklı ve acımasız bir olaya çekmesi de büyük beğenimi
kazandı. Sadece bu son olayda Aldrick'in bazı davranışlarının detayının
açıklamaktan kaçınıldığı ve saçma olduğu kanısına vardım. Prens Baldair ile
Prens Aldrick arasındaki çekişme ve elbette ikisinin de Vhalla'ya karşı tutumu
bana Kızıl Kraliçe'yi hatırlattı. Kitabı kurgusu bakımından bakarsak tarihi
fantastik olarak serinin ilk kitabından çok mükemmel olduğunu savunamayacağım.
Zannımca yazar her şeyi ilk kitapta dolu dolu yapmak yerine diğer kitaplara da
yer vermek istemiş. Devam kitaplarında dört ana üstün gücün detaylarını daha
derinden okuyacağımız serinin devam isimlerininden belli oluyor. Üçü arasında
geçen aşk üçgeninin daha tehlikeli ve heyecanlı bir hal alacağı kuşkusuz.
"Sen hiçbir şey için çırpınmamalısın. Sen veliaht
prenssin."
Aldrick, dudakları hafifçe kulaklarına değerek, "Ben
prens olabilirim," dedi. "Ama sadece bu gece için bile olsa sıradan
olabilmek için her şeyi verirdim."
Bu kitabı uzun zamandır merak ediyordum ve itiraf edeyim;
nedense kapağı sayesinde ilk başta çizgi roman olduğunu sanmıştım. Daha sonra
araştırdığımda beş kitaplık bir seri olduğunu keşfetmiş oldum. Kapağıyla beni
kendine çekmeyi başarmıştı ve içeriğinin tarihi fantastik olduğunu bildiğim
için daha büyük bir heyecanla okumaya başladım. Açıkçası kitap beni hafif bir
hayal kırıklığına uğrattı ama bunun yanında çok beğendiğimi de söyleyebilirim.
Hayal kırıklığı sebebim ise ilk kitabın tahmin ettiğim kadar dolu dolu şekilde
sürükleyici olmamasıydı. Aşk ve dostluk kavramları daha çok ağır basıyordu ama
bu kısımlar da her ne kadar bazen içimi eritse de beklediğim kadar mükemmel
değildi. Vhalla benim okumaktan zevk aldığım ve beni rahatsız edecek pek nadir
davranışlarda bulunan bir kız karakterdi. Kitapta daha ilk kısımlarda Prens
Aldrick ile arasında geçen hararetli tartışmalar beni de çok heyecanlandırdı.
Kitabın gidişatı bakımından en çok sevdiğim kısımlar kesinlikle Aldrick ve
Vhalla arasında geçenlerdi. Özellikle yazarın aynı anlatımla devam etmeyip, son
yüz sayfayı daha farklı ve acımasız bir olaya çekmesi de büyük beğenimi
kazandı. Sadece bu son olayda Aldrick'in bazı davranışlarının detayının
açıklamaktan kaçınıldığı ve saçma olduğu kanısına vardım. Prens Baldair ile
Prens Aldrick arasındaki çekişme ve elbette ikisinin de Vhalla'ya karşı tutumu
bana Kızıl Kraliçe'yi hatırlattı. Kitabı kurgusu bakımından bakarsak tarihi
fantastik olarak serinin ilk kitabından çok mükemmel olduğunu savunamayacağım.
Zannımca yazar her şeyi ilk kitapta dolu dolu yapmak yerine diğer kitaplara da
yer vermek istemiş. Devam kitaplarında dört ana üstün gücün detaylarını daha
derinden okuyacağımız serinin devam isimlerininden belli oluyor. Üçü arasında
geçen aşk üçgeninin daha tehlikeli ve heyecanlı bir hal alacağı kuşkusuz.
Bu kitap listemde yer alıyordu, biliyor musun. Ben de kapağını görüp aşık olmuştum, listeme girmesinin ikinci etkisi bu olmuştu, ilk etki mi? O da kurgusunun fantastik oluşuydu. Lakin şu yazını okuyunca biraz hayal kırıklığına uğradım, alıp almama konusunda kararsız kaldım çünkü romantizmi sevmezken, başlı başına bir aşk üçgeni yer alıyormuş. Büyük ihtimal alsam daha büyük hayal kırıklığı yaşayıp karakterden sıkılacağım, sonunda kitap tanıdığım birine vermemle birlikte kitaplığımdan çıkacak. Bunun için teşekkür ederim. Gerçekten kitabı okuyan birinin görüşüne ihtiyacım vardı. ^^
YanıtlaSilKeyifli anlatımın için de sağolasın ayrıca. :)
Rica ederimm. Yorumumda belirttiğim gibi ilk kitap fantastik açıdan beklediğim dolulukta değildi ve kızın gücünü keşfetmesiyle prens arasında filizlenen aşkını anlatıyor desem daha doğru. O yüzden büyük ihtimalle sana yeteri kadar doyurucu gelmeyebilir :)
SilKitabın sonuyla ilgili düşüncelerine tamamen katılıyorum. O son olayda Aldrik'in davranışları tam açıklanmadı ve bu da tatmin edici değildi. Diğer kitaplar daha dolu dolu olacak bence (inşallah Yabancı çevirirse)
YanıtlaSil