21 Ekim 2016

,

İsyankar - Tolga Ra | Kitap Yorumu

Kitap Adı: İsyankar
Yazar: Tolga Ra
Yayınevi: Ephesus
Sayfa Sayısı: 359
Goodreads Puanı: (Bulamadım)
Benim Puanım: 2/5
Arka Sayfa;
O, KARDEŞİ İÇİN HAYATINI TEHLİKEYE ATACAK KADAR CESURDU.
O, HAPSOLDUĞU KAFESİN PARMAKLIKLARINI YIKMAYA ÇALIŞAN BİR KUŞTU.
O, SADECE ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN SAVAŞAN BİR KÖLEYDİ.
VE SONRA O KÖLEDEN BİR KRAL OLDU. 
Edith Rosa Lofts, o gün gözlerini açtığında her zaman olduğu gibi bir Köle’ydi ve o sıradan günlerden birinin onu beklediğini düşünüyordu. Onun günlük rutini belliydi: Kalkacak, Elitler’e hizmet edecek, eve dönecek, uyuyacak ve yeniden kalkıp bu kısır döngü içerisinde yuvarlanacaktı.
İlk defa genç bir türk yazarın elinden distopik bir kurgu çıktığı için kitaba dair her şeyi merak ediyordum. Yazar kendisi erkekken, tüm kitabı ana karakter olan kızın ağzından nasıl anlatmış, oluşturduğu distopik dünya nasıl ve bunu güçlü bir betimlemeyle okuyucuya geçirmiş mi en çok merak ettiklerimdi. Kitapta gözüme batan, beni rahatsız eden ne yazık ki ara ara çok şey vardı. Öncelikle yazarın betimlemesi yani genel olarak kaleminin gücü bana göre yeterli değildi. Çoğunlukla uzun cümlelerden kaçılmış, bazen de bu uzun cümleler göze batacak şekilde aynı kelimenin iki kere geçmesiyle süslenmişti. Karakterler konusunda Edith aşırı zayıf, kendisine özgüveni olmayan bir kızdı ama kitabın sonuna doğru güçlenmesini takdir etmedim de değil. Hatta bir keresinde artık o kadar çok yapacaklarından emindim ki olayı reddetmesi karşısında şaşırdım. Kitap ilk başta da bence biraz kötü başlamıştı. Mesela bir anda tüm bölünmeyi anlatmak yerine büyük bir olayla başlayıp yaşadığı dünyayı bize yavaş yavaş anlatabilirdi. Üst üste o kadar çok köle kelimesi okudum ki canım sıkıldı artık. Edith'in kendini çirkin hissetmesi ve kitapta güzellik anlayışının dolgun dudak ve ince çene yerine daha farklı kalıplarla anlatılmasını beklerdim. Edith on altı yaşında bir kızken ve daha önce kimseye çekim hissetmemişken bir anda Kyle'ya gerektiğinden daha fazla bir şekilde duygu patlaması yaşaması çok hızlı ve abartıydı. Ayrıca sürekli aslında şunu asla yapmazdım ama şuan yapıyorum gibi cümleler bir değil, iki değil, defalarca kez geçti ve bu cümlelerle beraber Edith gitgide güçsüz bir karakter olduğunu kanıtladı. Mesela bu kadar ağlamak yerine kendini tutup bunu kimseye göstermese, köle olduğu halde kendine biraz saygısının kalıp kimseye kendini ezdirmemesi gibi kısımları okumayı beklerdim ve tabii ki kendini rezil edip aşık olduğu çocuğun karşısında ağlamamasını... Kitabın sonunu beğendiğimi söyleyebilirim çünkü farklıydı. Ana konu distopik olduğu için Edith'in bu aşırı aşk dolu duygularını bu kadar okumasaydık sevinirdim.
"Sen, aslan değil; yılan... Kurtarıcı değil; yok edici... Adil değil, diktatörsün!"
Bazı kısımları beğendim ama takdir ettiğim -sonu hariç- pek bir yer yoktu. Sonunu da beğendiğimi söyleyebileceğim kadar pat diye bambaşka bir şey olması da yine eleştiriden kaçınılmayacak şekildeydi. Kyle da çok saçma ve manasız bir karakterdi. Belki diğer kitaplarda Edith'e adam gibi açıklama yapacak olabilir ama ilk kitapta bu kadar saçma davranması yersizdi, en azından kızı karşısına alıp ufak bir açıklama yapabilirdi. Yazarı takdir ettiğim bir diğer kısım da kızın ağzından olayları absürt anlamamasıydı. Yazar erkek olduğu için bir kızın ağzından yeterli anlatamaz diyordum ama öyle değildi. Tabii buna karşın Edith daha mantıklı bir karakter olsaydı yazarın kaleminin bu baskın tarafını daha çok takdir edebilirdim. Distopik açıdan da olayların çok hızlı geçtiğini ve konunun çok güçlü olmadığı kanısındayım. Kitapta oldukça Uyumsuz havası vardı ama gözüme çok da batmadı. Serinin devamında yazarın dediği gibi karakterlerin güçleneceğinden şüphem yok ama ilk kitaptan çoğu açıdan zayıf bulduğum için seriye devam etmeyi düşünmüyorum. Eğer merak ediyorsanız bir şans verebilirsiniz ama bugüne kadar güçlü anlatımı olan fazlaca distopik-fantastik kitap okuduysanız beklentiyi yükseltmemekte fayda var.

0 yorum:

Yorum Gönder