16 Ocak 2016

Yılan Hikayesine Dönen Kitaplığım

                 
İyi akşamlar diliyorum bu yazıya rast gelen herkese! Şimdi size benim kitap aşkımı barındıran bol aksiyonlu ve hadi artık yeter be diyeceğiniz bir yazı bekliyor. Bugün ocağın 16'sı değil mi? Fakat benim kitaplık yaptırmaya başlama sürecim 31 ekimle başladı. İki buçuk ayı içine alan bu süreyi buraya yazarak kendime güzel bir hatıra haline getirmek istiyorum. Annemle her zaman oturma odasını değiştirdiğimizde duvarda boydan boya bir kütüphane yaptırma fikrimiz vardı. Fakat bu fikir beş senesini doldurup küflenince artık inancımı da yitirdim ki o zamanlar öyle kitap hastası değildim. Sonra e-kitap olarak okuduğum kitaplarla coşan aşkım artık kitaplara para vermeye hiç kıymayınca ben de kitaplık yaptırırsam nereye koyarım diye düşünüp taşındım. Yatağımın üzerinde baya boşluk olduğu için oraya yaptırmayı düşündüm ama inanın başta hiç ihtimal vermedim. Ama sonra anneme söylediğimde iki tane raf alabiliriz dedi. Ben de o cevabı duymanın hevesiyle kendimi Ikea'da buldum. Gidip kendi başıma gezip kitaplık fotoğraflarını çektim. Sonra eve döndüm ve aradan bir hafta geçmeden babamla beraber çektiğim kitaplıklara yakından bakmaya gittik ama o gün araba dolu olduğu için rafları alamadık. Bundan on beş gün sonra -sonunda- bir cumartesi akşamı beraber Ikea'ya gittik ve babamın isteğiyle benim istemediğim ama -aman olsun da ne olursa olsun- diyerek 120 santim boyunca ikişer raf aldık. Fakat eve geldikten sonra düşünüp taşındım. Daha bir sürü kitap alacağım ama bu raflar bana yetmez bile. Böylece tekrar tek başıma Ikea'ya gidip 160 santimlik raf var mı diye baktım. Tabii bulamayınca ben de ikişer 80 santim alsam yan yana 160 santim eder diyerek bu fikri aklıma koydum. Fakat Ikea'ya öylesine uğradığımızda istediğimiz gibi güzel bir 80 santimlik raf bulamadık. Böylece biz de Bauhaus'a gidip altı tane 80 santimlik raf aldık. İkişer tane yana koyarak üst üste üçer tane raf yapacaktım. Ama ne yazık ki annem sürekli fikrini değiştirip duruyordu. Önce beni heveslendirip gidip bakıyorduk ama sonra ben zaten oturma odasına kitaplık yaptıracağım, şimdi odayı karışık göstereceksin diyordu ama moralimi hiç bozmadım.
Sonunda sanırım Tüyap'tan sonraki haftaydı. Beraber Ikea'ya gidip önceden aldığım ikişer rafı geri verecektik. Ama bu yatağımın üzerine ikişer olarak yerleştireceğim üst üste üç tane olacak raflarımın altına raf tutacağı almamız gerekiyordu ve iki taneye dört tane almamız gerektiği için annemin çok kaba görünecek demesiyle babam da ona hak verdi. İşte o pazar gününü unutamıyorum. Ben de artık burama kadar geldiği için babama "İyi o zaman. Bauhaus'dan aldıklarımızı da geri verelim. İstemiyorum boş ver." dedim. Tabii o anda öyle bir hayal kırıklığına bürünmüş durumdayım ki anlatamam. Sonunda annemle beraber değişim kasasına gittik ve ben artık dayanamayarak sinirden ağlamaya başladım. Önce anneme bağırdım sonra bir kenara çekilip asansörün önünde sessiz sessiz ağladım. Kasım ayında pazar günü asansörün önünde ağlayan bir kız gördüyseniz işte o bendim.
Sonrasında fikrimi değiştirdim ve annemi kaba görünmeyeceklerine ikna ettikten sonra hikayemin ikinci belalı tarafı başladı. Marangoz! Babam kendi takamayacağını söyleyince ben de bir buçuk ay - evet, resmen bir buçuk ay- marangoz bekledim. Gerçekten bu devirde marangozlar pek nazlı olmuş. Üç haftadır babamın eve marangoz getirmesini bekliyorum. Başlarda her gün akşama doğru karnımda kelebekler uçuşuyordu. Ama sonradan babam yarın gidip adamı çağıracağım dediğinde bile umudum yoktu. Artık raflarım balkonda çürüyecek diyordum.
Ve sonunda! Aslında hiç ihtimal vermiyordum ama nihayet bugün marangoz geldi ve raflarım takıldı. En son ne zaman bu kadar mutlu olduğumu hatırlayamıyorum. Sanırım telefonum tamirden geldiğindeydi. Böyle marangoz duvarı delme sesiyle benim hoplayıp zıplayasım vardı. Artık neredeyse tüm umutlarım kaybolmuştu ama sonunda yatağımın üzerinde raflarım yerini aldı.
Şu anlık kitaplarım bir rafı tamamen doldurabildi. Onun dışında şimdilik alt katı ıvır zıvır ile doldurdum. Tabii yazın sonuna kadar üç raf da sonuna kadar benim istediğim kitaplar ile dolmuş olacak. İlk defa Şeker Portakalı kitabının yorumunu yazdığımda çalışma masamın kitaplığının nasıl olduğunu hatırlıyor musunuz?
Eyyy gidi günler.. Bana hala rüya gibi geliyor. Üç ay içerisinde o kadar çok kitabım oldu, o kadar mesudum anlatamam! Aslında ben raflarımın en üstünü boş bırakmak istiyordum ama annem evdeki eski kitaplarla doldurdu. Tabii ben onların hepsini zamanla kış kış edeceğim. Klasikler dizesi var evimizde ama ben tüm klasikleri Hasan Ali Yücel Klasikleri ile almak istiyorum. Yalnız gördüğünüz bu kitaplık tam yatağımın üzerinde. Şayet üzerime düşerlerse bilin ki kesin bir yerimi kırdım. Ayrıca ne yazık ki fazla keskinler. İlk aldığımda taşırken iki elimi de yaralamıştım. Aman neyse, bugün öyle mutluyum ki kelimeler yetersiz! Yılan hikayesine dönen kitaplık hikayemi okuduğunuz için teşekkürler! Yeni aldığım kitapları yerleştirdikçe buraya da resmini atacağım. Hayırlı akşamlar!

17 yorum:

  1. Güzel olmuşlar bence hele o mumlar :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler. Daha da çok mum almayı düşünüyorum bakalım :)

      Sil
  2. Hayırlı olsun canım,çok güzel görünüyor. :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Daha da güzel görüneceği günler dileğiyle :))

      Sil
  3. Bayıldım!! Harika olmuş. Annen boşuna direnmiş bence çok hoş duruyor :)
    Bende böyle raf alarak kitaplık yaptırmak istiyorum ama benimki de uzak bir hayal gibi duruyor. Belirtmeden geçmeyeyim 2 tane kitaplığım full dolu :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çook sağol! Onu görsen dizerken benden hevesliydi neredeyse :D Tüm kitapseverlerin istediği gibi kitaplığı olsun yahu. Yapmayın etmeyin ana babalar :D Bir de bir gün kendi evim olunca aklımda bir kütüphane var ki sorma gitsin :D

      Sil
  4. Ben de evde odaları değiştirdikten sonra kitaplığım diğer odada kaldı diye ağlamıştım. Babama baya sızlanmıştım. Kitaplarım karşımda olmayınca kalbim acıyor diye. :D Sonunda geçtiğimiz odaya da bir tane yaptırmıştı. Benimkiler de yatağımın üstünde ama bir bütün olarak duvara monteli senin raflara cidden dikkat et tehlikeli. :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cok iyi anliyorum seni :D Raflarim takilmadan once tum kitaplarim oksuz gibi kutularda balkonda duruyordu. Olur da birgun raflar basima yikilirsa bilin ki kitap askimdan öldüm :D

      Sil
  5. Çok güzel olmuş bizim evde maalesef yer yok. Yatağımın üstüne belki bende böyle bir raf yapabilirim kim bilir.İnsanın kendine ait kocaman bir kitaplığı olmalı bence :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle :) Bence sen de bir tane yaptır yatağının üzerine. Düşündüğün daha güzel çıkıyor yaptırdığında :)

      Sil
  6. Güle güle kullan canım :)

    YanıtlaSil
  7. çok hoş olmuşlar gerçekten... keyifle okunan kitapların bol olsun :D

    YanıtlaSil
  8. ay çok kötü ya ama inşallah daha böyle birşey gelmez başına bana da bir marangoz raf yapacak ama hadi hayırlısı.. :) :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yakısından tuttuğun gibi getir yoksa gerçekten zor geliyorlar :D

      Sil
    2. deneneyeceğim

      Sil